Dört bir yandan sıkıntıyla sarılmış kalıbıma artık sığamıyorum.Kendimi kandırdığım iyi olacaklar, her geçen gün daha kötüye gidiyor.Bazı şeyleri yapmaktan kaçtıkça, sanki çevremdeki ama, göremediğim çember gittikçe daralıyor.Artık neredeyse beni boğma noktasında.Öyle de önemli bir sorumluluğum var ki ne olursa olsun deyip kendimi akışa bırakamıyorum.İnsanın keşke ölseydimi istediği anlar, günler, aylar.Kaç ay olduğunu hesaplamam gerek.Zihnim öyle yorgun ki ara ara bulanıyor ve buna kesinlikle hak veriyorum.Ve galiba zaman zaman yaşadığım bu dalgınlık veya bir şeyleri hatırlayamama, beni en kötüsüne geciktiriyor.
Ev huzursuz, iş sıkıntılı, başımdakiler ise kimsenin inanmayacağı türden tuhaflıklar.Ben, beni kurtarabileceğini düşündüğüm tek şeyi yapmaktan korkuyorum.Arada kendime sinirleniyorum ve düşünüyorum, ensemdekiler zaten ürkütücü, daha neden çekiniyorum?! Galiba yanlış bir adım atma kaygısı.Karşıdan bakıldığında rutin hayatımız devam ediyor.Sanki diğer insanlarınki gibi.Kahretsin ki öyle olmadığı sadece bana önemli bir durum.Bir şeyler gözle görülmeden kimseyi inandıramam.Hem niye inandırayım ki?! Derdi sadece ben olan, cehennemden kaçmış bir yaratık! Olaylar bir tek beni ilgilendiriyor.Kim ne yapabilir? Kimseyi inandırmak zorunda değilim.İnsan ne yaşadığını bir kendi bilir.
Tam bir şey yok gibi bir yol tuttursam, korku nöbetlerim sıklaşıyor; tutturmasam hepten kendimi kaptırıp gideceğim.O, en tehlikelisi.Benim kontrolü kaybetmem, gerçek anlamda felaketimiz olur.Daha doğrusu dengesiz kontrolüm.Ne kadar dik dursam da paniğe kapıldığım anları atlatamıyorum.Özellikle de her canı istediğinde, her yerde bana görünebilmesi oldukça kötü.Bazen çocuklarımlayken, bazen dostlarımlayken, hatta iş yerimde.Gayet sistemli ve her seferinde sinirlerimi laçka eden, bir devamlılık.Oysa çok uyanık olmam gereken günler yaşıyorum.Ufacık bir hata, bizi öncekinden beter bir vaziyete düşürebilir.
Odamda yatağımın üstüne koyduğum iki küçük zarfa bakıyorum.Zamanlamam mükemmel olmalı. Çünkü gönderdiğim emanetler ilgili kişilere ulaştığında benim de ritüele başlamam gerekiyor.Bu üçlü vakti tutturmak gayet zor.Nasıl yapabilirim diye düşünüyorum.En önemlisi bunlar onlara ulaştığında nasıl haberim olacak?! Tahmini sürelerle hareket etmem gerekiyor ve olasılıklar yeterince can yakıyor.Hangisini önce göndersem?! İki zarf aynı gün yerine ulaşabilir mi? Dehşet içindeyim çünkü hayatımın kumarını oynamama çok az kaldı.Acaba bir gün arayla göndersem mesafeyi eşitleyebilir miyim?! İki farklı şehire aynı gün ulaşmaları lazım.
Bir türlü karar veremiyorum.Derin bir of çekerek, sırt üstü yatağıma uzanıyorum.Yaz neredeyse geldi.Açık pencereden, ılık ılık bana ulaşan esinti eski güzel günlerimi anımsatıyor hafiften.Hiç nedensiz Kaya'yı düşünüyorum.Aradan yıllar geçti.Evlenmiştir kesin.Ayrılık günümüz gözümün önünde.İki yıl hiç görüşmemişiz gibi her şeyi kesip atıyoruz.Ama, ben hâlâ onu seviyordum.Kendimden hiç beklemediğim kadar sakin davranmıştım.Hatta böyle olması gerek diye de bir zorunluluk uydurmuştum.Bu kangrenli bir uzvun kesip atılmasına benzemişti.Çünkü beni istemeyen ailesi, ikimizin bir araya gelmesini hayale çevirmişti.Kaya, zaten zayıf karakterli biriydi.Asla onlara karşı duramayacağını biliyordum.Üstelik daha devam etmek için ısrar etseydik, yılların artışı acımızı da çoğaltacaktı.Kısa bir telefon görüşmesi ve bitiş.Dünyanın dönmesini bıraktığını sandığım günlerdi.Sonra hiçbir şey olmadı.Kimse ölmedi, yaşam akışına devam etti.Ardında ara ara hatırladığım, ilk aşk rüyasını bıraktı bana.İlk gençliğin umarsızlığında her şeyi yapabileceğimiz sandığımız zamanların tatlı hatırası.Acaba onunla evlenseydim, hayatım nasıl olurdu?! Bir ihtimal daha iyi, bir ihtimal de aramızda hep olacak ailesiyle daha kötü.Kararsızım.Tek gerçek şu ki bugünün sıkıntısı yanında onunla yaşadıklarım kocaman bir hiç!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMONOPHOBİA
TerrorYüzleşme...Kiminin sonu huzur kiminin sonu azap verir.Tek gerçek,kaçamamak...