Ben ne yapıyorum?! Daha doğrusu hiçbir şey yapmıyorum.Sorunlar belli, çözüm ortada ama,henüz harekete geçememişim.Aptalca kendi kendine düzelir diye mi bekliyorum? Ona da hayır.Aslında ilk adımı atar gibi oldum.Fakat kafam öyle dağınık ki sanırım nereden başlayacağımı bilemiyorum.En kötüsünün halledilmesi diğer kötüye bağlı.Acilen bir seçim yapmam gerekli.Zaman ilerledikçe kıskaç daralıyor.
Galiba tüm tuhaflık bende.Ne kadar haksızlığa uğrasam da bunları yapanlara zarar veremiyorum.Onlar benim yerimde olsa hiç düşünmezlerdi, bunu da biliyorum.E niçin duruyorum o zaman?! Bunu ben de bilmiyorum.Sanırım kişinin yapısıyla ilgili.Kolay kolay fenalık yapmaya razı olamıyorum.Birden parlayan, birden yatışan ama,yumuşacık bir yürek.Aklıma gelen bir şeyle gülmemi engelleyemiyorum.Kendi kendime kahkahalar atıyorum,duramıyorum,sinir boşanmasına benzer bir hal.
Vakti zamanında bahçeden eve fare geliyor diye bir kedi almıştım.Ve o kediyi bir gün bir fareyi yakalamış gördüğümde fareciği elinden kurtarmıştım yazık diye! Böyle de garibim işte.Sanırım kimsenin acı çekmesine dayanamıyorum.Her ne kadar bana olmazları reva etseler de....Neyse...Fakat durum bu sefer çok farklı.Uzandığım koltuğa daha da yayıldım.O birkaç dakikalık rahatlık bile oldukça keyif verici.Ama beynim derinden derinden işlemeye devam ediyor.Kişinin varlığını koruma bilinci.Hangisi? Hangisi? Kafamda dönüp duran tek soru oluyor.Daha doğrusu hangileri? İki kişi olması lazım.Birden yerimden doğruluyorum,aklıma gelen fikirle odama geçiyorum.En alttaki çekmeceyi hafifçe çekiyorum,biraz aralanınca duraklıyorum.Sanki bir canavar fırlayacakmış gibi tetikte duruyorum.Tabii bir şey olmuyor.Hazır evde kimse yokken şu kitaba bir daha bakmak istiyorum.Ve tamamen açıyorum çekmeceyi.Üstteki nevresimleri kaldırıp arka tarafa elimi uzatıyorum, parmaklarıma değiyor.Usulca çıkarıyorum,sanki elimi yakacak gibi...Halının üzerine çöküyorum,yavaş yavaş sayfaları çeviriyorum.Sanki başka bir çare arar gibi,onu ilk defa görür gibi tek tek açıyorum her sayfayı.Gözümden kaçan bir şey vardır belki de...Ama öyle bir şey olmuyor.Yine önceden kenarını kıvırıp işaretlediğim sayfaya mahkum kaldığımı görüyorum.
Kitap önümde yerde açılmış halde,satır satır tekrardan okuyorum.''Masum kişi yerine iki vebali yüce.''Allahım! Ben nasıl edeyim? Yardım et! Korkuyorum! Çaresizim! Şu an oldukça zayıfım! Çok vakit kaybettim ama, şimdi anlıyorum nedenini.Daha farklı bir yol bulabilirim diye de yok!Kıvrılmış sayfaya tekrar dönüyorum.'' Vebale ait bir nesnenin iadesi gerek.''Bu ne demekti şimdi? ''Vebale ait'' seçeceğim kişileri mi kastediyor? Sırtımdan soğuk terler boşanıyor.Bu kitabın benim üzerimde büyük bir ağırlığı var.Elime aldığım an,sıkıntısı da çöküyor.Zaten zayıf cesaretimi kaybedip onu aldığım yere bırakıyorum.Çekmeceyi gürültüyle kapatıyorum sinirimi ondan çıkarırcasına.Tekrar salona dönüyorum.Balkonun kenarındaki tekli koltuğa oturuyorum,elimi çeneme dayıyorum ve başlıyorum düşünmeye,bir yandan da gözüm dışarıda gelip geçen insanlarda...
Acaba kaç tanesinin benim gibi bir sorunu var? Çoğunun bilindik şeylerdir eminim.Parasızlık, belki ayrılık belki hastalık belki daha ne menem malum sıkıntılar.Eminim kalkıp birine anlatmaya çalışsam, deli olduğumu düşünür.Bunların yanı sıra geri planda aynı soru dönmeye devam ediyor:'' Vebale ait.... bir nesne? Vebale ait!...''Balkona çıkıp bas bas bağırmak geliyor içimden.Neden benim de diğer insanlar gibi bilindik bir sıkıntım yokkk?! Neden hep bu tuhaf şeyler beni buluyorrr?! Şu yeryüzünde gün yüzü görmeye hakkım yok mu?!Sonra yine aklıma gelenlerle gülmeye başlıyorum.Ben bu şekilde bağırmaya başlasam acaba karşı binada oturanlar ne yaparlar? Onlar da değişik tipler.Diğer insanları gözetlemeyi ve özel hayata dalmaya bayılıyorlar.Saygısızlar!..Pislikler! Hele o adam! Sapkın bakışlı,insanı rahatsız eden yapışık bir tip.Gel desem, koşa koşa geleceğine eminim.Arada bir gözüm takıldığında bakışlarındaki iğrençliği görmemek mümkün değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMONOPHOBİA
HorrorYüzleşme...Kiminin sonu huzur kiminin sonu azap verir.Tek gerçek,kaçamamak...