🥀 26. Bölüm 🥀

3.1K 90 4
                                    

         İyiyim Demen Yetmez Bana Aşk
Deliye Dönerim Her Kirpiğinde Oluşan Gözyaşlarına
İyiyim Demen Yetmez Bana Aşk
Her Ellerin Titrediğinde Beni Korku Kaplar
Öldüm, Öldüm Seni Öyle Görürken
Hayatıma Hayat Katanı Kaybetmek İşkence Eder Bana
Hayatıma Giren, Tıpkı İsmin Gibi Güneş Açtın Üstüme
Beni Öldürür Ciğerime Yakamozlar Saplanır Sevgilim!
Ben Gözlerinde Mutluluğu da Gözyaşlarını da Görebilirim
Çünkü Seven İnsan Hisseder
~ Elif Demiray ~
                                    🥀
Doğan Soysal.
     Çocuğun seslerini duyunca iç çekerek tatlı rüyalara ara verip gözlerimi açtım Elif yanımda yoktu ama aşağıdan tıkır tıkır sesler geliyordu ve bu arada Yiğit göbek deliğini parmaklayıp duruyordu bir de kaşlarını çatmayı da biliyordu bücür, erkek adam oldu da kaşta çatıyor? Oflayarak yataktan kalkıp lavaboya girdim elimi yüzümü yıkayıp ihtiyacımı giderdim ve arkamı döndüğümde kapıda dikilip bütün yaptığımı izleyen minik bir ajanla karşılaşınca iç çektim. "Büyükler tuvalet ihtiyacını giderirken, küçük çocukların izlemesi ayıp..."
   "Ay - ıp" diyebildi, başımı salladım.
   "Aynen öyle, neyse biz erkekler arasında" deyip göz kırptığımda oda gülümsedi, kucağıma alıp aşağı inmeye başladım mutfaktan takır takır sesler gelmeye devam ediyordu içeri girdiğimde Elif harıl harıl börekleri fırına verme çabasına girmişti gören zanneder ki üçüncü dünya savaşı olacak ve erzak yetiştirmek için acele ediyordu? Gülümseyerek onun yanına gittim, bana başını çevirip biberonu sallayınca kaşlarımı çattım bana hiç günaydın bile demeden biberonu elime tutuşturdu.
    "Bebeğin karnını koyur bende hemen kahvaltı hazırlayayım"
    "Sana da günaydın hayatım"
    "Teşekkür ederim" deyip işine geri dönünce sinirle yüzümü asıp iç çektim.
    "Rica ederim" deyip sandalye çekip oturdum bebeği masaya oturtup biberonu ağzına verdiğimde iştahlı iştahlı emmeye başladı Elif böreklerle mücadele etme görevini tamamlayıp kahvaltılıları dolaptan çıkardı diğer yandan çay demliyordu kaşlarımı çatıp böyle hareketli iş görme nedenini çok merak ettim. "Elif'im birşey soracağım, neden amazon karısı gibi davranıyorsun?"
    "Kahvaltı yapıp hemen çıkalım diye"
    "Nereye çıkacağız?" diye sorup gözlerimi bebeğe çevirdim sütü ememeyince biberonu biraz daha yukarı kaldırıp içmesine yardım ettim, bir sandalye çekip bebeği sevgiyle kucağına aldı kollarına yatırdı ve emmesine devam ederek başını bana çevirdi.
   "Parka"
   "Ne parkı?"
   "Akşam konuştuk ya seninle parka gideceğiz diye?"
   "Ben böyle birşey hatırlamıyorum"
   "Doğan" dedi uyarır gibi, iç çekip oflayarak başımı salladım.
   "Tamam tamam gideriz" dediğimde gülümsedi ve uzaktan öpücük atınca daha çok sinir oldum. "Bebeğe gelince gülücükler ıslak öpücükler, bana? Eldivenle çocuğunu seven gibi davranan anne gibi!"
   "Kıskanma o bir bebek"
   "Bana ne?" dediğimde bebeğin ağzındaki biberonu çıkardı ve meme kısmını ağzıma sokunca şaşkınca ve sinirle biberonu çıkarıp tükürdüm ve sinirle konuştum. "Bu ne şimdi? Çocuk gibi hareketler yapıyorsun"
   "Senin gibi mi? Bir bebeği bile benden kıskanıyorsun belki gerçekten biberondan süt içip büyürsen daha iyi olur"
   "Sen gel bakayım buraya?" deyip kolunu tuttum ve çektim gülümseyerek yanağını ısırıp öptüğümde kahkaha attı ve eliyle beni itip sahte kızgınlıkla yüzüme baktı.
   "Bebeğin önünde yaptığın terbiyesizliğe bak? Yiğit..." deyip bebeğe döndü. "Bu adam var ya bu adam, hem karizmatik ama bir o kadar bazen kıl herif, hem dayanılmaz ama bir o kadar çocuk biliyor musun?"
    "Başka var mı?"
    "Var" deyip gülümseyerek bana bakınca tek kaşımı kaldırıp gülümsedim.
    "Nedir?"
    "Bebeğin kaka dolusu bezini çöpe atman"
    "Ne?" dedim yüzümü buruşturarak, kahkaha atıp başını salladı.
    "Sen çıkıyor kaka dolu bezi çöpe atıyor, bizde hazırlanıyor"
    "Bu mümkün olmuyor, bebeğe bakan kişi çöpe atıyor? Ölmek için çok gencim hele o kokuyu tatmak Allah'ım...hayatta olmaz"
    "Olur olur bal gibi olur" dedi şarkı söyleyerek, bende şarkı söyleyerek cevap verdim.
    "Olmaz olmaz bu iş olamaz" deyip hızla mutfaktan kaçınca gülüyordum oda sinirle adımı söylüyordu.
Elif Demiray.
   Bebeği kucağıma yerleştirmiş radyodaki şarkıya uygun hareketler yapıp güldürmeye başladım, kırmızı ışıkta durup başımı sola çevirdim ve Doğan'a baktım oda bize bakıyordu gözlerim bir an motorsikletli birine takıldı gözlerimi ona çevirip baktığımda simsiyah giyinmişti başını bize çevirmiş bakıyordu dudaklarımı büzüp çocuğa geri döndüm ve ellerini tutup salladım. "De bakayım aguu" diye söylediğimde çocuk gülerek başını göğsüme yaslayınca ooy diyerek bende sıkıca sarıldım Doğan yine bize aralıksız bakınca ona da öpücük attım. "Sakın kıskanma"
   "Hiç kıskanmadım canım, bana ne" deyip başını başka yöne çevirince yeşil ışık yandı yolda ilerlemeye devam ettik tekrar, hava nedense yağmurlu geçiyordu park için uygun bir hava durumu değildi ama en azından çocuk biraz dışarıyı görür içi açılırdı? Doğan penceresini indirip içeriye hava girmesine izin verince bebeğe baktım gözleri kapanıp açılıyordu uykusu gelmişti sanırım kollarımın arasına alıp gülümseyerek yüzüne bakınca motor sesi kulağıma geldi, başımı tekrar sola çevirince silahını çıkardığı gibi gözlerim korkuyla büyüdü ve Doğan'ın kolunu yakaladım. "Silah Doğan!" başını sola çevirdi oda ve kolunu uzatıp belimi tuttu ve bir anda fren yapınca daha çok sıkı tuttu motor az ileride durunca Doğan hemen u dönüşü yapıp gaza basmaya başladı. "Bu kim şimdi? Bizden ne istiyor?"
   "Bilmiyorum ama pek de az düşmanca davranmıyor" deyip belinden silahını çıkarınca başımı Yiğit'e çevirdim habersiz bir şekilde etrafa bakıyordu onu yüz üstü omzuma koyup sıkıca sarıldığımda motor arabaya yaklaştı silahı Doğan'a uzatınca içimdeki korkuyla nefesim kesilmişti Doğan o anda erken davranıp onu kolundan vurmuştu ve arabayla yandan ona çarpıp durunca motor takla atarak yerde sürünmeye başladı sahibi ise sırt üstü uzanmış kolunu tutuyordu, başını bana çevirdi. "Burada bekle"
   "Dikkatli ol" dediğimde Yiğit ağlamaya başlayınca onu susturmak için sallamaya başladım, Doğan dişlerini sıkarak arabadan inip öfkeyle adama yürüdü Doğan birşeyler söylüyordu sonra iki tekme karnına geçirince nefes alıp verdim adam ise hararetle birşeyler anlatmaya devam ediyordu Doğan tekrar tekme attı sonra arkasını dönüp arabaya yaklaşarak silahını beline koydu ve arabaya bindi merak ederek hemen sordum. "Kimmiş ne istiyormuş bizden?"
   "Eski kitaplar işte" deyip arabayı çalıştırınca şaşkınlıkla kaldım.
   "Adam bize silahlı saldırı yapıyor ve sen sadece bunları mı söylüyorsun?"
   "Eski defter Elif...bir herife borcum vardı ödeyemedim"
    "Neden o zaman ta bu zamana kadar durmuş durmuş da şimdi ödetmek istemiş?"
    "Bilmiyorum derdini yanına gittiğimde öğreneceğim" dediğinde tedirginlik ve şüpheyle ona baktım.
Eve geldiğimizde bir duşa girip çıkmıştım üzerime rahat bir şeyler giyip olayın hala şokunu atlatmaya çalışırken diğer yanım da Allah'a şükür ederek zikrediyordum, ya o çocuğa birşey olsaydı? Emanetti sonuçta, Allah korudu. Aşağı indiğimde Yiğit Doğan'ın kucağında oturmuş gözleri yavaş yavaş kayarken gülümseyerek yanlarına gittim ve Yiğit'i kucağıma alıp sallamaya başlarken Doğan sıkıntılı bir şekilde televizyonu kapatıp beni süzdü. "Uyuyor mu?" diye sorunca başımı salladım ve Yiğit'e baktım elini göğsüme atıp yüzünü buruşturdu ve ağlamaya başlayınca emzik geldi hemen aklıma, yukarı çıkıp emziğini verdiğimde susmuştu başını göğsüme yaslayıp emmeye başlarken Doğan girmişti içeri, gülümseyerek bize bakmıştı. "Ne kadar tatlı oluyorsun elinde bir bebekle...büyüleniyorum"
"Sana da çok yakışıyor"
"Belki biraz zorlasam"
"Belki biraz zorlarsan" dedim gülümseyip yüzümü ekşiterek, oda kıkırdadı ve tam önümde bitti Yiğit'in eli onun kalbinin üzerine değecek kadar yaklaşmış ve çocuğa şefkatle bakmıştı.
"Bizim de olsun mu bir tane? Kız yada erkek...ikimize benzeyen bir bebeğimiz olsa" deyip gözlerini bana çevirince içimde sevinçli fırtınalar yükseğe çıktı ve kocaman gülümseyip elini tuttum.
"İstemez miyim Doğan? Hatta dört tane yapalım"
"Çocukları gerçekten bu kadar sevdiğini bilmiyordum"
"Onlar masum varlıklar, kim onları sevmez ki? En azından ben böyleyim başkaları için bilemem devir artık öyle bir devir ki çocuğa bile neler yapıyorlar" deyip bebişin ponçik saçlarını okşadım ve gülümseyerek Doğan'a tekrar baktım. "İsterim bende" dediğimde gülümsedi ve başını salladı, hala o dün geceki konuyu açmamış olması beni çok mutlu ediyordu o ilk gecemizde...hiç konusunu açmamıştı bu beni daha çok kendisine aşık etmişti çünkü utandırmak yada ilk deneyimimle ilgili dalga falan geçerdi şakasına da olsa, bu bir kız için iyi değildi. Beraber yatağa girdiğimizde Doğan'ın telefonu çaldı yarın sabah gelip alacaklarını söylemişler ve adamların işlerinin bittiğini, uyuşturucuların yok edildiğini Mahir amcanın en yakın dostunun kızının durumunu söylemiş çok iyi gittiğini belirtip kapatmıştı, rahat bir nefes alarak ikimizde gözlerimi kapatmıştık ama bugün ki olaylar hala beynimden gitmiyordu Doğan'ın onlara ne borcu olabilirdi ki? Geçmişindeki olayların şimdi gün yüzüne çıkma sebebi neydi? Bunlar kafama takılsa da iç çekerek uyumaya çalıştım.
Doğan Soysal.
Gecenin ikisinde telefon çalmıştı zaten nedense uyuyamıyordum ekrana baktığımda bir numara gördüm kaşlarımı çatıp telefona cevap verdim. "Alo?"
   "Hala yaşıyorsun ha?" dedi çatlak sesiyle, dişlerimi sıkıp yataktan kalktım ve aşağı indim sinir ilaçlarımı çıkarırken ellerim titriyordu.
   "Seni hayal kırıklığına uğrattığım için kusura bakma Cavit"
    "İnan çok büyük hayal kırıklığına uğradım, yolladığım adam seni öldürmeyi becerememiş ama ben kendi ellerimle yapacağım bana borcunu tıpkı eski günlerdeki gibi ödeyeceksin!" diye bağırdığında kahkaha attım ve elime aldığım bardağı sıktım sonra sert sesimle konuştum.
   "Bana bak Cavit senin oğlun bir çok kadını taciz edip uyuşturucu işlerine bulandı ayrıca silah kaçakçılığı yaparak kaç kişinin canını aldı haberin var mı? Sen oğlunu katil ederek milletin üzerine saldın! Ben sadece oğlunu tutup emniyete teslim ettim diğer mafyalar onu ortadan kaldırmasıyla benim alakam Yok, boş yere adamlarına emredip beni kaçırtıp işkence etmiştin şimdi sen bedenime işkence ederek borcumu ödemek mi sayıyorsun? Esas senin bana borcun var...ben birşey yapmadım çünkü anladı mı?" diye bağırdım, ellerim ayaklarım daha çok titreyince dizlerimin üzerine çöktüm. "Sana son kez söylüyorum ben birşey yapmadım ben o adamları bile tanımıyorum anladın mı? Şimdi. Benden. Uzak. Dur!" diye bağırıp telefonu suratına kapatınca içeri Elif girdi başımı çevirip bakmadım ellerim ayaklarım daha çok titreyince sırtım dolaba devrilince Elif korkuyla çığlık atıp yanıma koştu, ellerini yanaklarıma koyup ağlamaya başlayınca kaşlarımı çattım.
"Doğan! Doğan bana bak, Doğan lütfen!" diye bağırıp ağlayarak bana sıkıca sarılınca elimi sırtına koydum.
"İyiyim Elif'im"
"Ne oldu sana?" diye sorup hıçkırıklar içinde ağlayarak geri çekildi ellerini yanaklarıma sürtüp her iki yanağımı öptü ve ayağı kalkıp ilacımı getirdi, sinirle yumruklarımı sıkıp dolaba geçirdim Elif hem korkuyordu hemde ağlıyordu bu benim elimde olan birşey değildi istemeden vuruyordum bilinçsiz hareketlerim ona zarar verecek diye ödüm kopuyordu.
"Elif git ben hallederim"
"Lütfen hakim ol kendine bana zarar vermezsin biliyorum" deyip suyla yanıma geldi ilacımı ağzıma verip suyu içirtince ağlamaya devam ederek bardağı tezgaha koyup tekrar yanıma geldi ve ağlayarak yüzüme bakınca elimi yanağına koydum.
"Tamam iyiyim aşk, merak etme"
"Öyle çok korktum ki...beynimden vuruldum bir daha bunu bana yapma, seni kaybetmek istemiyorum eğer kaybedersem..." hıçkırık çıkınca içimdeki feryad daha büyüdü gözlerim doldu.
"İyiyim aklından bunları çıkar"
"Seni kaybedersem ölürüm"
"Elif böyle şeyler deme lütfen...sus" dediğimde başını salladı ve kolumu tutup benim ayağı kalkamama yardım etti, yukarı çıkınca beraber yatağa girdik çocuk mışıl mışıl uyumaya devam ederken ikimiz iki yanını kuşattık elini belime atıp burnunu çekerek çocuk gibi baktı.
"İyisin değil mi?"
"İyiyim"
"İyiyim demen yetmez bana aşk, deliye dönerim her kirpiğinde oluşan gözyaşlarına iyiyim demen yetmez bana aşk, her ellerin titrediğinde beni korku kaplar öldüm, öldüm seni öyle görürken hayatıma hayat katanı kaybetmek işkence eder bana hayatıma giren tıpkı ismin gibi güneş açtın üstüme, beni öldürür ciğerime yakamozlar saplanır sevgilim, ben gözlerinde mutluluğu da gözyaşlarını da görebilirim çünkü seven insan hisseder" dediğinde gülümsedim oda derin bir iç çekip gözlerini kapattı ama elime uzanıp sıkıca tutunca dişlerimi göstererek gülümsedim.

🥀 MAFYA : Acem Kızı 🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin