🥀 18. Bölüm 🥀

3K 116 1
                                    

   Esas Seni Kaybetmekten Korkarım Ey Gülüm
Sen Olmazsan Bende Olmam Ey Ömrüm
  Bu Akılsız, Bu Berduş Adam Sana Yenik Düştü
Ama Yenik Düşmekten Elbette Şikayetçi Değilim
                  Konu Sen Olunca Çünkü
                       ~ Doğan Soysal ~
                                    🥀
Elif Demiray.
Gözlerim dolmaya başlamış korkudan bacaklarım titriyordu ne yapacağımı şaşırmıştım gitsem gidemiyordum o oradaydı gitmesem beni de alacaklardı dişlerimi sıktım silah tutan köşedeki adam geri çekilip bana doğru gelmeye başlayınca korkuyla geri çekildim. "Ondan uzak dur!" diye gürledi Doğan, boğazından yakaladığı gibi duvara itince iki erkek birden bana doğru koşmaya başladı çığlık attım.
"Doğan!" diye bağırıp merdivenlerin oradan uzaklaştım aşağıdan silah sesleri gelmeye başlayınca çığlık atıp hemen silah odasına yöneldim hızla şifreye girmeye çalışırken saçlarımdan tutulup geri çekildim acılar içinde çığlık atıp yerde sürünürken Doğan öfkeyle saçımı tutan kişinin ensesinden yakalayıp kafasını duvara çekildi ardından elindeki silahla gövdesine ateş edip önüne döndü karşısındaki erkek ona yumruk attığında elimle ağzımı kapattım oda silahın arkasıyla vurup bacak arasına tekme attı ve silahla gövdesine nişan alıp vurunca korkuyla top şeklini aldım, hemen yanıma gelip kolumu tuttu ve ayağı kaldırdı.
   "İyi misin?" diye sorunca başımı salladım o sırada aşağıdan tekrar sesler gelmeye başlayınca korkuyla tekrar titredim, belimi tutup silah odasına yaklaşıp şifreyi girdi ve kapıyı açıp beni içeri soktu adamlar hızla bize doğru yaklaşırken çığlık attım oda hemen onların üzerine kapıyı kapatıp bana doğru döndü kurşunlar demir kapıda füze sesi çıkarıyordu ağlayarak Doğan'a baktım. "Seni havalandırmanın içine sokacağım evin deposuna ineceksin oradan kaçıp Kaan'ı bul burayı ben hallederim"
   "Sensiz gitmem"
   "Gitmek zorundasın Elif, sana birşey olursa ben yaşayamam git hemen" deyip masanın üzerine çıktı havalandırma kapağını açıp elini uzatınca başımı iki yana ağlayarak salladım.
    "Hayır..."
    "Benim ölmemi istiyor musun?"
    "Tabi ki hayır bu da sorumu!"
    "O zaman kendini benim yerime koy...aynı hissettiğin şeyi bende sana karşı hissediyorum" deyip tekrar elini uzatınca hıçkırarak elini tuttum kapıdan bu sefer vurma sesleri geliyordu hemen beni havalandırmaya itince içeri girdim. "Dikkatli ol dediğim gibi havalandırma evin deposuna götürecek yolu takip et sadece takip et"
    "Doğan..."
    "Hadi Elif...söz veriyorum birşey olmayacak" dediğinde başımı salladım, geri çekilince kapağı kapatıp bulunduğu yerden çıkınca ağlamaya devam ederek dediğini yaptım arkamı dönüp karanlık boruları izlemeye başladım.
Doğan Soysal.
Tüfeğimi aldığım gibi kapıyı açtım beş kişi birden sıraya dizilmişti ikisini hızla yere indirip kapıyı kapatırken içeri biri dalınca tüfeği yere fırlatıp kokunu arkaya büktüm arkamdan biri belimi sıkıca sarınca başımı geriye atıp tam burnuna - öyle umuyorum - geçirdim ve öndekine de düz kafayla girip dirseğimle çenesine vurdum elindeki silahı alıp gövdesine vurup hızla arkamdaki adamı da vurdum hızla silah odasından çıkıp gelecek olanları tuzakla düşürmek için bıçak atan odaya ilerledim arkadamdan iki kişi koşarak gelince lazerlerin nerede olduğunu bildiğim için kapıyı açıp dikkat ederek odaya girdim onlar da sazan gibi hemen içeri dalınca iki bıçak iki yandan boyunlarına saplanmıştı, hemen odadan çıkıp taramalı tüfeğin olduğu yere gittim son tuzak son gelenler içindi gülümseyerek dişlerimi sıktım. "Demek bana suikast girişimi ha?" diye kendi kendime konuşup tekrar odadan çıktım on adam birden merdivenlere hızla koşarken hemen silah odasından el bombasını alıp tekrar taramalı tüfeğin olduğu yere geldim adamlar beni görünce hemen koşmaya başladı lazerlere dikkat ederek odaya girdiğimde bütün adamlar içeri girmişti o anda taramalı tüfek çıt sesi çıkarınca hemen dışarı çıkıp kapıyı kapattım ve kilitledim içeriden silah sesi ve acıyla bağırma seslerini duyunca gülümsedim, sırada başında duran adamı gelmişti...aşağı indiğimde on araba birden daha görünce dişlerimi sıktım. "Öldür öldür bitmiyor şerefsizleri!" diye sinirle söyleyip tekrar silah odasına girdim on tane birden el bombası alıp sessizce tekrar aşağı indim arabaların arkaları dönüştü arka tanponlarını görüyordum, ilk arabaya gizlice yaklaşıp eğildim hepsinin halkasını çıkarıp elimde tuttum arabada bir hareketlenme görünce hepsi kapılarını açtı o anda hepsini arabanın altına fırlattığım gibi içeri girmemle bütün arabaların patlaması bir olmuştu, gümbürtülü bir şekilde arabaların parçaları yanık kokusu benzin kokusu evin içine dahi bulanmıştı, öksürerek yerimde doğrulup dışarı çıktığımda hala alevler içinde yanıyordu telefonumu çıkarıp Kaan'ı aradım hemen açmıştı.
"Pusu kurulmuş iyi misin? Hemen geliyorum!"
"Kardeşim sakin ol hallettim herşeyi, senin yapman gereken şey etrafı ve delilleri kapatabilecek birini bulman? Ve ev harabeye döndü tadilat yapılması gerekiyor"
"Bunlar kolay önemli olan sen iyi misin?"
"İyiyim"
"Şirketteyiz"
"Elif yanında değil mi?" diye endişeli bir şekilde sorunca güldü.
"Merak etme aşık adam yanımda, senin için çok korktu hala ağlıyor"
"Geliyorum"
Elif Demiray.
   Ağlayarak Kaan'a bakıyordum içimdeki korku endişe ve üzüntüye engel olamıyordum neden bilmiyordum ama ona birşey olursa kendimi yarım gibi hissederdim çünkü şuan hala kendimi yarım hissediyordum boşluk gibi hissediyordum gecenin bir körüydü bir yandan yorgunluk uykusuzluk diğer yandan endişe korku insanın direncini kırıyordu, Kaan telefonu kapatınca heyecanla yanaklarımı silip gözlerimi kırpıştırdım. "O iyi mi? Ne dedi sana?"
   "Sakin ol Elif...merak etme hepsinin üstesinden gelmiş şimdi burada olacak" dediğinde gözlerimi kapatıp gülümsedim ve ellerimi ağzıma koyup sevinçten ağlamaya başladım. "Şükürler olsun"
   "Sende mi seviyorsun? Aşık oldun sanki?"
   "Aşk değil ama ona alıştım"
   "Hiç düşündün mü aşık olursam..."
   "Bunları konuşmayalım Kaan...Doğan yeterince üzerime geliyor bu konu yüzünden"
   "Anlıyorum" dediğinde başını sallayıp sustu. Yarım saatin ardından kapı tıklanınca heyecanla yerimden kalktım içeri Doğan girince sevinçten yaşaran gözlerime hakim olamadım büyülenerek onu süzmeye başladığımda gülümsediğini gördüm bende gülümsedim hızla koşup ona sıkıca sarıldığımda hafifçe güldü ve oda kollarını bana sıkıca sardı dudaklarını boynuma değdirince sandalyenin hışırtısı geldi. "Ben sizi yalnız bırakayım" dediğinde yanaklarım ısınarak geri çekildim Doğan yanaklarımı görünce gülümseyerek işaret parmağıyla okşadı.
   "Seni öpeyim mi? İznim var mı?" diye sorduğunda cevap vermedim yanaklarım daha çok ısınınca dişlerini gösterip gülümsedi ve yanağımı öptü dudağımın kenarını öptü son olarak alnımı öpüp geri çekildi. "Senin için çok korktum gidene kadar o adamlar onu yakalamış mıdır diye düşünmeden edemedim"
   "Bende senin için çok korktum"
   "Bunu senden duymak beni mutlu etti" gülümsedim ve gözlerimi ona çevirdim gri gözleri büyüleyici bir şekilde yüzümün heryerini inceliyordu kaşlarını çatıp yutkundu ve başını eğip dudağıyla alt dudağımı sürttü ama sonra hemen geri çekildi. "İleri gittim galiba özür dilerim"
   "Sorun değil...bende senin gibi sevsem öpmek ve sürekli onunla olmak isterdim"
   "Sevmediğin için beni..."
   "Sevmediğim için değil Doğan, aslında karmaşık şeyler yaşıyorum içimde bunu kendimde bile cevap bulamıyorum kafamın içi karmakarışık"
   "Bir kaç günlüğüne buradan uzaklaşacağız ev harabeye döndü yazlığım var benim oraya akşam uçakla gideceğiz hem kafa dinlemiş oluruz hemde güvende oluruz"
   "Evlilik ne olacak?"
   "Dayımdan hala ses seda çıkmadı o evlenin derse o zaman evleneceğiz"
   "Neden o evlenin derse?"
   "Çünkü bütün ailemiz akrabalarımız ondan izinsiz birşey yapmaz bende dahil, ama ben söylemeden izin almadan da yapsam birşey demez beni çok sever ama yine de bilgisi olsun diye söylerim"
   "İyi yapıyorsun" deyip geri çekildim.

🥀 MAFYA : Acem Kızı 🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin