yir(M)i.7

5.1K 310 316
                                    

Arabada garip bir sessizlik hakimken, kimse ne olduğunu sormak için yeltenmeye kalkmıyordu. Jin, onları dövme salonunda bırakıp gittikten neredeyse beş saat sonra gelmiş, hava oldukça kararmış, Ha Neul ise Hoseok'un çalışanları ile oynayıp durduğu için yorgunluktan uyumaya yakınken, arabanın içini bir sessizlik tufanı kasıp kavurmuştu. Çünkü Jin, onları almaya geldiğinde bir kelime dahi konuşmamış, Taehyung'un içine kurt düşürmüştü, ancak Taehyung ne olduğunu sormamak konusunda kararlıydı. Onun geldiğini karşılamak için kocaman gülümserken, Jin'in sadece gidelim demesi hiçte olacak şey değildi. Taehyung'un alıngan olduğunu Jin iyi biliyordu.

Sessizlik içinde geçen araba yolculuğu sonrası, evlerinin önünde durduklarında  Taehyung arabadan inip, arka koltukta uyuyan Ha Neul'u kucağına alırken, Jin'de işe götürdüğü dosya ve bilgisayarlarını almış, onları takip ediyordu. Sessizlik kapıyı açıp içeri girerken de hakimdi.

Taehyung, yorgunlukla Ha Neul için yapmış oldukları odaya doğru ilerlerken -odayı yapmışlardı fakat Ha Neul asla yalnız kalmayı istemiyordu- Jin yatak odalarına ilerlemişti. Taehyung, Ha Neul'un üzerini değiştirip pembe rengiyle dolu yatağa yatırdı. Kızının iki yanağına da öpücük kondurup kapıya ilerlerken, Jin'e zorla aldırdıkları Karlar Ülkesi resimli gece lambasını açmıştı. Karlar Ülkesi tüm Kim Ailesinin en sevdiği animasyon filmiydi. (Y/N: hayır kesinlikle benim değil, yoo)

Taehyung, yatak odasına ilerlediğinde içinde biriken bu sessizliği kırıp atmak istermişcesine hızlı hareket ediyordu. Yatak odasının ışığının açık olmasını görmesi onu daha da hızlandırmıştı ama odaya girdiğinde yatağa sadece iç çamaşırı ile uzanmış olan Jin, içindeki ateşi söndürüp bambaşka bir ateş yakmıştı. Bu ateş diğerinden daha kırmızı ve daha alevliydi. 

Yatağa yavaşça oturup elini Jin'in simsiyah olan saçlarından geçirdi. Her daim yumuşak olan saçlar ellerinin altından kayarken gülümsüyordu. "Uyudun mu?"

Jin, yönünü yavaşça ona döndürürken, Taehyung elini önüne çekti. Jin ona bakıp derin bir nefes alınca kalbi hızlanmıştı. Kötü bir şey mi olmuştu?

"Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun ki?" Diye soru Taehyung. Jin'in bu sorudan sonra yutkunarak doğrulması ise içini daha kötü yapıyordu.

"Yatarken biraz konuşalım mı? Sana anlatmak istediğim şeyler var benim." Jin, bir elini saçlarından geçirip kendini geriye çekerek yatak başlığına yaslandı. Taehyung kaşlarını çatarak kafasını sallayıp ayağa kalktı. "Önce giyinmem gerek."

"Çıkar üstündekileri ben gibi, boxerınla yat. Havalar hala biraz daha sıcak." Taehyung, Jin dediklerine kafa sallarken bugün giydiği tişört ve siyah kot pantolonu çıkarıp, yatak odalarındaki banyoda bulunan kirli sepetine doğru fırlattı. Jin onun bu hâline gülümserken, az önce yapmadığı şeyi yapıp üstlerine örttükleri pikeyi kaldırıp içine girdi. Taehyung'ta onun yanında yer aldığında hemen kafasını Taehyung'un göğsüne yaslayıp derince nefes aldı. Taehyung'un teninin kokusu hiçbir şeye değişilmezdi.

Taehyung, son zamanlarda hissetmediği kadar gergin hissederek ürkekçe ellerini Jin'in kocaman bedenine sardı. Belliydi ki, Jin'in canı bir şeye sıkkındı ve Jin böyle hissederken, o ondan daha beter hissediyordu. Hiçbir şey demeden Jin'in anlatmasını bekledi.

Jin, kısa bir sessizlik sonrası yine derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Bugün müdürle toplantım vardı aslında," dedi sıkıntılı sesiyle. Bir eliyle de Taehyung'un çıplak karnını okşuyor, daireler çiziyordu. "Hani ondan aseton falan istedim, toplantı sonuçta resmi görünmem lazımdı. Neyse işte, biliyorsun ben bilgisayar üzerinde programlama yapıyorum. Yani aslında şirket benim ve benim bölümümde çalışan Bayan Wang'la dönüyor." Tekrar derin bir nefes aldı Jin. Taehyung ise sessizce onu dinliyor, dinlerken de dudaklarını dişliyordu. " Bugün toplantı amacımızda oymuş, bu programları alıcı şirkete tanıtmamız gerekiyor ki normalde alıcı şirketlerin bizim buraya gelmesi lazımdı fakat birkaç aksilikten dolayı biz oraya gideceğiz. Yani gitmemiz gerekiyordu, Bayan Wang'la." Tekrar duraksadı Jin, nasıl söylese bilemiyordu. Taehyung'un kabul edip etmeyeceğini bile bilmiyordu. Taehyung'un göğsüne bir öpücük kondurup daha çok yayıldı. "Bayan Wang'la gidemiyoruz çünkü kendisi evlilik arifesinde ve gideceğimiz haftalarda düğünü var. Aslında bizi de davet etti bak onu söylemeyi unuttum." Kendi kendine mırıldanıp kaşlarını çattı ve kafasını yukarı kaldırıp, bir eliyle Taehyung'un yüzünü avuçladı. "Müdürümüz de dedi ki, Jin sen git ve istersen yanına istediğin birini al. Yeme, içme, barınma ihtiyaçlarımızı alıcı şirket ödeyecek zaten o yüzden ben de dedim ki eşimle gitsem olur mu? Müdür işte sen evlimiydin, vay be falan gibi boş muhabbet yaptı ben de durumumuzu açıkladım. Sonra gidin gidin, dedi. Hem sizin içinde tatil olur, dedi. Ama ben Ha Neul'un okulu olduğunu ve senin dövme randevuların olduğunu unuttum. O yüzden sanırım tek gitmem gerekecek." En son sessizce söyleyip bakışlarını Taehyung'un yakışıklı çehresinden yere indirdi. Taehyung ise hala niye bu kadar üzgün olduğunu anlamıyordu. O kadar soğuk yapmasının tek sebebi bu muydu cidden?

Be My Girl's Dad? |TaeJin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin