Nude •Numara Komşum•

2.9

Güzel bir OY ve YORUM gelirse bölümü daha uzun tutmayı düşünüyorum. 

Satır aralarına yorum yapmayı unutmayın!

Yankı boynuma yönelip öpmeye çalıştığında ellerim ile kafasını tutup boynumdan uzak tutmaya çalıştım.

''Hayır, hayır, hayır..Boynum olmaz.''

''Ne?''

''Şimdi basılacağız Yankı.''

''Eee, ne olmuş yani?'' Kafasını kaldırıp bana kaşları havada bir şekilde baktı.

''Ne demek eee? Muhittin Baba gelirse adama ne diyeceğiz, saçmalama istersen.''

''Alisya.'' sesi son derece ciddiydi.

''Daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum. Son bir haftadır senden uzak durmaya çalışmanın beni ne kadar yıprattığını bilemezsin bile.''

Kafamı yana doğru eğdim ve onun kehribar rengindeki gözlerine baktım. 

''Hmm... Senin de, son bir haftadır seninle konuşmak için sarf ettiğim çabanın beni ne kadar yorduğunu bildiğini sanmıyorum.''

Elini kaldırıp yaslandığım teknenin duvarına koydu. ''Demek öyle...Eh madem ikimizde yorulduk, bu yorgunluğu üzerimizden atacak bir şeyler yapmanın vakti geldiğini düşünüyorum.''

Ona cevap vermedim ve ondan önce davranıp dudaklarına uzandım. Yankı tek eliyle ıslanmış okul gömleğimin düğmelerini açmaya çalışıyordu ama bunda pek de becerikli olamıyordu. Ona destek çıkarak bende okul gömleğimin düğmelerini açtım ve Yankı'nın yakalarımı tutarak ıslanmış gömleği üzerimden çıkarmasına izin verdim. 

Şimdi karşısında sutyenim ile duruyordum. 

Ben yarı çıplak bir vaziyette iken onun giyinik olması doğru değildi, o yüzden bu sefer de ben Yankı'nın tişörtünün eteklerinden tutup çıkartmaya çalıştım lakin boyunun uzun olması dolayıyla tişörtü omuzlarında takılı kalmıştı. 

Bu durum benim sinirlerimi bozarken Yankı'nın yüzünde çarpık bir gülümseme oluşmasına peydah oldu. 

Sinirle bir nefes verdim. O bu durumu anlamış gibi tişörtünü bir çırpıda kafasından çıkartıp yere fırlattı. İşte şimdi daha iyiydi..

Ona tekrardan uzandım ve elimi ensesine atarak dudaklarını öpmeye başladım. Kalçalarımdan tutup beni kucağına alınca kafalarımı eşit seviyeye gelmişti sonunda. 

Alt dudağımı ısırması ile dudaklarımın arasından bir inleme koparken Yankı'nın ''Siktir.'' diye ağzımın içine doğru mırıldandı.

Bu çocuğun alt dudağım ile alıp veremediği şey neydi?

Yankı tırnaklarını kalçama geçirdiği sırada benim sesimle birlikte teknede başka bir seste aynı anda yankılandı.

''Ahhh...''

''Eüzu Billahi Mineşşeytanirracim...''

Yankı'nın kucağında donmuş bir vaziyette kalırken kafam kapıda dikilen Muhittin Baba'ya çevrilmişti.

SİKTİR YA!

''Çocuklar ne yapıyorsunuz siz?'' diye soran Muhittin Baba benim yarı çıplak olduğumu görünce gözleri fal taşı gibi açıldı ve anında arkasına dönerken ''Tövbe tövbe Yarabbim.'' diye mırıldandı kendi kendine kapıdan çıkarken.