Jin, Taehyung ve kendisi için hazırladıkları bavula son parçaları koyarken içeri minik adımları ile koşarak giren Ha Neul'a baktı. Ha Neul, kollarını açarak babasına doğru ilerlerken gözyaşlarını tutmak için büyük bir çaba harcıyordu.
"Güzelliğim," Dedi Jin, kollarını Ha Neul'un içine girmesi için açarken. "Ne oldu?"
Ha Neul cevap vermeyerek kollarını sıkıca babasının boynuna doladı. İkisini okuldayken bile çokça özlerken bir hafta boyunca nasıl görmeden dayanabilirdi ki?
Jin, kızının küçük bedenine sıkıca sarılıp ayağa kalktı. "Ağlamıyorsun, değil mi? Eğer ağlarsan, ben de giderken ağlarım."
"Hayır, bak ağlamıyorum." Ha Neul babasının dediğiyle gözyaşlarını silip minik ellerini babasının yanaklarına yerleştirdi. "Ama baba ben sizi çok özleyeceğim."
"Ben de seni özleyeceğim miniğim. Seni bırakıp gitmek kolay mı sanıyorsun?" Jin eğilip burnunu, Ha Neul'un minik burnuna sürttü ve küçük kızının alnına bir öpücük kondurdu. O sırada alacaklı gibi çalan kapıyla ikisi de kahkaha atmaya başlamıştı.
Jin, Ha Neul'u yere indirip poposuna vurdu. "Koş, amcalarını karşıla bakalım."
Ha Neul, babasına gülümseyip son sürat kapıya ulaştığında arkasından salondan çıkan Taehyung'u görüp kapı yerine kollarını ona doğru açtı. "Kucak istiyorum Tata!"
"Gel bakalım." Taehyung gülerek eğilip küçük kızını kucağına aldıktan sonra kırılacakmış gibi çalınan kapıya ulaştı. Kapıyı açtığında ise karşısında üçüncü dünya savaşı çıkmış gibi yerlerde sürünen arkadaşlarını kesinlikle beklemiyordu.
Bir süre oluşan hengâmeyi izledikten sonra Namjoon ve Yoongi'yi sessizce içeri doğru çekip neyin kavgasını ettiklerini anlamayan diğer üçünün yüzüne kapıyı kapattığında herkes derin bir nefes aldı.
"Niye hep ara dayağı ben yiyorum! Buraya geleceğimden haberim dahi yoktu." Namjoon başını tutarak söylenip içeri adımlarken Yoongi, Taehyung'un kucağından korkmuş gözlerle hâlâ kapıya bakan Ha Neul'u alıp sarıldı. "Benim minik kedime kim bakacak kavgası ediyorlar. Tabii ki de Yoongi Amcası bakacak!"
Ha Neul, Yoongi'nin yanaklarını sıkıp gülümsedi. "Yoongi Amca, eğer seninle kalırsam Holly ile oynayabilir miyim? Onu çok özledim."
"Biliyor musun Ha Neul, bugün Holly bana seni getirmemi söylemişti. O da seni çok özlemiş." Yoongi minik kedi Ha Neul'un köpeği ile iyi anlaştığından dolayı mutluluk duyuyordu çünkü Holly'de diğer canlılara karşı soğuk ve mesafeliyken, Ha Neul'a şirinlikler yapıp onunla oyun oynamak istiyordu.
Yani, grubun iki miniklerinin arası birbiriyle iyiydi.
Yoongi ve Ha Neul, eğer Ha Neul onunla kalırsa neler yapacaklarını tartışarak içeri girerken yatak odasından çıkan Jin hâlâ kapıyla bakışan Taehyung'u gördüğünde yanına ilerledi. Kollarını arkadan beline sararken o da kapıya bakıyordu. "Ne oldu?"
"Jin," Taehyung endişe ile yan tarafına dönüp omzu üzerinden ona bakan Jin'le göz göze gelince yutkundu. "Biliyorsun değil mi, biz bile bile Ha Neul'u ölüme terk ediyoruz."
"Ne? Niye, ne oluyor cidden?" Jin'in telaş ve sinir karışımı ses tonu sonrası Taehyung üç saniyeliğine kapıyı açıp kapayınca Jin korku ile Taehyung'a sarıldı. "Taehyung biz cidden kızımızı ölüme terk ediyoruz."
"Ne yapacağız? Bu yamyamların arasında bırakamayız." Taehyung'un fısıltı ile söylediği sözler sonrası kapı tekrar gürültü ile çalınınca ikisi de korkarak kapıya baktı. Bu üçü neden hep Ha Neul konusunda bu kadar aç gözlü ve sabırsızlardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be My Girl's Dad? |TaeJin|
FanfictionKim Seok-Jin'in minicik kızına bakma görevi Taehyung'a verilmişti. Eh, aşık olmakta Kim Seok-Jin'e kalmıştı?