Çalan telefonla uykusu bölündü ve Balım’ın en nefret ettiği şeydi. Önce reddetti ve tekrar yastığa gömüldü. Ama arayan çok ısrarcıydı. Sinirle yeşil tuşa bastı ve arayanın kim olduğunu anlamadan makineye bağlayıp konuştu.
“Hala uyuyorum bay veya bayan münasebetsiz. Bu saatte aranır mı ya? Pazar bugün Pazar. Allah’ım ya. Bir huzur bir rahat yok kimseden. Her kimseniz ne olur bir yedi sekiz saat sonra tekrar arayın.”
“Dur dur dur kapatma! Benim Asil.”
“Asil? Sen asil olduğuna emin misin ya? Bu saatte aranır mı ya? Hiç asil bir davranış değil. Git uyu.”
“Hayır hemen kalkıyorsun ve ben seni almaya geliyorum.”
“Şimdi mi?”
“Evet.”
“Hayatta olmaz.”
“Nedenmiş?”
“Bugün kahvaltıya misafirim var.”
“Allah Allah kimmiş bu misafir?”
“Sanane acaba?”
“Ne demek sanane?”
“Ya ne oluyor pardon.”“Geliyorum Balım. Dün işlerim vardı, sırf bugünü seninle geçireyim diye dün hepsini hallettim.”
“Keşke bana da sorsaydın, sana müsait olmadığımı söylerdim. Sen de kendini yormazdın.”
“Kim geliyor Balım?”
“Eymen, Gurur ve Gurur’un kız arkadaşı. Bizimle tanıştırmak istiyor. Gerçi ilk kez birini tanıştıracak bizimle demek ki özel.”
“İyi ben de geleyim beni de tanıştır hepsiyle. Tam olsun.”
“Ne sıfatla?” dedikten sonra dilini ısırdı.
Adam sesli kahkaha attı. “Bilmem. Sence?”
“Ya Asil, neyse bak, öğleden sonra konuşalım olur mu? Giderlerse görüşürüz. Tamam mı?”
“Tamam değil. Ben senin hayatında ikinci plana atacağın biri değilim. Anla bunu canım.”
“Ya gerçekten bir şey anlamıyorum.”
“Gerçekten anlamıyor musun Balım?”
“Anlamıyorum.”
“Peki, sonra görüşürüz.”
Duraksadı. “Görüşürüz.”Asil telefonu kapattıktan sonra sinirle yatağa attı. Onun için dün gidip Hale’den ayrılmıştı. Bitmiş bir ilişkiyi zorla sürdürmeye çalışan Hale’ye her şeyin tamamen bittiğini söylemiş ve tüm itirazlarına rağmen bu sefer ona kanmamıştı. Balım’dan hoşlanmıştı, hem de çok ve onu istiyordu. Ama kız anlaşılan aynı duygular içinde değildi. Evden sinirle çıktı. Kızın adresini bilse hiç düşünmez giderdi. Ama bilmiyordu. Arkadaşının kafesine gitti, biraz kafa dağıtabilirdi belki...
***
Gurur motoru kızın beklediği yerin önünde durdurdu. Kız tuhaf bir şekilde önünde duran kasklı adama bakıyordu. Üzerinde siyah bir kot ve siyah deri ceket vardı. Ürkütücüydü. Bir adım geri gitti.
Adam kızdaki ürkekliği fark edince hızlıca kaskı çıkardı. “Günaydın Prenses.” Dedi gülerek. Gülüşü tam bir baş belasıyım diye haykırıyordu.
“Gü... Günaydın.”
“Nasılsın?”
“İyiyim.”
“Hadi atla.” Arkadaki kaskı kıza uzattı. “Gerçi pembe değil ama. Bununla idare et. Yakında sana çiçekli pembe bir kask alırım.”
Kız adama ‘iyi misin?’ der gibi baktı “Ne yani bununla mı gideceğiz?”
“Yok az sonra jet gelecek seni almaya.” Sonra kahkaha attı. “Hadi atla prenses.”
Kız ürkek tavırlarla kaskı adamın elinden aldı. Hala şu şeye binecek olduğuna inanamıyordu. “Ağırmış.” Diye mırıldanıp, kaskı takamayınca adam eline aldı ve yavaşça taktı. Kızın bedeni karıncalandı. Gurur işini bitirince gülümsedi.“Yakıştı. Farklılık iyidir. Herkes taçlı prenses olur, sen kasklı prenses ol.” ona elini uzattı, kız bir adama bir uzatılan ele baktı. Elini adamın koca avuçlarına bıraktı, Gurur kızı arkasına çekti.
“Sıkı tutun prenses, az sonra uçacaksın.”
Sonra gaza bastı. Kız çığlık attı.
“Gurur korkuyorum, az yavaş olsan.”
“Sıkı tutun ve korkma!” diye bağırdı. Ama sesleri zor duyuluyordu. Kız daha da sıkı sarılınca Gurur ‘Eymen’den arabayı almayan aklıma tüküreyim’ diye geçirdi içinden.
Yaklaşık on beş dakika sonra evin önündeydiler. Kız motordan inince kalbini tuttu. “Bir daha hiç bir kuvvet beni buna bindiremez.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİL AŞKLAR ❤ AŞK SERİSİ I - FİNAL
RomanceASİL AŞK - AŞK SERİSİ I Tesadüflerle tanışan altı deli dolu arkadaş. Tesadüflere baş eğen üç deli aşk... Birbirlerinin yüreğini paramparça eden hırçın sözler... Asil abisinin kendisine kurduğu yeni hayattan sıkılmış ve eğlenecek bir macera peşinde...