14.BÖLÜM - PARİS'E YOLCU KALMASIN

9.2K 946 125
                                    

BAKALIM BUNLAR NE YAPIYORLAR =)

“Ne dedin sen?”
“Evlen o zaman, dedim. Çünkü ben sensizlikten öldüm Hayal.”
Hayal ona tam bir hayal kırıklığı ile bakıyordu. “Bu kadar basit mi Eymen? Evlen benimle diyeceksin ve ben de ‘evet’ diyerek, kollarına atılacağım öyle mi?”

“Öyle Hayal. Çünkü yüreğimdeki yerin basit değil. Sözlerim basit olsa da, sevgin yeterince büyük ve anlamlı. Senden sonra günümü gün etsem, kucaktan kucağa koşsam belki sana hak verirdim Hayal. Ama sen benim için ilk ve sondun. Senden sonra değil bir kızın elini tutmak, Balım dışında samimi olmadım bile. O da benim kardeşim gibi, biliyorsun zaten. O zamanlar gençtik, hata yapmış olabilirim. Ama bu hatamın da cezasını ödediğimi düşünüyorum.”

“Merak ediyorum Eymen, karşına çıkmasaydım, bu tesadüf olmasaydı beni arar mıydın?”
“Sana yalan söylemeyeceğim. Bilmiyorum. Her yatağa girdiğimde seni düşünüyordum. ‘Şimdi nerededir? ne yapıyordur?’ diyorum. Yavuz sorduğunda da söyledim, evlenmiş olabileceğini düşündüm. Delirdim. Sevgilisi vardır belki, dedim. Öldüm. Bunu görmekten korktuğum için aramadım. Yoksa geberirdim Hayal, anlatabiliyor muyum? Sonrasında cesaret eder miydim bilmiyorum. Ama bu şekilde olması gerekiyormuş. Belki korktuğumuzu bilen kader, birleştirdi bizi. Yapma artık Hayal. Beni de yorma, kendini de yorma.”

Adamın bitkin duruşu, genç kadını üzdü.
“Deniyorum. Sana bir şans vermeyi deniyorum. Ama bazı şeylerde çok üstüme geliyorsun. Biraz oluruna bırak.”
Eymen derin nefes aldı. “Peki, üstüne gelmeyeceğim ve sana bu soruyu daha sonra yine soracağım. Ama o zamana kadar cevabın hazır olsun ve lütfen ‘evet’ olsun.”

Hayal başını aşağı yukarı salladı. “Düşüneceğim.”
Eymen onun alnından öpüp, oradan ayrıldı. Hayal duvardaki resimlere bakıp, sırıtarak mutfağa geçti.

***

Gurur yatakta gerindi. Hafta içinden nefret ediyordu. Hele Çarşamba gününden daha çok nefret ediyordu. Mutfaktaki tıkırtıları duyunca, Eymen’in kalktığını anladı. İç çamaşırı ile banyoya gitti. Elini yüzünü yıkayıp, tekrar odaya döndü. Üstünü giyindikten sonra telefonuna baktı. Asel mesaj atmıştı.

A: “Günaydın serseri prens.”
G: “Günaydın bal prenses.”
A: “Uyandın mı?”
G: “Evet. Hazırlandım çıkacağım şimdi. Alayım mı seni?”
A: “Olur.”
G: “Lütfen kot bir şey giy. Şu kısa elbiselerini kestirtme bana.”
A: “Denerim.”

Gurur telefonu cebine koydu ve odadan çıktı. Kapı çalınınca o tarafa yöneldi. Elinde valizle Balım duruyordu.
“Günaydın Balımcık. Hayırdır, valiz falan?”
“Hayır hayır. Merak etme. Ben Paris’e gidiyordum da haber vereyim dedim. Pazara dönerim.”

Gurur güldü. “Öyle mi bebeğim, ben de sabah Viyana’da, akşam da Madrid’deyim. Yarın bir ara uğrar, beş çayını seninle içerim.”
Balım kaşlarını çattı. “Ben ciddiyim. Paris’e gidiyorum. Asil’in işi varmış, beni de alıyor.”

Gurur elini beline koydu. “O asilsiz Asil beyimiz bizden izin almış mı acaba?”
“Benim ağzım var. Cevabı ben verdim. Siz çok karışmasanız mı acaba?”
Gurur onunla tek başa çıkamayacağını anladı. “Eymen, koş! Bu aklı uçuk kız, asilsiz şehzade ile Paris’e gidiyormuş.”

Eymen kapıya ağır ağır geldi. “Nereye gidiyormuş arkadaş, nereye?” sesi de adımlarına uyum sağlıyordu.
“Paris’e ya. Siz neden bu kadar abarttınız?” gözlerini masum masum kırpıştırdı.

“Acaba sen neden öyle iki sokak öteye gidiyormuşsun gibi rahatsın?”
Balım bilmiş bir tavırla cevap verdi. “Ya kankitoşlarım, siz de hiçbir şeyden anlamıyorsunuz. Adamın kendi de asil, adı da Asil. Şimdi evlenme teklif etmek için beni sahildeki ciğerciye mi götürsün, ha bu taş öküz gibi?” derken Gurur’u gösterdi.

ASİL AŞKLAR ❤ AŞK SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin