27.Bölüm : Komşu komşunun gülüşüne...

1.6K 68 87
                                    

1 Hafta Sonra

Her şeyin iyiye gittiği hızlı haftanın sonunda, durumunda değişiklik olmayan tek husus Yağız'ın hafızasıydı.

Başlarda ona çok kızmış ve kendi içinde acılı bir buhrana sürüklenmiş olan Hazan, Yağız'ın aşkını dinleyip akabinde onun o tatlı hâlleriyle vakit geçirdikçe kalbini ona karşı soğutmayı başarmıştı.

Artık ona kızmıyordu, sadece onu özlüyordu.

Aklında dolaşan tüm tilkiler, dudaklarına dolaşan tüm sözler için bir çözüm bulmuştu artık. Ve bu çözüm, emindi ki Yağız'ın da epey hoşuna gidecekti.

-

"Hazan... Hazan hiç arayıp sormadı, değil mi?"

Gökhan, Yağız'ın bordo eşofman üstünü katlıyorken sıkıntıyla cevap verdi ona. "Hayır Yağız. Bugün üçüncüye sordun, yeter ama. Liseli aşıklara döndün artık."

Yağız, sağlam elini ensesinde dolaştırırken spor ayakkabılarını ayağına geçirmeye uğraşıyordu. "Yok da, ne bileyim... Bir haftadır, hayatımda geçirdiğim en güzel günleri yaşıyorum. Hazan bana çok iyi geldi. Ama dün geceden beri ortada yok. Bugün taburcu olacağımı bilmesine rağmen arayıp sormadı da."

"İyi ya işte Yağız, bugün taburcu olacağını bildiği için arayıp sormuyordur. Bilinmeyen denklem değilsin oğlum, biraz makul ol."

"Olamıyorum ağabey. Kusura bakma. Yani, gözlerimi bir açıyorum iki yıldır aşık olduğum kadını başucumda buluyorum. Benimle ilgileniyor, benimle gülüyor, canım yandığında üzerime titriyor... Sen, başıma n'asıl bir mucizenin geldiğinin farkında mısın?"

"Tamam Yağız, tamam ağabeyciğim. Ama sen bu değilsin, Yağız Egemen bu değil. Biraz soğuk ol oğlum, kızın ağzının içine düşüyorsun resmen."

"Kendimi tutamıyorum, kırk yıl düşünsem bunların benim başıma geleceğine ihtimal vermezdim."

"Belki de, hafızası yerinde olan Yağız verirdi."

"N'asıl yani?"

"Diyorum ki, hafızan yerinde olsaydı bu samimiyetin bir anda kucağına düşmediğini bilirdin Yağız. Bu bir süreçti. Acısıyla tatlısıyla... Sen Hazan'ın kahrını az çekmedin."

"İşte güzel olan da bu ya, anımsamadığım hiçbir şey beni üzemez. Hazan'ın benim kadar çabalayıp çabalamaması beni ilgilendiremez. Önemsediğim tek şey yanımda olması."

"Gerçekten mi? Gerçekten hafızanın yerine gelmesini istemiyor musun? Bu mudur?"

"Budur ağabey, bundan iyisi Şam'da kayısı."

Gökhan alayla Yağız'a arkasını dönerken mırıldandı. "Sen öyle san..."

Bu esnada odanın kapısı açılmış ve neşeyle içeri giren Yiğit konuşmuştu.

"Sinan aşağıda bekliyor, hastane girişinin trafiğini tıkadı senin için Yağız."

Yağız gülümseyerek koltuk değneğini koltuğunun altına yerleştirdi ve ayaklandı.

"Teşekkür ederim." dedi Yiğit'in karşısına dikilirken. "Çok yardımcı oldun sen de. Umarım birbirimizi özleyerek geçirdiğimiz onca seneyi telafi edebilmişizdir."

Yiğit gülümseyerek Yağız'ın diğer koluna girerken mırıldandı. "Edeceğiz, Yağız."

Gökhan'ın yüz ifadesi, onun Yiğit'ten hiç hoşlanmadığını açıkça dışa vururken iki genç adam kapıya yönelmişti.

Ruh Sarmalı [YağHaz]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin