SONRASI...

5.2K 35 1
                                    

   İnsanın çok bildiği cevabı içinde,yanıt veremediği anlardan birini yaşıyorum.Arkadaşım ısrarla soruyor:

''-Neden işi bırakmak istiyorsun?..''

Ne diyebilirim ki?!.Bana yurtta bir şeyler oluyor,korkuyorum veya yalnız kalınca birisini ya da birilerini görüyorum da diyemem ki!..Sessiz kalıyorum.O iyi niyetiyle beni ikna etmeye çalışıyor:

''-İhtiyacın olduğunu biliyorum...Vazgeçme!..Kolay değil ama,vazgeçme...''

Kafamın içinde sayısız,garip alem!..İşi bırakmak için bir tane akla uygun neden söyleyemiyorum.Sadece kısa bir cevap veriyorum:

''-Tamam,öyle olsun...''

Aslında arkadaşımı aradığımda oldukça kararlıydım,tabii kendimce.Onunla konuşurken fark ediyorum ki düşünülen ile yaşanan aynı olmuyor.Anlatamadığım bu tuhaflığın içinde yine tek başımayım.

    Salonumdaki kanepeye oturup kalıyorum.Gözüm açık balkon kapısına takılıyor,boş boş bakıyorum.Hakikatinde ise beynim durmadan çözüm üretmeye çalışıyor.Ve sürekli bazı soruların cevaplarını arıyorum.Öncelikle yurtta çalışmaya başlamadan önce her şey yolundaydı,oraya gittiğim an başlıyor kabus.Tesadüf mü yoksa özellikle mi belirlenmiş?Önce bunu bulmalıyım.Son gecenin sabaha karşısını,söylenenleri düşünüyorum.Sonra da evde yaşadıklarımı.Sonuç belli bu bir rastlantı.O işe başlamamla,onun serbest kalıp bana ulaşması sadece denk gelmişlik hali...Yoksa evimde de bazı şeyler yaşanmazdı...Ve yalnız kaldığım nadir yerlerden biri.İletişime geçmek için oldukça ideal...Aklıma gelen fikirle kalkıp odama geçiyorum...Geçenlerde uykudan kalkınca aynanın önüne bıraktığım,o,ufacık katlanmış kağıt parçasına bakmak istiyorum...Parfüm şişeleri,tarak,fırça,rujlar,vs.O karmaşa içinde onu bulmaya çalışıyorum.Galiba hayatımın en dağınık günlerini yaşıyorum.İşten çıkıp işe gittiğim için evi epey ihmal etmişim...Eşya yığını içinde zorla buluyorum ama,almak için uzanınca sanki görünmez bir el onu benden uzaklaştırıyor,hatta yere fırlatıyor...Korkuyorum ama,artık bu bana hiç yabancı gelmeyen bir korku...Adeta biraz alıştığım bir hal...Eğiliyorum,yerden almak için ama,bu sefer de karşı duvara doğru fırlatılıyor adeta...Dehşet hissinin yanında hafiften bir öfke başlıyor...İnatla o kağıt parçasına ulaşmaya çabalıyorum...Ve alıyorum yerden!Almam ile tekrar bırakmam bir oluyor.Kağıt değil de ateş parçası sanki.Can acısıyla atıyorum elimden.Ve düştüğü yerde yanmaya başlıyor...Kötü hissediyorum...Yeterli olmasa da beni koruyan bir gücü kaybetmenin dehşetini yaşıyorum...Olduğum yere çöküp kalıyorum.Hep olduğu üzere onun karşısında çaresizim.Aklımdan geçenleri dahi kontrol edebilen bir varlıkla nasıl baş edebilirim ki!..İşin kötüsü çok yakınımda ve hep benimle!..Tekrar ortaya çıktığı an hissettiğim o ürperti beni bırakmıyor...Kaynağını bilmediğim bir dik duruşla doğruluyorum yeniden...

    Kime gidebilirim diye düşünüyorum.Yardıma ihtiyacım var hem de acilen.Telefona sarılıyorum hemen.İkinci çalışında açılıyor:

''-Hale,geçen sene tanıştığımız bir kadın vardı,hani tarot falan bakıyordu,ona ulaşmam lazım acilen!..''

Hale şaşkın:

''-Ne oldu ki?!''

''-Onu görmem gerek,o kadar!..''

Bir şey anlamayan arkadaşım susuyor ama,daha sonra beni sorgulayacağına eminim.

''-Telefon numarasını bulayım ama,yalnız gidemezsin,ben de geleceğim!''

Düşüncemde hemen haklı çıkmama şaşırmıyorum.Olanları öğrenmesinde de bir sakınca yok...

''-Gel aman,eksik kalma!''diyorum,bana kızmayacağını bilerek.Hemen ardından ekliyorum:

DEMONOPHOBİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin