1.Bölüm : Yanılgılar Şahı Sinan Egemen

2.2K 110 72
                                    

Sinan Egemen, kendi düğününü terk edeli iki gün olmuştu.

Hazan için dönülmez bir hüznün yolu, Fazilet Hanım için ise başa çıkılamaz dedikodularla uğraşmak makûl görünmüştü. Aksi takdirde, bir kızına çatacaktı bir Sinan Egemen'in ailesine.

Ece'yi Yasin'e verdiğinde, bir damat fobisi peyda olmuştu Fazilet Hanım'a. Sinan'ı başından beri gözü tutmamıştı fakat Hazan, öyle ballandıra ballandıra anlatıyordu ki genç adamı ve öyle çok seviyordu ki onu, Fazilet'in sadece kızları için pamuklara sardığı kalbini sıcacık etmişti bu sevgi. Tıpkı Ece'de olduğu gibi Hazan'da da göz yummuştu, sevdiği adamın tüm yanlış yanlarını bizzat görebilse de.

Nitekim Sinan Egemen, öyle farklı bir profille Fazilet'le tanışmaya gelmişti ki Fazilet; onun gerçekten kızına aşık olduğuna bir süreliğine inanmıştı.

Evet, Fazilet Çamkıran bu büyük hatayı yapmıştı. Şimdi de bedelini ödüyordu, bir yandan kızının acılarını sırtlanıyor öbür yandan ona etten bir kalkan olmaya çalışıyordu.

Hazan, kendini eve hapsettiğinden beri mahalleli ondan bahsetmeye bayılıyor ve hatta, Hazan odasının camını açtığında sürekli olarak onların dedikodularına maruz kalıyordu.

Ece, ablasına destek olmak için eve gelmişti fakat içinde bulundukları hafta, Ece'nin finalleri vardı.

Doktor olmayı gerçekten isteyen genç kız, Yasin'le evlenmeden hemen önce tıp fakültesini kazanmış ve devletten aldığı burç sayesinde hem okuyor hem de ev bütçesine yardımcı oluyordu.

Evlenmek için çok gençti, en azından annesinin gözüne öyle görünmüştü. Ama o kadar hevesliydi ki Yasin'le yaşamaya, okulu bitirmeyi bile beklememişti.

Ve onca şüphelerine rağmen Fazilet Hanım'la Hazan'ın, Yasin'in tek amacı Ece'ye rahat bir hayat sunmaktı. Gerçekten iyi anlaşan ikili, refah içinde olmasa da huzurlu bir yaşam sürüyordu.

Hazan da, yaklaşık iki senedir sevgili olduğu adama; her şeyden çok güvenirdi. Zira Sinan, onun gözleri önünde olgunlaşmış; gerçek bir adam olmuş ve Hazan'ı sevmişti. En azından, öyle sanıyordu Hazan, düğün gününe dek.

-

İki Gün Evvel

Yağız, kucağına yığılan kızla birlikte yere çöktü. Ensesinden tutarak onu, hemen yanındaki sehpaya uzandı ve kolonya şişesini eline aldı.

Hazan'ın başını dikkatli bir hamleyle yere koyarken kolonya şişesini açtı.

Gözlerine ve dudaklarına ilişmiş arsız saç tellerini çekti, kolonyadan biraz avucuna döküp Hazan'ı sırtından tuttu ve biraz doğrultup kolonyayı koklattı.

Hazan, birkaç saniye içinde; direkt olarak beynine ulaşan sinirlerin etkisiyle gözlerini açarken, o ilk anda yaşadıklarına dair bir şey hatırlamıyordu. Daha sonra başucunda duran ve yüzünü inceleyen, bir yandan da belini doğrultan adamı görmesiyle; yaşadıkları bir bir aklına üşüştü.

Önce kaşları çatıldı, Yağız'ın kollarından sersemlemiş bir çabayla kurtuldu ve başını iki yana salladı. İnanamıyordu, Sinan'ın bunu yaptığına inanmak istemiyordu.

Yağız, kaşlarını umursamazca kaldırdı ve ayaklandı. Kendi kendine mırıldandı, "Tam da adam oldu sanmıştım..."

Hazan, dönen başına rağmen; uzun çabalar sonucu ayaklanabildiğinde artık topuklu ayakkabıları ayağında değildi. Evvela bunu garipsedi, daha sonra önemsemedi ve eteğinin uçlarından tutarak burnunu çekti.

"Bu yaşanmadı..." dedi. "Bu yaşanmış olamaz, değil mi?" Yağız'a döndürdü bakışlarını daha sonra. Kaşları tekrar çatıldı. Genç adamın üzerine yürümeye başladı. "Sen..." derken hırlamaya benzer boğuk bir ses yükseldi boğazından.

Ruh Sarmalı [YağHaz]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin