2.5

38.4K 1K 624
                                    

Bu zaman kadar yaşamadığım olay, hissetmediğim duygu kalmadı sanıyordum. Ama yanılmışım. Şu sıralar daha önce hissetmediğim, bana beyin felçliği geçiren bazı duygular yaşıyordum ve hepsini bir anda taşımak bana ağır geliyordu. 

Bu duyguların ne olduğunu bilmek, onlara isim verebilmek oldukça zordu benim için. Çünkü yaşadıklarım ne aşktı, ne kıskançlık, ne de öylesine bir eğlence...

O gün partide canım sıkılırken, iki deli arkadaşımın bana sürekli birilerini ayarlamaya çalışmasından ve onlardan kurtaracak öylesine dilediğim dileğin gerçek olacağını hiç düşünmemiştim. 

O gün Ece ve Pelin gizlice plan yapıp beni suya düşürmüşlerdi. Yine -her zamanki gibi- üçümüzün bara gidip kafa dağıtacağımızı sanıyordum. Çünkü bana böyle söylemişlerdi. Ece'nin son sevgilisinden ayrılmasına içecektik ama görünen plan bu olsa da aslında amaç çok daha başkaymış. Çünkü saatin ilerleyen akrebinden birinde yanımıza iki oğlan gelmişti: Ece'nin sevgilisi ve arkadaşı... 

Ben onların ayrıldıklarını sanıyordum ama sırf beni bara götürmek ve sevgilisinin arkadaşını ayarlamak için yalan söylemişlerdi. Onların bu bilmem kaçıncı ayarlama çabaları olduklarından ve alıştığım için kızmayı artık bırakalı çok olmuştu. Eh, onları da anlıyordum, kendilerine bir enişte, benim de biraz olsa sıkıcı hayatımı neşelendirecek bir sevgili istiyorlardı. 

Ama onların bu tavırları üzerine hayatımda olabilecek bir insan da olmuyordu. O gün beni sevgilisinin arkadaşının yavşamasından kurtaracak bir mucize olmasını istemiştim. Ve mucizem yarım saat sonra telefonuma atılan mesajda, şuan ki anda ise dudaklarımın arasındaki dudaklarıydı...

Kız son söylediğim sözler üzerine kısa bir şok geçirmiş ve mahcup ifadesiyle hemen yanımızdan ayrılmıştı. Eh kim olsa mahcup olurdu sanırım. Ya da ben fazla masum düşünüyordum.

Kızın gitmesine rağmen hala dudaklarımız birleşikti. Beni öpmüyordu ama bende ısrarla dudaklarımı geri çekmiyordum. Ve o geri çekilene kadar çekilmeye niyetim yoktu.

Saliseler dudaklarımızın arasından akıp geçerken bana karşılık vermemesi sinirlerimi bozdu. Ne vardı yani karlılık verse? Deniz kenarında, okulun odasında beni öpmesini biliyordu, sorun o  zaman yoktu ama. Şimdi ben öpünce mi sorun oluyordu?

Sinirlerim hızla diğer sinirlerimi de uyarıp büyürken bir hırsla alt dudağını ısırdım. Ama beklediğim anında kendini geri çekmesi ve bana ne halt yediğimi sormasıydı, asla ve asla bir inleme döküp beni belimden kavradığı gibi duvara yaslaması veya dudaklarıyla dudaklarıma işkence etmesi değildi.

Ah, bu çocuk dengesizin tekiydi resmen. Ne zaman ne yapacağını bilmiyordu, oysa ki Yankı her zaman bir sonraki hamlesini planlayıp da adım atardı. Belki de benim öpüşüme karşılık vermediği süre boyunca yapmışta olabilirdi ama çıkardı hırıltı sesleri bunun pek de doğru olmadığını söylüyordu.

Dilimi ağzından içeri girdirmesi üzerine benimde dudaklarımdan bir inilti feragat etti. Bunu işiten Yankı üzerime daha çok abandı ve beni daha da sert öpmeye başladı. İki eli bacağıma kayıp beni duvara sürterek kaldırırken en sonunda boylarımızı eşit hale getirmişti. Uzun bir kız olsam da  1.90'ı geçik bir basketbolcuyla boy ölçüşemezdim sonuçta.

Dudaklarımı o kadar sert öpüyordu ki yarın dudaklarımda morluklar kalmamasını umuyordum. Nefes almak için bir tık geri çekilmiş olsam da kafam duvara çarptı ve nefes alacak yerim yine onun yanı, onun kokusu oldu. 

Kokusu burnuma dolarken bunun ne kokusu olduğunu bir türlü kestiremiyordum. Kafamı allak bullak etmişti, kokusunu bile adlandıramıyordum resmen. Derin bir nefes çektiğim sırada o açıkta kalan boynuma yöneldi ve öpmeye başladı. Nefesini boynuma verdi. Ahh hayır, hayır o olmaz. Benim boynumdan tikim vardı! Bunu yapamazdı. 

Nude •Numara Komşum•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin