Jin arabayı durdurduğunda aynadan arka koltuklarda yatan Taehyung'a baktı. Yol boyunca kusmuştu ve Jin en sonunda eve vardıkları için çok mutluydu. Ha Neul'u da gece onlarda kalması için Yoongi ve Namjoon'a vermişti.
Arabadan inip Taehyung'un kapısını açtı. Uyumuş olduğunu görmesi iyice sinirlendirmişti onu. O kadar kustuktan uyuyabiliyor muydu?
"Taehyung uyan." Taehyung'un bacaklarından tutup sallarken bir yandan söyleniyordu. "Uyansana!"
Aldığı cevaplar Taehyung'un birkaç mırıltısı olduğunda derince nefes aldı Jin. Onu eve kadar taşıyacaktı anlaşılan.
Taehyung'un bacaklarından çekip onu arabadan çıkardığında kapıları kilitlemek için arabaya yasladı ince bedeni. Arabayı kilitlendiğinde ise bir elini bacakları, diğer elini de başı altından koyarak kucağına aldı. Taehyung'un bu kadar zayıf olması onu şaşırtmıştı.
Yavaş adımlarla eve ilerlemeye başladığında Taehyung elini Jin'in boynuna koymuş, yarısı açık, yarısı kapalı gözleri ile alttan ona bakıyordu. Jin kaşlarını çatsa da bir şey demedi ve kapıya geldi. Elinde tuttuğu anahtarı deliğe sokmaya çalıştı ama kucağında Ha Neul varken bile zorlanan adam, Ha Neul'un beş katı birini taşıyorken bunu yapması imkansızdı.
"Lanet olsun sana Taehyung." diye fısıldadı. Taehyung ise bunu duymuş kıkırdamıştı.
"Evli gibiyiz, bu çok güzel ~" Taehyung kahkaha atarak ağzında gevelediği kelimeler Jin'in kalbinin bir anda sıcacık olmasını sağlamıştı. "Seni çok seviyorum Jin." Taehyung'un son fısıltısı ise kalbinde oluşan kırıkları sarmıştı.
"Ben de seni çok seviyorum Taehyung." dedi anahtarı deli sokmayı başarıp. "Ama bana hesap vermek zorundasın."
"Ben," hıçkırdı Taehyung. Jin bir ayağı ile kapıyı ittirirken kahkaha atmıştı buna. "Ben sana her şeyimi veririm Jin!" tekrar hıçkırdı. Sesi sinirli gibi çıkıyordu. "Şen şadece beni hep şev oluy mu?" Taehyung aniden konuşma tarzı değiştirip Jin'e bakınca Jin onu yatak odasına taşımış, yatağa yatırmıştı.
"Sadece seni seveceğim, oluy." Jin'in sözleri üzerine Taehyung yatakta gömülmüş, elleriyle yüzünü kapatmıştı. "Ama hala bana hesap vereceksin." dedi Jin kaşlarını tekrar çatarken. Onu bulduğu anlar aklına geldikçe sinirden dilini ısırıyordu.
Taehyung gözlerini sımsıkı yummuş, uykuya kendini tekrar vereceği anda Jin onu ayağa kaldırmış, uyanması için yanağına hafifçe vurmuştu. Ama Taehyung sarhoştu! Uyuması gerekirdi.
"Aşkım~" dedi yedi şişe biranın verdiği etki ile. Soo Ah'a ikram ettikten sonra gidip biraz daha bira almışlardı. "Başım çok ağrıyor. Biraz uyuyayım mı?" Taehyung dudak büzerek elleriyle kalpler yapıp Jin'e bakıyordu.
"Hayır." Jin'in otoriter sesi Taehyung'un omuzlarını düşürüp, iyice dudaklarını büzmesine sebep olunca uzanıp öpüverdi o dudakları Jin. Sadece yarım saat önce başka biriyle öpüşmüştü Taehyung ama Jin'in o dudaklara zaafı vardı.
"Hadi," dedi dudaklarını ayırırken Jin. "Sana çorba yapacağım. Sonra da konuşacağız."
Taehyung hafifçe kafa sallayıp kollarını tekrar Jin'in boynuna doladı. Jin kalçalarından tutarak onu kucağına aldı ve ikisi birlikte mutfağa geçtiler.
×××
"Ben bunu içmek istemiyorum." Taehyung önündeki kötü kokulu ve kötü görünümlü çorba kasesini Jin'e doğru ittirdi. Jin uyumasına izin vermediği için zaten açılmıştı, sadece başı ağrıyordu.
"O zaman bir hafta boyunca baş ağrısı çekersin."
"Ver, içeyim." hızla kaseyi kafasına diktiğinde Jin'in çatılı kaşları kendini huzursuz hissettiriyordu.
"Konuşalım mı artık?" Jin'in soğuk çıkan sesi Taehyung'un ürpermesine ve üşümesine olanak sağlarken yavaşça kafa salladı. Ciddi anlamda üşüyordu.
"Bir şartla," dedi aniden, Jin masadan kalkarken Taehyung. "Konuşma sırasında bana sarılır mısın? Çok üşüyorum."
"Daha sonbahardayız. Neden üşüyorsun ki?"
"Bunu bana değil, üşüyen bünyeme sor." masadan kalkıp kollarını Jin'e doladı. Sabahki kavgaları ve sonra gidip sahilde içmeye başlaması aklına geldikçe kendini içten içe suçluyordu. "Özür dilerim." dedi Jin'in gözlerine bakarak. "Sabah boş yere canını sıktım."
Jin, Taehyung'un sarılışına karşılık verip bir eliyle yumuşak saçlarını okşadı. "Ben de özür dilerim. Boş yere sinirlendim."
Uzanıp bir öpücük kondurdu Jin'in dolgun dudaklarına Taehyung. Ayrıldığında gülümsüyorlardı.
"Hadi konuşalım." diyerek Jin'i salona doğru sürükledi.
Üçlü koltukta sarmaş dolaş oturdular. Jin konuya nasıl başlayacağını bilmiyordu. Taehyung sarhoş olduğundan hayal meyal hatırladığı şeyin gerçek olmaması için dua ediyordu.
"Yaptığın şeyi hatırlıyor musun?" dedi en sonunda Jin. "Seni aramaya çıktığımda yaptığın şeyi hatırlıyor musun?"
Taehyung yavaşça kafasını iki yana salladı. Birini hatırlıyordu sadece. Gerisi bulanıktı.
"Pekâlâ o zaman, ben anlatayım." Jin bir eliyle omzunda yatan Taehyung'un dudaklarını büzdü. "Bu dudaklarla birini öpüyordun Kim Taehyung. Benim olan dudaklar başka birini öptü."
Taehyung kaşlarını çatarak Jin'e baktı alttan. Yarım yamalak hatırladığı olayın gerçek olması onu şoka uğratmıştı.
"Ben," dedi heyecanla. "Ben kendimde değildim biliyorsun. Yani hatırlamıyorum bile. Sadece Soo Ah'ın yanıma oturduğunu hatırlıyorum, gerisi yok. Gerçekten özür dilerim Jin. Ben cidden hatırlamıyorum bak yani aklım başımda olsa yapmayacağımı biliyor-" Taehyung'un hızla konuşmasını bölen Jin'in dudaklarıydı. Taehyung bazen gereğinden fazlasını konuşuyordu ve bu Jin'e yarıyordu.
"Beni utandırma!" dedi Taehyung kafasını geri çekerken. Bir eliyle Jin'in göğsüne yavaşça vurmuştu. Jin gülümseyerek ona dil çıkardığında Taehyung uzanıp yanağını öptü Jin'in. Az önce göğsüne vurduğu eli ile Jin'in yüzünü okşadı. "Bir daha kavga etmeyelim tamam mı? Ha Neul bile benimle küstü."
"Ha Neul benimle de küsmüş." Jin hafifçe kıkırdarken Taehyung kaşlarını çatmıştı.
"Nasıl?"
"Şirkete gelmek istemesi benimle küstüğünü söylemek içinmiş çünkü sen çok üzülmüşsün ama bana bağırdığın için sana da küsmüş."
"Hadi ya!" kahkaha attı Taehyung. Sahip olduğu bu iki insanın bu kadar benzemesi normal değildi. "Nerede şuan?"
"Yoongi'ye bıraktım. Hoseok onlara geçecekti, onunla uyur."
"Minik kızımı çok özledim." Taehyung'un mırıltısı Jin'e ulaştığında Jin Tae'nin saçlarını okşamayı bırakıp ona baktı.
O, minik kızım mı demişti?
"Minik kızını mı özledin?" Jin hayretle sorduğunda Taehyung kafasını salladı.
"Eğer biz seninle çıkıyorsak, Ha Neul dolaylı bir şekilde benim de kızım olmaz mı?" Taehyung kaşlarını çatarak Jin'e baktığında Jin heyecanla gülümsüyordu. "Ne gülüyorsun sen?"
"Ha Neul kızım olur, dedin Taehyung. Nasıl gülmem?"
Taehyung gülümseyerek bir elini tekrar Jin'in yanağına koydu ve dudaklarına ıslak bir öpücük bıraktı. "Ha Neul bizim kızımız Jin." son cümlesi ile gece boyunca Jin onu kucağında döndürdü. Mutlu olmak onlar için bu kadar basitti.
×××
Kısa olduğunu biliyorum ama ilham yok, üzgünüm.
Bölüm de hiç içime sinmedi zaten.
Sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be My Girl's Dad? |TaeJin|
FanfictionKim Seok-Jin'in minicik kızına bakma görevi Taehyung'a verilmişti. Eh, aşık olmakta Kim Seok-Jin'e kalmıştı?