🥀 34. Bölüm 🥀

1.9K 67 1
                                    

Çocuk Gibi Sevinçler Saçıyordu Etrafında
Yeniden Hayata Tutunmuş Sanki Yeniden Dünyaya Gelmiş Günahsız Bir Bebek Gibi Hissediyordu
Öyle Mutluydu, Öyle Tarif Edilemez Bir Şeydi ki
Gören Herkes Mutsuzu, Mutluluğa Çeviriyordu
~ Melike Beyaz ~
🥀
Yazarın Ağzından.
"Eminsin değil mi o yaşlı kadın olduğundan?" diye sordu Doğan heyecanla, kız başını hızla salladı.
"Evet yemin ederim doğru, orada yatan kadın kanserli bir kadındı ölmüştü ceseti eşiniz olarak sizi kandırıp mezara gömüldü dinlediğiniz kayıtlarda da aynısını söyleniyor sahte doktorla iş birliği yaptılar bu alçak herifler"
"Aferin sana!" diye bağırıp Doğan daha çok gaza basarak evine sürdü, kız ona herşeyi ama herşeyi anlatmıştı Elif'in hangi ülkede olduğunu, nerede oturduğunu herşeyini söylemişti o adamın kendisine neler yaptığını da söylemiş ve Doğan'ın hayatını kurtaran kişi olduğunu öğrenince pazıllar tam dengeyi sağlamıştı, Doğan hayata karşı ve Allah'a karşı öyle neşe dolu, öyle mutluluk saçıyordu gören mutsuzlar bile onun adına seviniyordu. Eve vardıklarında hemen kapıyı gürültüyle çaldı kız onu dışarıda beklerken kapıyı Esma Sultan açmıştı Doğan onu görünce sevinçle bağırdı neye uğrayan zavallı Esma Sultan kalbini tutup gözlerini büyüterek şaşkınlıkla adama bakmıştı herkes onun bu sevincine şaşkınlık geçirerek tepki vermişlerdi çünkü adam üç yıl boyunca ne gülümsemiş nede uzun kelimeler edip böyle sevinmişti? Esma Sultan dayanamayarak sordu.
"Efendim ne oldu?"
"Elif yaşıyor Esma Sultan!" diye bağırınca kadın bir kez daha ürküp hizmetçilere baktı, hizmetçiler adama çaktırmadan deli muamelesi ile bakarken kızı yanına çağırdı ses kayıtlarının hepsini Serpil de dahil hepsini dinlettiler, Mahir amcayı arayıp olan biten herşeyi ona da anlattı Doğan sonra tanık olarak ses kayıtlarını ona da dinletince amcası da harakete geçmişti.
Ev halkı gülücükler saçarken Doğan hemen kızı da alarak bankaya gittiler para çektiler Elif'in bulunduğu yer Fransa idi, Doğan iş konuları yüzünden pasaport çıkartmıştı daha önce ve pasaportu parayı herşeyi alıp tekrar eve gelmişlerdi, haberi duyan herkes eve doluşmuştu Simge hanım amcası eşi teyzesi herkes sevinç içinde yerlerinde rahat duramazken aklı kızına gitti, Serpil hanım yanına yaklaşıp gülümseyerek adama baktı.
"Hira odasından çıkmıyor Elif hanımın resmini eline almış ağlıyordu bizi odaya almadı kimse girmeyecek diye feryad etti" bunu duyan Doğan hemen hüzünlenerek kaşlarını çattı herkes bir anda mutluyken mutsuz duruma düşmüştü, mezarlık bekçisinin kızı da mutsuzluğa dahildi...Doğan yukarı çıktı odasına girdiğinde kızı sol tarafa dönmüş gözleri kapalı yastığına sarılmıştı burnunu çekip duruyordu Doğan onun bu halini görünce gözleri doldu gırtlağında biriken gözyaşları zor tutup kızının yanına gitti Hira komodinin üzerine annesinin resmini bırakmış yine burnunu çekip duruyordu, Doğan dayanamayarak ağlamaya başlayınca kızı gözlerini açıp yerinde doğruldu babasının bu halini görünce dudaklarını büzüp oda ağlamaya başlamıştı.
"Baba şende annem için mi ayıyoşun" dediğinde Doğan dizlerinin üzerine yığılıp sarsıla sarsıla ağladı hem üzüntüden hem sevinçten ağlıyordu, ama hayır bu artık acı gözyaşları değildi bu artık tekrar yazılacak olan mutluluk gözyaşları içindi, Doğan gülümsedi ve başını iki yana salladı.
"Hayır kızım, seni annenin yanına götüreceğim" dediğinde Hira çığlık atıp yatakta zıpladı gülücükler atarken etrafında Doğan hızla ayağı kalkıp kızına sarıldı sıkıca kızı da ona sıkıca sarıldı.
"Annem uyandı dimi baba? Hani şen bana demiştin ya annen uyuyor diye uyuyan güjel gibi? Annem şimdi uyandı dimi?"
"Uyandı kızım ve hiç vakit kaybetmeden onun yanına, bu akşam gidiyoruz"
Elif Demiray.
Yazarın Ağzından.
Ruhsuzca kaldığı evin bahçesine bakıyordu sokakta çocuklar oyun oynuyor ve kahkahaları Elif'i mutlu ediyordu diğer yandan üzüyordu, Cavit denen adam kendisi vurulduğu sırada kızının öldüğünü söylemişti Doğan ise ikisinin hasretine dayanamamış kendisini öldürdüğünü söylemişti Elif'in hayatı yıkılmıştı, diğer yandan evlat acısı çekerken diğer yandan sevdiği adamın ölümüne kahroluyordu. Adam bu evi kiralamıştı Elif üç yılını çalışarak evin kirasını ödemiş ve kıt kanaat geçinmeye çalışıyordu, hiç bilmediği ülkede dillerini konuşamadığı bir mahallede yaşıyordu ama alışmıştı da, pencerenin önünden ayrılıp sakinleştirici ilaçlar aldı, daha kızına sarılamadan son bir kere öpüp koklayamadan evladını kaybetmişti son bir kere sevdiği adama bakamadan ölüm haberini almış yedi cellat bir olsa bile ona işkence etseler bile bu yaşadığı iki acı hariç hiçbiri canını yakamaz hale gelmişti, üç yılını her gün ağlayarak, her gün hasretler geçerek geçirmişti, ama bilmiyordu ki...Doğan ve kızı kendisi için geliyordu? Elif dayanamayıp ağlamaya başladı haykırarak, saçlarını tutup çekti ve çığlık atarak bağırdı kızının adını sevdiği adama olan aşkını bağırarak dört duvar olan evin içinde deliler gibi çığlık çığlığa ağlayıp saçlarını tutup çekiyordu, çok acı çekmişti bu iki insan...Cavit denen o adam iki hayatı birden mahvedip gitmişti başka ülkeye, Elif yalnızlığın ve çaresizliğin acılarıyla dolu bu ülkede...çığlık çığlığa gününü geçiriyordu.
Doğan Soysal.
Yazarın Ağzından.
"Hayırlı haberlerini bekliyoruz"
"Dikkatli gidin"
"Sağ sağlam gidip gelin inşallah" herkes sevinçle Doğan'ı ve kızını uğurlarken ikisi de sevinç içinde gülümseyerek hepsine veda etmişlerdi mezarlık bekçisinin kızı adresi bulunduğu sokağı herşeyi yazıp Doğan'a verdikten sonra ikisi hiç oyalanmadan taksiye binmişti Esma Sultan bir kova suyla arkalarından dökmüş herkes sokağa taşmış el sallayarak uğurluyordu, Hira sevinçle babasının kucağında tepinip çığlık atıyordu.
"Yaşaşın anneme gidiyoyuz! Bekle beni anne şana geliyorum!" diye çığlık atıp yerinde duramayınca Doğan gülerek kızının sevincine ortak oldu.
"Evet anneye gidiyoruz kızım, hasret sona erdi artık" dediğinde kızı heyecanla pencereden dışarı bakmıştı.
Gecenin köründe Doğan kızını kucağına almış uçağa binmişlerdi, Hira enerjini sevinmeye harcayıp yorulunca uykusu gelmişti babasının kucağında mışıl mışıl uyurken Doğan onun ipek saçlarını okşayıp öpüp kokladı ve içinden konuştu.
Artık hasret yok kızım, o alçağı bulduğum zaman kendi ellerimle mahşerime davet edip işkence edeceğim benden üç yılımı çaldı ve bende üç yıl ona işkence edeceğim, artık hasret sona erdi kızım sen annene, bende sonsuz sevdiğim kadınımın yanına gidiyoruz bir tanem...bekle beni Elif'iiiim senin uğruna ölmeyi göze aldığım kadın bekle beni, seni o zalim hayattan kurtarmaya geliyorum. Elif'iiiim.
Elif Demiray.
Yazarın Ağzından.
Elif hızla yerinde sıçrayıp terler içinde duvara baktı, boğazında tıkanan gözyaşları istemsiz bir şekilde yanaklarından dökülürken kocasının sesini duydu sanki kulağının dibinde, başını çevirip sağına baktığında kimse yoktu soluna baktı kimse yoktu ama Doğan'ın kendisine seslendiğini yeminler edip kurana el basabilirdi? Başını ellerinin arasına aldı ve derin bir iç çekip yataktan kalktı mutfağa ilerledi, bir bardak su içip kendisine geldiğinde derin bir iç çekip yanaklarını sildi ve tekrar yatağına gidip telefondaki resimlere girdi Doğan'ın resmine ağlamaya başlayarak baktı ve inleyerek telefonu yastığının üzerine koyup...ah Elif, ağlayarak uykuya dalmıştı.

🥀 MAFYA : Acem Kızı 🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin