Kapıyı açan kızım,gülümsüyor,moral vermek amacıyla:
-''Hoş geldin savaşçı!''sözleri ile beni selamlıyor.Yorgun bir tebessümle karşılık veriyorum.Açıklamaya gerek yok...Yıllardan beri eve bitkin dönüşlerimi çok iyi bellemişlerdi.Oğlum odasının kapısından şöyle bir görünüyor ve kısaca:
-''H.g'' kısaltmasıyla selamlıyor annesini,ona da bir gülümseme yolluyorum kısa tarafından.Elimdeki çantayı,girişteki masanın üzerine fırlatırcasına bırakıyorum.İçi yazılı kağıdı dolu...Öğretmenlik saygın ve güzel bir meslek ama bazen çok yıpratıcı olabiliyor.
''-Bu akşam nöbete gidecek misin?''diye soruyor kızım.Evet anlamında başımı sallıyorum.Koltuğa kendimi bırakıp birkaç dakika öyle kalıyorum.Saatime bakıyorum ve:
-''Yarım saatim var.Biraz uzanayım,çıkarım.''
Yanıt vermeden yanımdan çekiliyor..Kalıp gibi bedenimi olduğum yere bırakıyorum.Kâr kârdır..Boylu boyunca kanepeye uzanıyorum,gözlerim kapalı...Üzerime tırmanan tüylü şey,mırıltılar içinde sürünüyor bedenime...Evimizin son ferdi Pamuk...Onun dramı da var.Henüz bir iki günlükken çöp poşetine tıkılıp atılmak...İyi ki bize denk geldi...Delicesine seviyoruz..Hatta kendisini bazen insan zannediyor...Kahve bile içtiğini gördük...Yanıma seriliyor post gibi...İki çocuk,bir kediden ibaret yaşamım genelde huzurlu olmayı dileyerek geçiyor..
Yattığım yerde yorgunluğu tüm anlamıyla hissediyorum.E artık eskisi gibi genç de değilim.Kırkı geçmişim ama,hala rahat yüzü görmemişim...Üzerine bir de kış soğukları eklenince iş daha da zorlaşıyor...Yağmur günlerdir bıkmadan,sanki insanlara öfkesini kusar gibi dinmek bilmedi.Bulutlarsa neredeyse yere inecek,kara,kapkara bir gökyüzü...Her an akşam saatindeyiz sanki...Mübarek azalsın diye dua ediyorum,bir de taksi parası veremem...Sonra kendimce hesaplara dalıyorum...Ödemeler,ödemeler...Bir an içim geçiyor...Karışık insan yüzleri geliyor önüme,birazı tanıdık,birazı yabancı...Resmi geçit yapar gibi...Aralarından birine dalıyorum...Çok önceden bir yerden ama,adlandıramıyorum...Birden çok yüksek bir noktadan atlamışım gibi sıçrıyorum...Kendi kendime söyleniyorum:
-''Kalk kızım,kalk!..Bu kadar dinlenmek yeter,haydi ikinci işine!..''
Olduğum yerde dikilip oturuyorum...O an tüylerimi diken diken eden bir dokunuş duyuyorum...Ensemde ve boynumda dolanan,görünmeyen bir el...Ürpererek fırlıyorum yerimden..Acele ile montumu giyiyorum...Hep böyleyim,pratik ve hep hazır...İçinde her şey bulunan çantamı sırtlanıyorum...Ben iyiyim diye telkinlerle dış kapıya gidiyorum ama çıkmadan sesleniyorum çocuklara:
-''Ben çıkıyorum,yemek dolapta!..Akşam ararım!..Bye!.''
Duydular mı emin değilim,yanıt gelmiyor..Çıkıyorum...Öyle sıkıntılı ki hava,bulutlar üzerime çökmüş sanki...Rüzgar değişik ezgilerde esip duruyor...Buz kesiyor burnum,gözlerim yaşarıyor...Ellerim cebimde,rüzgara karşı yürüyorum...Bir yandan küfür misali sözler geçiyor beynimde...Kahretsin,bu kadar soğuk olması gerekiyor mu?!..Donuyorum!..Caddelerde insanlar yok denecek kadar az...Gelip geçen araçlara takılıyor bazı bazı gözüm...Üşümeyen insanlara...Ama asla halimden utanmıyorum...Beni bu mecburiyete mahkum eden kişilerin hissetmesi gereken o duygunun bende asla yeri yok!..Dört yol ağzında karşıya geçmek için beklerken önümden seyreden arabaya takılıyorum...Bayan bir yandan telefonla görüşüyor bir yandan aheste yoluna devam ediyor...Bense,çabuk olsa da karşıya geçsem derdindeyim.Hayat diye de acı acı düşünüyorum.Birileri rahat eder,birileri hep didinip durur...Neyse ki yolum uzun değil.Yürüyüş mesafesinde...Bir de bu kadar ayaz olmasaydı!..Karşı kaldırımda devam ediyorum yürümeye...Başımı kaldırınca mavi binayı görüyorum uzaktan...Kaderine terk edilmiş boş araziden geçiyorum...Beni seyreden iki sokak köpeğini fark ediyorum ve sonrasında panik...Sakin adımlarımı zorluyorum heyecana kapılmasınlar diye...Yoksa koşarak gelip bana saldıracaklarından eminim...Elim ayağım titreye titreye geçiyorum önlerinden...Bildiğim bütün duaları okuyorum içimden...Etraf öyle tenha ki bana yardım edecek bir kul bulunmazdı saldıracak olsalar...Birden arkalarına dönüp uzaklaştıklarını görüyorum ve rahatlıyorum...Neredeyse gelmiştim...Önümdeki son etap dik bir yokuşu tırmanmak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMONOPHOBİA
HorrorYüzleşme...Kiminin sonu huzur kiminin sonu azap verir.Tek gerçek,kaçamamak...