Bölüm: 9

1.4K 209 39
                                    


"Eon'un biraz daha toparlanmasını bekleyeceğiz."

Bu cümle Yoongi'ye bir haftayı, en azından birkaç günü anımsatırken hortlağın bir gün içerisinde toparlanması kesinlikle beklenmedikti. Beklenmedik olan bir diğer şey ise henüz güneş bile doğmamışken, onun yatağından zorla kaldırılıp o daha ne olduğunu bile anlayamadan dışarı çıkarılmış olmasıydı. Yoongi için sorun değildi gerçi; projeleri için günlerce ayakta kalıp defalarca kez güneş doğmadan önce uyandığını hatırlıyordu. Yine de uyanır uyanmaz Eon'un bitmek bilmeyen hızlı ol cümleleriyle karşılaşmak bir uyku sersemi için hiç de iyi değildi.

Doğru düzgün yüzüne bile bakmamıştı Eon, Yoongi'ye bunları yaptırırken. Hoseok'un samimiyetine alışan mucit haliyle şaşırmıştı tabii ki.

Şimdi ise yine yüzüne bakmadan önünde yürüyen Eon'a yetişmeye çalışıyordu. Turuncu saçlı olandan çok daha hızlı ve sert adımlarla yürüdüğünü anlamak pek de zor değildi. Yoongi ise tam açılmamış gözleriyle arkasından koşturup duruyordu.

Elini ağzına kapatıp esnerken etrafına göz gezdirdi. Güneş doğmadığı için etraf karanlıktı. Açıkçası oldukça gergin ve huzursuzdu, çünkü bu Hoseok yanında olmadan dışarı çıktığı ilk andı. Bu da yetmezmiş gibi yanındaki tek kişiydi Eon. Ondan hoşlanmıyor değildi fakat hortlak zaman zaman gereğinden fazla korkutucu oluyordu.

Gözleri kucağında kavuşturduğu ellerine kaydığında ilikleyemediği sağ kol düğmesi dikkatini çekti. Bugün bu düğmeyi onun için ilikleyen kimse olmamıştı. Sahi, bugün Hoseok'la karşılaşmamışlardı. Mucit uyandığında hortlağın yatağı çoktan yapılmış ve kapının yanındaki botları giyilmişti.

O, düşüncelerine dalmış gitmişken Eon aniden durduğunda hızını alamayan Yoongi de onun sırtına çarparak durdu. Hortlağın başını çevirip ona dik dik baktığını gördüğünde ise elinde olmadan daha çok gerilmişti kısa boylu olan. Vücudunu tamamen ona çevirdiğinde diğerinin yakasını kavradı kırmızı gözü alev alev parlayanın büyük eli.

"Bana bak. Senden hiç hoşlanmıyorum ama madem aynı taraftayız, birbirimize katlanmak zorundayız. Benden nefret ettiğini bu kadar belli etme bari! Ben de seninle eğitim yapmaktan memnun değilim o yüzden şu aptal suratını yumruklamadan önce somurtmayı kes."

Onun hırçınca söylediği cümleden sonra gözlerinin önünde beliren sıkılmış yumruğa baktı Yoongi, tedirgince. Sonrasında kısık sesiyle konuştu.

"Eon, ben senden nefret etmiyorum ki."

Diğerinin anlamazca çatılan kaşlarını izledi bir süre. Gözlerinden birinin kısacık bir an için seğirip dudaklarının da anlık bir kasılma yaşadığı da gözünden kaçmamıştı. Devam etme kararı alırken hafifçe gülümseyip pelerininin kırışmasına neden olan, Eon'a ait eli yavaşça oradan çekti.

"Sinirli biri olduğun doğru, benim sinirli insanlardan hoşlanmadığım da doğru. Yine de sana ve yaşadıklarına sonsuz saygı duyuyorum Eon ve bu kadar çok kötü olay yaşadıktan sonra sinirli biri olman o kadar normal ki... Yaşadığın şeylerin tamamını bile bilmiyorum, hatta bildiklerimi de tam ayrıntılı bilmiyorum fakat benim bildiğim kadarıyla bile sinirli biri olup çıkmak için onlarca sebebe sahipsin. Sana çok ısınamamış olsam da senden tabii ki nefret etmiyorum."

Gülümseyip yumruğunu onun hala indirmediği yumruğuyla tokuştururken Eon'un şaşkınlığı yüzünden belli bir şekilde okunuyordu. Hayatında daha önce bu kadar olgun biriyle karşılaşıp karşılaşmadığını düşünürken kocaman olmuş gözleri kendisinden kısa olan gencin yüzünde takılıp kalmıştı.

Birden, Yoongi'nin rüyalarında bile göremeyeceğini düşündüğü bir sahne gerçekleşti.

Elini kalbine koyup eğilen gerçekten Eon muydu yoksa mucidin beyni ona oyun mu oynuyordu? Bu hareket saygının bir ifadesiydi ve hortlağın bunu kullanması oldukça beklenmedikti. Eli ayağına dolaşan Yoongi de onu selamlarken yaşadığı şeyler gerçek gibi gelmiyordu.

Teahean // YoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin