Üç saplantısıyla en son misafirimi bekliyorum ama, o henüz teşrif buyurmadı.Tüm bunları yaşamama göz yuman,beni her türlü zorlukla baş başa bırakan varlık.Henüz icabet etmese de çok yakında bir şeyler yaşayacağımızı tüm gücüyle hissediyorum.Aslında bunu önceden kestirebilmek gayet iyi.Çünkü ani durumlarda tepkiler öncede bilinmediğinden kendimi hazırlayabilirim.Hazırlıklı olmak, çoğu zaman kazanmaktır...
Abdala malum olur lafı sanki benim için söylenmiş.Öyle çok beklememe gerek kalmadı.Tam sömestr tatiline girdiğimiz gün.Telaşla başlayıp tatil neşesiyle sonlanacağını düşündüğüm gün.Akşama kadar her şey yolunda gitti gitmesine de yine tuhaf bir his yakama yapıştı.Lakin bazı şeyleri bilmek için müneccim olmak gerekmiyor.Kişilerin hayatınızda var olduğu andan şimdiye dek bakmak yeterli.İnsanın temel yapısı değişmiyor.Nitekim öyle oldu.Yoğun çalıştığım vakitlerde beni kendi halime bırakanlar, bu tür tatilleri bir fırsat gibi görüp değerlendiriyor.Sanki benim huzura ve dinlenmeye ihtiyacım yokmuş gibi...Resmen sıkıntı kusan anlar olarak hortluyorlar.Kendilerini hatırlatmaktan zevk alıyorlar,sanki onları çok seviyormuşum misali.Sakinlik bana fazla kılınmıştı onlara göre.Ve yine idrak edemedikleri bir şekilde aramızdaki mesafeyi azimle açıyorlar.Şimdilik nötr duruyorum ama,sonrasını ben de merak ediyorum...
Ertesi gün erken kalkmayacağımı düşünüp evimde kendimi iyice yaymışken, telefonumun ekranında arayanın adını görünce acı acı gülümsedim.Yıllar geçiyor da taktik değişmiyor.İnsanın keyifle başladığı Allah ne verdiyse diye tanımladığı akşam yemeğinin son iki lokmasının zehre dönüşmesi tam bir sıkıntı.Cevap vermiyorum,telefonda sessizde zaten.Sanki onu da önceden biliyorum.Çünkü cevap vermediğimde üst üste tekrarlanan aramalar ve o ses gerçekten sinir bozucu.İnatla yavaş yavaş son iki lokmamı da çiğniyorum ve yutuyorum.Gayet sakin tabakları falan topluyorum.Amacım mümkün olduğunca o konuşmayı ertelemek.
Bir sigara yakıyorum, önceden hazır edilmiş ruh halimle cevapsız aramaya bakıyorum.Yedi kere aynı numara beni ısrarla aramış.Sigaramdan derin bir nefes çekerken o numarayı arıyorum.Hemen açılıyor.
-''Nasılsın, telefon sessizde kalmış, şimdi gördüm.'' derken kendi kendime gülümsüyorum,artık ben de yalan söyleyebiliyorum.
-''İyiyim kızım.''diyen büyük annemin bu iki kelimesinden ve ses tonundan her şeyi anlıyorum.Ben bu durumu yaşayabileceğimi de ihtimallerime dahil etmiştim ve oluyor.Zira her yerden engellediğim ailem kendini çok akıllı sandığı için bana erişimde başkalarını vasıta olarak kullanacaktı ve tam da şu an bunu yapıyorlar.Yalnız hesaba katmadıkları tek nokta,gerçekten o kadar akıllı olmamaları.Çünkü büyük annemin sesinden ve cümlelerinden anlayacağımı çoktan anlamıştım ki annem yanındaydı.Bozuntuya vermeden görüşmeye devam ediyorum.
-''Tatile girdik sonunda ama çok yorgunum.''
-''Üzülme kızım biz gelip her işi yaparız.'' dediğinde hedefi on ikiden vurduğuma emin oluyorum.''Biz'' derken kast ettiğini anlamamak mümkün değil.Hemen olayın önünü kapatıyorum.
-''Hiç gerek yok,sağlığım yerinde olsun yeter.''
-''Öyle kızım öyle!'' derken büyük annemin sesindeki memnuniyeti de duyuyorum.Mesaj verilmiş ve doğru anlaşılmıştı.Bu samimi olmaktan çok uzak konuşmayı bitirmekte geç kalmıyorum.Eminim büyük annem anlayacak.
-''İyi akşamlar.'' diyorum ve kapatıyorum telefonumu.
Sigaram küllükte yanıp tükenmiş.Yenisini yakıyorum.Zararlı diyorlar bu meret için ama,insanlar bana daha çok dokunuyor..Hele bazıları fazlasıyla dokunuyor...Keyifle bir nefes aldığım an telefon ekranında gelen bir mesajı görüyorum,sesi hala kapalı ve hep öyle kalacak.Bundan sonra böyle, ben istediğimde konuşacağım.İkinci bir nefes daha alırken bizimkilerin neden bu yola başvurduğunu düşünüyorum.Hiç de zor değil aslında olanı biteni anlamak.Lüks yaşamayı çok seven bir kişi için yine paraya ihtiyaç duyulmuştur...Ya hissedar olduğum farklı bir yerin satılması gündeme gelecekti ya da ihtiyaç kredileri için kefil gerekecekti.Yaklaşık dört yıl önce bir kere bunu yapmıştım zaten ve o borç ödenip bitene kadar gerim gerim kasılmıştım.Zira güvenilir olmayan birine sırf annem üzülmesin diye kefil olmuştum.Bir daha aynı şeyi yapmama gerek yok, ben sıramı savdım.Ve o birkaç yıl öncesine gidiyorum.Adam kalıbında gezen kardeşim yine hesapsızca yaşamış ve bir sürü borç takmış.O vakitler ablaydım ve aranıp soruluyordum.Neyse...Anneciğim de usulen aramış ve ne yapsak diye güya akıl danışılmıştı.Aslı hiç de öyle değildi.Bankalarca kara listeye alınan kardeşciğimin bunun için bana ihtiyacı vardı.Annemin aylık geliri o miktara yetişmiyordu çünkü.Daha yeni eşimden ayrılmışım,çocuklar küçük...Atlıyoruz ertesi sabah otobüse,gidiyoruz.Sıcak bir karşılama,güler yüzler,vs.....Ve ihtiyaç görülüyor.Sonuç?! Bilmiyorum,belki borçlarının bir kısmını kapatmıştır ama, tamamı bitmedi.Hatta son birkaç yılda epey kabardığını tahmin ediyorum.Çünkü artık görüşmediğimiz için anında haber gelmiyor bana.O ortaklıkta sonra ablalık sıfatım tekrar rafa kaldırıldı falan ...Özetle bugünkü durumumuzdayız.
Canım kahve içmek istiyor bu ağır düşüncelerin ardından.Koyu bir kahve hazırlıyorum kendime.Çünkü kararlıyım,bu tatilimi kullanmalarına izin vermiyorum.Uzun süre evden çıkmadan yiyip içip dinleneceğim.Bilinmez diyarlara taşınan okuluma gitmek ve dönmek hiç kolay değil.Bir dağ başı...Servis var ama, o servis gelene dek durakta sabah ayazını,bazen de yağmuru yemesi var.Kat kat giyindiğim halde,acaba daha ne kaldı diye de düşünürüm bazı bazı.Sabah soğuğunun bana verdiği baş ağrılarının tarifi mümkün değil.Yine de iman gücüyle devam ettiriyorum mücadeleyi.Belki tek başıma olsam çoktan kendimi bırakmıştım.Kahvenin mis kokusu beni tekrar bulunduğum ana taşıyor.Kocaman on beş gün! İstediğim gibi! Kafama göre!Fincanımı alıp bankonun yanındaki sandalyeye oturuyorum.Ve telefonumdaki mesaja bakıyorum.
-''Merhaba.''
Doktorum yazmış.Doktorum diyorum çünkü öyle trajikomik ki halim.Ben bu doktorun adını bile sormadım,daha doğrusu daha önce bir kere yazmıştı da geçiştirmiştim.Bana uygun gören arkadaşımın yaşadıklarımdan pek haberi olmadığı için kendine göre beniz yalnızlıktan kurtaracaktı.Cevap yazmıyorum.Ama nedensizce gülmeye başlıyorum.Yaşamak benim için tuhaflıklardan ve sıkıntılardan ibaret.Kendimi bildim bileli şu rahatlık denen şeyle tanışamadım.Sağ olsun çevremdekiler buna izin vermedi.Sürekli uğraştığım sorunları sıra sıra önüme dizdiler.Hem anne hem baba ünvanını üstlendim.Sanki biraz da adamlaştım ben.Bir oraya bir buraya yetişmeye çalışıyorum.Ev,okul,yurt...Dünyanın en romantik adamı karşıma çıksa etkileneceğimi sanmıyorum.Hem benim yaşımda romantizm de ne?! Karşı karşıya gelsek ne diyeceğimi bile kestiremiyorum.Sahi aşk, sevmek ne demekti?! Gerçekten başka insanlar bunları yaşıyorlar mı?! Ben var olduğumdan bu yana hep yalnızmışım gibi hissediyorum.Şimdi hayatımda birisi olsa onunla nasıl yaşayacaktım ki?! Ben yıllardır çocuklarımın üzerine inşa ettiğim bir dünyadayım.Sanki hiç sevmemiş, hiç ergen olmamış, hiç bir erkekle yaşamamış gibi...Gülüyorum çünkü bu,onca yıl dünyada olup da dünyayı yeniden tanımak gibi bir garip endişe...Kahvemi tadını çıkara çıkara yudumlamaya devam ediyorum ama,hınzır yanım beni dürtüyor.Ve kulağıma fısıldıyor,hadi sen de biraz eğlen...
-''Merhaba.''diye cevap veriyorum mesaja.Anında görüldü ibaresi düşüyor ekrana.Vay diyorum demek bekliyormuş.Karşılık gecikmiyor:
-''Nasılsın?''
-''Üşümüş ve çoook yorgun!''
Birkaç saniye düşüyor aramıza.Sanırım ne yapacağını düşünüyor.Anlayışlı olmakla aklından geçeni yapmak arasında yaşanan saniyeler.Ve sağduyusuyla devam ediyor:
-''Sonra görüşürüz,sen dinlen,kendine iyi bak.''
-''Sağ ol, iyi akşamlar''
Akıllı ve doğru zamanlı insanlara hayranım.Anlamsız ısrar yok en azından.Zaten bu karşılığı bana saygısı olduğunu da gösteriyor.Bunu anlamak da güzel bir duygu.Çay da demlemeli diye geçiriyorum aklımdan.Cuma akşamı,sonrası tam on beş gün geç uyanmak!..Çocuklarla film seyrederiz,cips,çay,çerez...Ama en muhteşimi çocuklarımla beraber olmak.Araya icat edilmiş sıkıntılar girmeden,sevgiyle.Mutlu olmak için fazla şeye gereksinim yok.İçimde huzura benzer bir hisle yanlarına gidiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMONOPHOBİA
TerrorYüzleşme...Kiminin sonu huzur kiminin sonu azap verir.Tek gerçek,kaçamamak...