2.3

4.2K 348 391
                                    

"Ya hyung!" Jungkook aniden oturdukları masada bağırdığında Hoseok baygın bakışlarını ona çevirdi. "Niye bu kadar ısrar ediyorsun? Eğlenmeye geldik ama senin yüzünden yarım saattir kafede tıkılı kaldık!"

Hoseok ona cevap vermediğinde gerilen ortam yüzünden babasının kucağında pusup kalan Ha Neul iyice babasının göğsüne kapandı.

Atlı karınca sonrası biraz da hep birlikte eğlenmeleri için kafede telefonlarıyla oynayan üçlünün yanına gelenlerle sırada hangi oyuncağa bineceklerini tartışmışlar, uzun tartışma ve oyunlardan sonra korku treni kazanmıştı. Ha Neul'un yaşı daha küçük olduğu için yanında onlarla binmeyecek ve Ha Neul ile onları bekleyecek biri gerekiyordu ve bunun içinde dört kişi talipti. Hoseok ve Jimin korktukları için, tabii ki de bunu asla kabul etmiyorlardı, Jin ve Taehyung ise Ha Neul için talipti ve dörtlü arasındaki beşinci taş kağıt makas oyunu sonrası kazanan Jimin olunca Hoseok mızmızlanıyordu.

"Bakın," dedi Hoseok masadaki herkeste gözünü gezdirirken. "Ha Neul beni daha çok seviyor, onunla kalmam daha mantıklı ve niye beni istemediğim bir şeye binmek için zorluyorsunuz?!" aniden bağırdığında sıkıntıdan uyuklayan Yoongi uyanmış, ona dik dik bakmaya başlamıştı. "Hey, Jung Hoseok!" Yoongi'de Jungkook ve Hoseok'un tartışmasına katıldığında gözler bu sefer onu buldu. "Eğer korktuğunu kabul edersen Ha Neul ile sen bekleyeceksin ama niye bunu söylemek yerine uzatıyorsun?"

"Haha! Korktuğumu kim söylemiş?" Hoseok gözlerini kaçırarak güldü. Yalan söylediği deniz aşırı ülkelerden bile anlaşılıyordu ve bu hepsinin gülmesini sağlamıştı.

"Hyung, korkuyorum demek niye bu kadar zor?" Taehyung, kafasını Jin'in omzundan çekip söylediğinde Hoseok göz devirdi.

"Çünkü korkmuyorum Taehyung."

"O zaman gidelim ve binelim." Jin aniden ayağa kalktığında masadakilerde ayaklandı. Tabii ki Jung Hoseok hariç.

"Ya hyung! Mızıkçılık yapma artık." Taehyung tekrar Hoseok'a laf attığında Jung Çirkef Hoseok aniden parladı. "Benim de seninki gibi dağ kadar sevgilim olsa içim rahat olurdu. Şuna bak ya! Yalnızım oğlum ben, niye beni çileden çıkartmaya çalışıyorsunuz?"

"Ciddi misin sen?" uzun süredir sessiz kalan ve telefonuyla ilgilenen Namjoon konuştuğunda herkes ona döndü. "Buradaki şu ikili hariç," o sırada Taehyung ve Jin'i göstermişti, "herkes yalnız zaten. Mal mal şeylerle korkunu örtmeye çalışma. Hem hayvan gibi Jungkook var, onun yanına binersin." Namjoon sinirle önündeki Yoongi'yi ittirip dışarı çıktığında Yoongi omzunu tuttu. "Buna da benden gözüküyorlar ya!"

"Namjoon hyung bana niye hayvan dedi şimdi?" Jungkook başını yere doğru eğip, dudaklarını büzerek konuştuğunda Jimin kıkırdadı. Jungkook bakışlarını hemen ona çevirdiğinde ise susmak zorunda kalmıştı.

"Namjoon son günlerde garip davranıyor. Evde de sürekli telefonda zaten. Acaba adet falan mı oldu?" Yoongi sessizce hepsine bakarak konuştuğunda Jin kafasını salladı. "Aynen, garip şu aralar. Neyse ben onunla konuşurum bir ara. Hadi gidip korku trenine binelim." Jin hızla söyleyip Taehyung'u sürükleyerek peşinden çıkarınca arkada kalanlar onlara bakıp kusma sesleri çıkarmış, daha sonra da birbirine aşık ikilinin ardından çıkmışlardı.

××××××××××××

"Eğer ölürsem ya da kalp krizi falan, her şey dahil, hepinize dava açarım ve bana nafaka ödemek zorunda kalırsınız!" Hoseok, Jungkook'un yanına oturmuş kemerini sıkı sıkı bağlarken söyleniyordu. Hatta son yarım saattir yaptığı tek şey buydu.

"Zaten her türlü ihtiyacını biz yapıyoruz, bir de nafaka ödeyelim! Oldu!" Yoongi'de arkada Namjoon'un yanına oturmuş, kendinden küçük olan kardeşinin kolunu sıkmaya başlamıştı.

Be My Girl's Dad? |TaeJin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin