"Taehyung kapıya baksana." Jin uyku sersemliği ile Taehyung'u dürtüp mırıldandı. Taehyung yattığı yerde iyice Jin'e yapışarak garip mırıltılar çıkarırken kapı tekrar çaldı. Jin pes edip yatağın içinde oturdu ve beline yapışan Taehyung'a baktı. O kadar güzel uyuyordu ki, az önce onu uyandırmaya çalıştığı için kendine içinden küfürler ediyordu.
Ayağa kalkıp kapıyı açmaya gittiğinde kapıda gördüğü kadın kaşlarını çatmasına sebep olurken ne olduğunu anlamak için kafasıyla işaret verdi. "Kimsiniz?"
"Beni unutman çok acı Kim Seok Jin." kadın Jin'i ittirip içeri girdiğinde Jin şaşkınlıktan bir şey yapamıyordu. Kadın içeri girip koltuğuna oturduğunda bile ağzından tek kelime çıkmamıştı.
En sonunda aklı başına geldiğinde soru sorma yetisinin olduğunu hatırladı. "Siz kimsiniz?"
"Kızım nerede?" kadın Jin'in sorusuna soruyla karşılık verdiğinde Jin ikinci şokunu yaşamıştı.
"Kızım derken?" dedi Jin. Sinirleniyordu ve bu iyi değildi.
"Ha Neul, o nerede?"
"Soruma cevap ver, sen kimsin de Ha Neul'u soruyorsun?" Jin sinirle bağırdığında kadın oturduğu yerde dikleşti ve Jin'e baktı.
"Ha Neul benim kızım ve onun annesi olarak onu soruyorum. O nerede?" Jin gözlerini irice açarken kadına baktı. Aklı almıyordu.
Taehyung yavaş adımlarla salona geldiğinde ikisi de kafalarını oraya doğru çevirdi.
"Ah, sanırım çok yanlış bir zamanda geldim." kadın Taehyung'un dağılmış saçlarına ve belinden düşmekte olan eşofman altına baktı. Bakışları tekrar Jin'e döndüğünde samimi olmayan bir şekilde gülümsedi. Jin'in sinirleri iyice gerilirken Taehyung anlamaz bakışlarla kadına bakmayı sürdürdü.
"Bu kim Jin?" Taehyung uyuşuk adımlarla Jin'in yanına ilerlemiş, sinirden gerilmiş damarlı kolunu tutmuştu. Jin bakışlarını kadından ayırmadan Taehyung'un elini tuttu.
"Evimden defolması gereken biri." Taehyung ile üçlü koltukta oturan kadının yanına ilerledi. "Kalk hadi, uğraşamam seninle."
"Ha Neul'u almaya geldim. Onsuz bir yere gitmiyorum." kadının dedikleri ikisinin de sinirden titremesine sebep olurken Taehyung kendini dizginlemiş, yanında titreyen sevgilisinin kolunu sıkmıştı.
"Sen kimsin de Ha Neul'u almadan bir yere gitmiyorsun?" Jin sinirle tekrar bağırdığında Taehyung korkmuş ve onu uzaklaştırmaya çalışmıştı.
"Jin, sakin olur musun bebeğim? Ha Neul'u alamaz." Taehyung sessizce fısıldamasına rağmen söyledikleri kadını güldürmüştü.
"İyi, hoş onunla üç yıl geçirdin ve kızımı büyüttün Seok Jin, bunun için teşekkür ederim ama Ha Neul bir kız ve annesine ihtiyacı var."
"Onun sana ihtiyacı bir saniye bile olmadı. Daha bebekken onu terk eden birine ihtiyacı olan biri değil." Taehyung Jin yerine konuştuğunda kadın tiz sesiyle kahkaha attı.
"Neden ihtiyacı olmadığı belli değil mi? Anne diye bir erkek mi aldın kızıma?"
"Ne diyorsun sen?" Jin yüksek sesle bağırdığında kapının zili çaldı. Jin biraz nefes almak için kapıyı açmaya gittiğinde Hoseok'un kollarına sarılmış Ha Neul onu biraz yatıştırmıştı.
"Baba!" sevinçle kollarını ona uzattı Ha Neul. Jin sinirden güçsüz kolları ile kızını kucakladı. Hoseok, Jin'in yüzünden ters giden bir şey olduğunu anlamış olacak ki güç vermek için arkadaşının koluna dokundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be My Girl's Dad? |TaeJin|
FanfictionKim Seok-Jin'in minicik kızına bakma görevi Taehyung'a verilmişti. Eh, aşık olmakta Kim Seok-Jin'e kalmıştı?