Seok-Jin gözlerini kapatarak bebeğinin ağlamasını göz ardı etmeye çalıştı. Ama sadece çalışmıştı çünkü küçük kız sanki canından can gidiyormuş gibi ağlıyordu.
Jin yatağından yavaşça kalkıp minik bedeni kolları arasına aldı. Hâlâ onu tutarken korkuyordu. Küçük kıza zarar vermekten çok korkuyordu.
"Ha Neul, lütfen uyu." küçük kızı ile birlikte kendi yatağına ilerledi Jin. Kucağında sallar ise uyurdu belki.
Hâlâ aklı almıyordu genç çocuğun bu olanlara. Tam üç ay önce kapısında bulmuştu Ha Neul'u. İçinde bir mektupla tabii ki. Jin bunu her ne kadar şaka olarak görse de yaptırdığı DNA testleri sonucu kendi kızı olduğu gözler önündeydi. Şok geçirmişti genç olan.
Ne yapacağını bilemez halde eve gelmişti bebekle. Kendi bebeğiyle. Daha sonra da küçük kız hayatının merkezi olmuştu. Onsuz bir yere gitmiyordu. Hiçbir şey yapmıyordu. Arkadaşları da alışmıştı küçük kıza. Hele Hoseok onun için ölüp bitiyordu. Jin gerçekten memnundu ama geceleri onu uyutmak tam bir kabustu.
Uzun uğraşlar sonucu Ha Neul kendini babasının kollarında derin bir uykuya bırakacağı zaman Jin'in telefon sesi tüm evi doldurdu. Jin gözlerini kocaman açıp az önce yatırdığı kızına hızlı bir bakış atarken şimdiden arayan kişiye sövmeye başlamıştı.
Telefonunda büyük harflerle Min Yoongi yazısını görünce ettiği küfürlerde haklı olduğunu düşündü.
"Ne var? Saat gecenin kaçı farkında mısın sen? Ha Neul'u daha şimdi uyuttum. Eğer uyanırsa alıp senin evine getiririm ve asla umrumda olmaz." Jin hızla konuşurken Yoongi telefonun ucundan derin bir nefes aldı.
"Saat sekiz gerizekalı. Hava kapalı olduğu için gece gibi geliyor. Bana da öyle gelmişti ki işi olan herkes bu saatte uyanır Jin. A, pardon. Sen işsizdin değil mi? Aklımdan çıkmış tamamen." Yoongi bu sözlerinin sonuna ufak bir de kahkaha ekleyince Jin gözlerini yumup sakin nefesler almaya çalıştı.
"Ne için aramıştın?"
"Ha, şey," Yoongi kelimeleri ağzında gevelerken Jin salona doğru ilerliyordu. Uykusu falan kalmamıştı. "Sana göre bir iş buldum. Biliyorum Ha Neul var, şu ara çalışmak istemiyorsun ama eninde sonunda paran bitecek ve ortada kalacaksın. Sakın siz varsınız falan deme zırnık koklatmam."
"Yoongi çalışamam. Ha Neul daha sadece altı aylık. Onu kime emanet edebilirim ki?"
"Hoseok bakar ona. Zaten gece çalışıyor biliyorsun. Gündüzleri aylak aylak gezeceğine Ha Neul ile ilgilenir. Sen de artık bilgisayar programcısı olarak işe başlarsın."
"İlgilenirim tabii ki!" Yoongi'nin arkasından gelen Hoseok'un sesi ile gülümsedi Jin. Haklıydı. Eninde sonunda çalışması gerekecekti. Hem bu işi Yoongi bulduysa parası da iyi olurdu.
"Bu arada aylık maaş on beş bin miydi neydi? Hatırlamıyorum." dedi Yoongi sanki gencin aklını okumuş gibi.
"On beş bin?" Jin transa girmiş sesi ile boş boş duvarlara baktı. On beş bin ne demekti ya? "Yoongi ben sanırım çalışmak istiyorum. Bunun asla maaşla ilgili bir sebebi yok. Çok haklısın ve sana minnettarım bebeğim. Benim için iş bulduğun için."
"Bebeğim mi?" Yoongi'nin karşı taraftan kusma sesleri gelirken Jin'in neşesi iyice yerine gelmişti.
"Ne zaman iş görüşmesi için gitmeliyim?"
"Sana haber vermek şimdi aklıma geldiği için üzgünüm ama saat dokuzda orada olman gerekiyor." Jin telefonu kulağından uzaklaştırıp saate baktı. Sekizi on altı geçiyordu.
"Senden nefret ediyorum." telefonu hızla kapatıp hazırlanmak için odasına koştu.
×××
Merhaba!
Yeni bir Taejin ile karşınızdayım.
Bunu nasıl devam ettiririm bilmiyorum pek. Hani kurguyu tam kafamda oturtmadım ama umarım beğenirsiniz VE JIN'İ BABA YAPTIM LÜTFEN BİRİ BENİ BIÇAKLASIN ÇÜNKÜ BU ÇOK GÜZEL.
Aojdoanxo her neyse sizi ve TaeJin'i çok seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be My Girl's Dad? |TaeJin|
FanfictionKim Seok-Jin'in minicik kızına bakma görevi Taehyung'a verilmişti. Eh, aşık olmakta Kim Seok-Jin'e kalmıştı?