14K ile kapatıyoruz sezonu, çok teşekkürler bugüne dek yanımda olduğunuz için!
Medya: Hazan'ın elbisesiHale, içinde bulunduğu anın büyüsünden kurtulmak için gözlerini araladığında karşısında Sinan'ı görmeyi ummuyordu. Bunun bir rüya olduğuna adı gibi emindi zira. Baştan ayağa tir tir titriyordu ve Sinan'ın da kendisinden farksız olduğunu görmek, vücudunun hamur gibi onun kollarına yığılacağını sanmasına sebep oluyordu.
Hale, saniyeler geçtikçe ölümün pençelerinin boğazına sarıldığını hissediyordu. Kaçınılmaz, soğuk fakat alev alev bir ölüm. Işıl ışıl...
Boğuluyordu genç kadın. N'asıl böyle yoğun şeylerin etkisinde olduğunu düşünerek...
Baş parmağı, genç adamın ensesini okşuyorken gözlerini araladı Sinan.
"Gökhan?" dedi sonra Hale, acıyla kaşlarını çatarak.
Sinan, umursamadığını hissettirmeye çalışarak -fakat bu hissin oldukça uzağında- mırıldandı. "Ona bir kez ihanet ettim..."
"Buna değer miyim?"
Sinan, hafifçe gülümsedi ve sağ elinin baş parmağını genç kadının çenesinden yukarı çıkarıp dolgun bir kiraz gibi parlak alt dudağında gezdirmeye başladı. "Bu olmadan yaşayamam artık. O geceden beri aklımdan çıkmıyorsun."
Hale, duyduklarının parsel parsel vücuduna nüfuz etmesinin ardından afalladı ve Sinan'ın elini itip kendini geri çekti.
"Senin kalbinde yokum ben. Varsa yoksa uçkurun, değil mi?"
Sinan başını eğdi ve konuştu. "Eğer öyle olsaydı, seni şimdi öperdim. Ama kaçamıyorum işte senden. Aklımdaki senden, hatırımdaki senden..."
"Ama kalbindeki benden kaçabilirsin, çünkü yok hükmündeyim." Hale başını iki yana salladı üzgünce. "Boşversene Sinan. Boşver. Senin kalbini anlamaya ihtiyacın var. Ve bu konuda sana ben değil, yalnızlık yardım edebilir ancak."
Sinan cevap veremedi.
Kadın haksız değildi, kesinlikle. Bu yüzden o arkasını dönüp merdivenleri ikişer üçer atlarken tek kelime etmedi.
-
1 Hafta Sonra
Hazan için Yağız'sız her gün öyle yavaş geçmişti ki geride bıraktığı haftanın bir yıla eşdeğer olduğuna neredeyse emindi.
Eğer zaman kavramını kaybedebilecek kadar çok uyursa bu izin dönemini daha rahat geçirebileceğine emindi. Bu sebeple her gün on birde kalkmış, geceleri beşe kadar uyumamıştı.
Ayrıca sadece Yağız'ı değil Leyla'yı, Uraz'ı ve Zeynep'i de özlüyordu.
Son izin günüydü o gün ve Hazan, o güne kadar en azından Zeynep'in reklam çekimi programıyla ilgili bilgi vermek için aramasını beklemiş fakat saat üçte, tüm umutlarını bir kenara bırakıp annesinin eline tutuşturduğu alışveriş listesiyle markete doğru yola çıkmıştı.
Adımları geri geri gidiyordu. Hayatında yalnızca Yağız ve diğer çalışan arkadaşlarının olması canını sıkıyordu. Neden o da diğer herkes gibi mahalleden ya da okuldan dostlar edinememişti?
Belki de hayatında daha evvel bu kadar iyi insanlarla tanışmadığı içindi bu, belki de onlara en savunmasız anında yakalandığı içindi.
Birçok sebebi olabilirdi, fakat emin olduğu tek şey bu kalbindeki hissin sevgi olduğuydu onlara dair, epey kuvvetli bir sevgiydi.
Ki iş Yağız'a geldiğinde, bu daha pespembe bir bebek olan sevginin rengi değişiyor, adı değişiyor ve Hazan'ın kalbine kramplar giriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Sarmalı [YağHaz]
FanfictionHayatını Sinan Egemen'le birleştirmeyi yeğlemiş Hazan Çamkıran'ın hayatı, bir anda umulmadık şekilde değişti. Zira geçmişin karanlığından biri, ona gerçek olduğunu sandıklarının yalan olduğunu öğretti.