"Hyung ne oluyor?" Jungkook kaşlarını çatmış Jin'e bakarken, Jin sıkıntı ile alnını ovuyordu. Taehyung kararını vermişti anlaşılan. Öyle olsun, dedi içinden. Sen vazgeçiyorsan ben daha çok vazgeçiyorum.
"Boşver, gitsin." Jin sıkıntı ile iç çekti. Odada bulunan altı kişi de, onlara Ha Neul'da dahildi, onu dikkatle süzerken gerildiğini hissetti Jin. "Her ilişkide kavgalar olur, niye öyle bakıyorsunuz?"
"Hyung, sana 'hyung' dedi. E o zaman biz de mi seninle sevgili oluyoruz?" Jimin şaşırmış bir yüz ifadesi ile konuştuğunda kafasına Jin tarafından gönderilen bir yastık yedi.
"Aptal aptal konuşma gerizekalı adam."
"Ne dedim şimdi ya?" üzüntü ile Jungkook'a sığındı bu sefer.
Jin sinirle hepsine baktığında Namjoon ve Yoongi bunu anlamış olacaklar ki ayaklandılar.
"Geç oldu kalkalım artık." Yoongi ellerini dizine koyup ayağa kalktığında Hoseok kahkaha attı.
"Daha yarım saat önce uyandın hyung."
"Yirmi altı yıl önce doğdun Hoseok. Çok konuşma istersen." Hoseok, Yoongi'nin dediğine göz devirirken Namjoon'un yanına geldi.
"Bana hep böyle yapıyor ya." kollarını Namjoon'a doladığında Namjoon onu alnından ittirdi.
"Sakın Hoseok, sakın bana yapışma." odada bulunan herkes buna gergince gülerken Jin tebessüm etmekle yetindi. Kalbi de Taehyung ile gitmişti ve o yüzden gülmek gelmiyordu içinden. Yavaşça ayağa kalktı Jin.
"Siz oturun, ben de Ha Neul'un kahvaltısını hazırlayayım." dedi ve sakin adımlarla mutfağa yöneldi.
Jungkook, Jin'in mutfağa girdiğinden emin olunca, peşinden sessizce ilerleyip onu kontrol etmişti, hızla koşarak diğerlerinin yanına geldi.
"Hyunglarım eğer Jin hyung depresyona girerse Ha Neul'u ben sahiplenebilirim."
"Bokumu yersin sen!" Hoseok ona sinirle baktığında güldü Jungkook.
"Ha Neul var, küfür etme lütfen. Bu çok ayıp."
"Ya susun şimdi!" Yoongi sessizce bağırdığında Jungkook göz devirmiş, Jimin'in kucağında hayata küçük yaşta nefretle bakan Ha Neul'la ilgilenmeye başlamıştı.
"Arkadaşlar Jin hyungu boş verin de, Ha Neul girdi depresyona herhalde." Jimin gergince gülerek hyunglarına ve Jungkook'a baktı. Hepsi bakışlarını Ha Neul'a kilitlemiş küçük kıza bakarken, Ha Neul derin bir nefes aldı.
"Tata nereye gitti? Onunla gitmek istiyordum." Ha Neul dudaklarını büzerek konuştuğunda Namjoon elini kalbine koydu.
"Tanrım, Ha Neul'u Jin hyunga verdiğin için seninle tartışmam gerek ama onu yarattığın için teşekkür ederim." Namjoon kafasını tavana çevirip gözlerini yumarak konuştuğunda Yoongi göz devirdi.
"Biraz ciddi olun ya, Jin hyung haklı bazen sizi dövmekte."
"İyi de hyung bizi sen dövüyorsun-"
"Kapat çeneni Jungkook." Yoongi keskin bakışlarını Jungkook'a çevirdiğinde küçük olan ağzına görünmez bir fermuar çekti. "Şimdi size planı anlatıyorum. Biraz karmaşık olabilir o yüzden dikkatle beni dinleyin." derin bir nefes alıp bakışlarını kendisine merakla bakan dörtlü de gezdirdi. "Planımız şöyle, onları kendi hâline bırakalım ve kendileri halletsinler. Nasıl fikir?"
"Aptalsın." Namjoon, Yoongi'yi ittirip ayağa kalktı. "Niye dört tarafım gerizekalı kaynıyor?"
"Bunu ev sahibini ağırlarken evde yangın çıkaran biri mi söylüyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be My Girl's Dad? |TaeJin|
FanfictionKim Seok-Jin'in minicik kızına bakma görevi Taehyung'a verilmişti. Eh, aşık olmakta Kim Seok-Jin'e kalmıştı?