Miranda balayı hazırlığını yapmak için merdivenlerden çıkarken o kadar yorgun hissediyordu ki kahvaltıya indiği gibi enerjik değildi. Jason ile konuşmak ondaki tüm enerjisi bir fil gibi vakumluyordu. Odasına girdiğinde oda hizmetçilerinin arasında Emily’i görünce ilk anda çok şaşırdı.
“Emily? Seni geldiğimde göremedim. Nasılsın?”
Eşyaları sandıklara çoktan yerleştirmişler, yolculuk için Miranda’nın giyeceği kıyafetleri askılıklarda tutuyorlardı. Orta yaşlı kadın ona döndüğünde kocaman bir gülümseme ile baktı. Niyedir bilinmez bu kızı ilk gördüğü andan itibaren çok sevmişti. Malikaneye adım attığından beri hep Jason’ın karısı olmasını istemişti. O kalbini kötülüklerle, karanlıklarla koruyan adamın kalkanını ancak onun gibi hayat dolu bir kız kırabilirdi.
“Majesteleri,” önünde saygıyla reverans yaptı. “Teşekkür ederim. Sağlığım sizin güzel yüzünüzü görünce daha iyi oluyor.”
Miranda kadına kocaman samimi gülümsemesini yolladı. Yanına geldi. İlk dakikadan bir isteğini dile getirdi. “Senin yakın hizmetçim olmanı istiyorum. Bu evde oldukça acemiyim. Dük’ü kızdırmak istemeyiz. Bu yüzden sağ kolum gibi bir şey ol.” Dudaklarını büzüştürerek düşündü. “Düşeslerin böyle yardımcıları oluyor değil mi?”
Emily saygıyla gülümserken yeşil gözleri de gülüyordu. Miranda çok sevimliydi. Gerçekten çocuk gelindi. Daha büyüyememiş bir şeyler vardı üzerinde. Halbuki vücudu olgunlaşmıştı. “Majestelerim ne isterse…”
Miranda gözlerini devirdi. “Kralın karşısında değilsin. Ben sevmem öyle resmi konuşmaları. Bana Mira diyebilirsin. Çok samimi değil mi?”
Emily şaşırdı. Arkasındaki iki genç hizmetçiye dönerek bu konuşmadan ne gibi bir sonuç çıkaracaklarına baktı. Miranda onları da fark edince tebessüm etti.
“Bu evin hanımıyım değil mi bayanlar?”
Üçü de başlarını salladı. Miranda tatminkarlıkla çenesini kaldırdı. “Bugünden itibaren bu evde, saygı ve samimiyet bekliyorum. Daha önce nasıl bir yaşantınız ve kurallarınız vardı bilmiyorum ama bundan sonra benim çevremde görmek isteyeceğim iki davranış şekli budur. Samimi olun, birbirimizi sevelim. Otoriter yıkıcı bir sahipten çok size iş veren fedakar ve merhametli efendi olmayı tercih ederim. Bir diğeri ise saygılı olun. Başkalarının yanında sizden beklediğim samimiyetin dozunu kaçırıp beni zor durumda bırakmayın veya arkamdan dedikodu yapmayın! Kısacası size çekilen sınırı aşmayın.”
Bunları söyledikten sonra üçünün de yüzündeki şaşkınlık kayda değerdi. Hanımefendilerinin böyle birisi olacağını hiç düşünmemişlerdi. Her zamanki gibi o küstah, kibirli düşeslerle karşılaşacaklarını ummuşlardı. Geneli öyle olan leydilerin arasında böyle bir elmas vardı demek ki? Miranda’nın onlara sunduğu güzellikler kendi güzelliği ile gökten inen bir melek gibi hayatlarını ışıldatıyorlardı. Akıllarına Leydi Evalina gelince hepsinin ensesindeki tüyler kabardı. O ve Miranda… Asla kıyaslanamazdı.
“Evet, ilk günkü konuşmamız olduğu için söylediğim şeyleri diğer çalışanlarla paylaşabilirsiniz. Yani sizi hakkımda konuşurken duyarsam bu seferlik kızmayacağım. Tüm çalışanları toparlayıp hepinize söylemek isterdim ama konu böyle geldi. Siz ikiniz..” Arkadaki iki kızı işaret etti. “Dışarı çıkabilirsiniz. Erkek hizmetkarlardan ikisine haber verin, sandıkları aşağı taşısınlar.”
“Emredersiniz Majesteleri!” İki kız da önünde saygıyla reveranslarını yerine getirdikten sonra hızla odayı terk ettiler.
Miranda Emily’e döndü.