"Jimin kalk şuradan. Sinir etme beni." dedi Jin sinirle. Cidden olanlara inanamıyordu. Akşamüstü Taehyung evden gittikten sonra gece aniden kapısı çalmış, Jimin ve Hoseok hızla içeri girmişti.
"Beş dakika daha." dedi Jimin uykulu sesi ile. Jin kucağında tuttuğu Ha Neul'a bakıp sakin kalmaya çalıştığı sırada Hoseok yan koltukta mıyıkladı.
"Ya gidin evimden!" dedi Jin gözlerini yumup Ha Neul'a sarılırken. Ha Neul ise anlamsızca amcalarına bakıp gülüyordu.
Jin en sonunda kendini ve minik kızını boş koltuğa attı. Cebinden telefonu çıkartıp saate baktığında gözlerini devirdi. Gecenin dördüydü. Jin'in işe gitmesine dört saat vardı. Jiminler evine geleli iki saat olmuştu ve ikiside neden burada olduklarını anlatmadan uyumaya çalışmışlardı.
Jin küçük kızını güçlü kolları ile havaya kaldırıp göz göze getirdi. "Bu amcalara eziyet etmek için büyük bir fırsatın var ama sen neden onlara gülümsüyorsun bebeğim? Tek istediğim Hoseok ve Jimin amcanın yanında her gece yaptığın gibi ağlamak. Bu zor değil?"
Ha Neul babasının dediklerini anlıyormuş gibi gülümsedi. Jin kızının büyüsüne her ne olursa olsun kapılırdı ve yine o muhteşem gülümseme ile Jimin'le Hoseok'u unutmuştu.
"Ellerini ısırırım senin!" dedi küçük kızına hayranlıkla bakarken. Gerçekten de aşıktı kızına Jin. Onu ilk gördüğü andan beri, ilk kendi kızı olduğunu anladığından beri aşıktı. Aşıklardı. Küçük kızın da Jin'e olan sevgisi şimdiden belli oluyordu.
Jin kızını iyice kucaklayıp ayağa kalktı. Ha Neul'un uyuması gerekiyordu. Bu ikisi zili hayvan gibi çalınca Ha Neul'u da uyandırmışlardı ve Jin'in siniri aslında bu yüzdendi. Yoksa zaten kardeşleri ile bir sorunu yoktu.
Ha Neul ile odalarına doğru ilerlerken Jin hâlâ küçük kızı ile konuşuyordu. "Yarın bu ikisini senin için öldürürüm bebeğim. Sen şimdi babayı üzme ve uyu olur mu?" onu kendi yanına yatırıp yatağın üzerinden eksik etmediği yastıkları özenle dizdi kızın çevresine.
Kendisi de yatağa girdiğinde Ha Neul'un ona doğru baktığını gördü. Gülümsedi Jin bu küçük mucizeye bakarken. Nasıl olduğunu, annesinin kim olduğunu ya da Jin'in yanına gelmeden önce başından neler geçtiğini bilmiyordu Jin bu küçük kızın. Ama şimdi kızının daha minicik olan tırnağındaki küçük beni bile ezberlemişti. Öyle bir duruma gelmişlerdi ki birlikte Ha Neul hangi marka mamayı yerse kakasının nasıl olacağını bile biliyordu Jin. Tekrar gülümsedi kızına.
Ha Neul ise her ne kadar uysal bir kız olsa bile babasının yokluğunu hissettiğinde huysuzlaşıyordu. Babasının kokusu bile onun uyumasına yardım ediyordu. Jin'in kolları arasında güvendeydi Ha Neul. Bunu daha yaşına girmese bile hissediyordu küçük kız. Jin yanındayken gülüyordu etrafa. Bir de yeni aralarına katılan Taehyung'ta olmuştu aynısı. Diğerlerine alışması aylar sürerken Taehyung'u gördüğü anda gülümsemişti. Hoseok bile kıskanmıştı bu durumu.
Jin, Ha Neul'un küçük yüzünü incelerken kızının gözleri kapanmaya başlamıştı bile. Yüzünden eksik olmayan gülümsemesi ile kızının yeni yeni oluşan saçlarını okşadı. Eğer Ha Neul'un annesi her kimse ona bir teşekkür etmeliydi. Öyle bir durumda Jin muhtemelen çocuğu aldırırdı. Ama Ha Neul'un annesi onu aldırmadığı ve Jin'e geri getirdiği için ona minnettardı. Tabii ki kızgındı da. Bu kadın her kimse neden Jin'in yanına gelmemişti? Jin onu yargılamaz hatta belki Ha Neul'un iyiliği için onunla evlenirdi bile.
Bu düşünceler Jin'in moralini düşürürken kafasını hızla iki yana salladı ve gözlerini kapattı. Ha Neul'un yanında aldığı düzenli nefesleri ile uykusuna daldı Jin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be My Girl's Dad? |TaeJin|
FanfictionKim Seok-Jin'in minicik kızına bakma görevi Taehyung'a verilmişti. Eh, aşık olmakta Kim Seok-Jin'e kalmıştı?