Söz verildiği tarihte gelememiş bu bölümü özürlerimle birlikte sunuyorum. Eminim ki okurken anlayacaksınız bu bölümü neden bir türlü atamadığımı... Karakterlerimin iç dünyalarının üzerine bu denli düşme yükümlülüğüne sahip olduğum bu bölümü sınavlarımın yoğunluğu arasında yazmak epey zordu, lakin güzeldi. Yağız'ı anlamaya davet ediyorum sizi... Keyifli okumalar!
Hazan, titreyen ellerini şişme montunun ceplerine sokarak sarsak bir adım attı Yağız'ın odasından içeri.
Gökhan ve Selin, Yağız'ın yanında oturuyordu. Hazan, Yağız'ın göremediği bir noktada durdu ve konuşulanları dinlemeye başladı.
"Sinan nerede? Tabii, mahvoldu değil mi her şey? Benim yüzümden..."
Hazan kaşlarını çattı ve elini ağzına kapattı. Sevdiği adamın, aşklarını anımsamıyor olması canını çok yakıyordu, gözleri yaşlarla dolmuştu.
Gökhan'ın sesini duydu bu kez.
"Sakin ol Yağız, Sinan burada. Her şey yolunda."
"Düğü-"
"Düğün iptal." dedi Gökhan ellerini birbirine sürterek.
Hazan, hafifçe yana kaydı, Yağız'ın ifadesini görmek istiyordu.
"Ne demek-N'asıl iptal?"
Birkaç ay evvel tanıdığı Yağız Egemen'i aradı Yağız'ın yüzünde, ona ait tek iz bile yoktu...
"Sinan, Hazan'ı terk etti."
Mimiklerinin oynayacağına ihtimal vermiyordu Hazan. Lakin öyle olmadı.
Hazan, yüzündeki şaşkınlık binlerce parçaya ayrılıp boğazına saplanadururken Yağız'ın yüzüne yayılan rahatlamayı izledi.
Yağız Egemen.
Hazan'ın aylar evvel onu ilk tanıdığında yalnız Buz Küpü diye niteleyebileceği adam.
Hazan, düşünceli bir ifadeyle geri çekildi ve odadan çıktı.
Tanık olduğu anı değerlendirmeye çalışıyordu. Anlamaya, algılamaya...
Yağız'ın o tepkiyi neden verdiğini bulmaya çalışıyordu. Daha doğrusu, gördüğü şeyin tahmin ettiği olmadığına inanmaya.
Kendini kandırdı işte o an, içindeki kara bulutları dağıtmak gayesiyle.
Yağız rahatlamıştı evet, zira Hazan ve Sinan'ın evlenmesini istemiyordu. Hazan'ın, Sinan için doğru kişi olmadığına inanıyor olabilirdi.
Hazan, elini göğsüne bastırdı ve gerginlikten hızlanmış kalbini durdurmaya çalıştı. Bu esnada Sinan, Hazan'ın yanına gelmiş ve kolunu kavramıştı.
"Gelsene Hazan," dedi kararlılıkla onu içeri doğru çekerken. Bunu fazla sesli söylemişti, Hazan Yağız'ın duyduğuna emindi. "Ağabeyime geçmiş olsun demeyecek misin?"
Hazan, elini huzursuzca alnına vururken Sinan bıyık altından gülümsüyordu. "Sonuçta ona her şeyi hatırlatabilecek tek kişi var, o da sensin." dedi daha kısık bir tonda.
Hazan rahatsızca başını salladı ve onun haklılığına sığınarak onunla birlikte odaya girdi.
Hazan'ın beklediği üzere Yağız'ın şaşkın bakışlarıyla karşılaştılar.
"Siz..." dedi Yağız, daha sonra bakışlarını Gökhan'a çevirdi. "Ayrıldılar, dememiş miydin?"
Sinan hızlıca başını salladı. "Ayrıldık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Sarmalı [YağHaz]
FanfictionHayatını Sinan Egemen'le birleştirmeyi yeğlemiş Hazan Çamkıran'ın hayatı, bir anda umulmadık şekilde değişti. Zira geçmişin karanlığından biri, ona gerçek olduğunu sandıklarının yalan olduğunu öğretti.