2.0

45.4K 1.1K 364
                                    

Zaman benim bu hayatta hep aleyhime işleyen bir faktördü. Her zaman olmadık bir vakitte işlerim hep ters giderdi şimdi de olduğu gibi...

Şaşkınlığımı üzerimden attığım anda aniden ellerimi kullanıp Yankı'yı göğsünden tum kuvvetimle ittim. Lakin o bundan etkilenmemişcesine sadece bir iki adım geri çekildi. 

''Umarım kırılan kalbimin sesini duymuşsundur Alisya.'' dedi Yankı dudaklarını büzüştürerek.

Ama ben senin o dudaklarını....

''Mmm...şey...''

''Dediğimi duymadın mı Yankı! Sana beni bu yelloz ile mi aldatıyorsun dedim!'' Yankı yanına gelen Oğuz'a bir bakış attı ama bunun üzerine Oğuz kollarını göğsünde birleştirip beni baştan aşağı süzmek ile yetindi.

''Gideri var şimdi hakkını yemiyeyim kızın. ''Yankı'ya döndü. ''Ama beni, beni Oğuz'unu...'' Tekrar bana dönüp pis bir bakış attı atmasına ama Yankı'dan ensesine şaplak yemesi de bir oldu. 

''Bir boş yapma oğlum ya. Kız burada bana şerefsiz dedi.''

Oğuz kaşlarını kaldırıp Yankı'ya hayret edercesine baktı. ''Değil misin kanka?'' Ama bir daha şaplak yemekten de kaçınamadı.

''Ben hiç öyle bir insan mıyım Oğuz?'' dedi Yankı tek kaşını kaldırıp Oğuz'a bakarken. Bunların aralarında ne dönüyordu bilmiyorum ama benim hemen buradan tüymem lazımdı. 

''Haa...Yok, asla öyle bir insan değildir Yankı. Yavşaktır, yakışıklıdır, piç kurusudur ama asla ama asla şerefsiz değildir.'' Oğuz bunu alaya karışık öyle bir ciddiyetle söylemişti ki gülmeden edemedim. 

Yankı Oğuz'a bir baş işareti yaptı. 

''Haaa...gideyim yani ben?'' Yankı kafasını bir aşağı bir yukarı salladı. 

''Gidiyorum bak.'' Oğuz arkasını dönüp bir adım attı ama başı hala bu tarafa dönüktü.

''Git.'' 

''Bak gidersem geri dönmem, dönüşü olmayan bir yol bu.''

''Git amınakoyayım git! Daha da gelme zaten!'' Oğuz'un Yankı'yı sinir etmesini izlemek çok hoş bir şeydi.

''Giden günlerim oldu. Seni anmadım yola bakmadım halaaaa... Beni alsalar, ipe koysalar  dayanamaz yine kadere salsalaaaarr...Gönlüm arıyor titriyorum bak! Sıra gelmeden gidemem ki ben!'' Oğuz yüzünü bize dönüp geri geri yürümeye başlarken şarkıya kaldığı yerden devam etti. 

''Tutmaz ellerim seni görmeden! Zaman geçiyor bekliyorum baaaaaakkk!''

Hepimiz onun bu şaklabanlığına gülmeden edemedik. Komik bir çocuktu, hani yanında olsak asla yaşlanmayız dediğimiz tipler vardır ya, işte Oğuz da onlardan birisiydi.

Yankı onun bu haline kafa sallayıp gülümserken ''Yavşak herif.'' dedi. 

''Ehh bizde kantine gidiyorduk zaten. Yürü Ece...'' Pelin Ece'nin kolunu tutup sürüklercesine yanımızdan ayrılırken Yankı ile başbaşa kalmıştık. Hiç istemediğim bir şeydi... 

He he, az önce de çocuğun dudaklarına yapışan bendim zaten, diyen iç sesime kulak asmayıp Yankı'ya döndüm.

''Şey az önce sadece seni görünüşüne göre yargılıyordum, aslında normalde yaptığım bir şey değildir ama-''

''Çok hızlı konuşuyorsun seni anlamıyorum.'' 

''Şey...''

''Ney?''

İşte o sırada kurtarıcım çaldı.

''Zil çaldı! Ders başlar şimdi, geç kalmayayım Almancacı kızar, görüşürüz.'' Yine tüm cümleyi nefes almadan tek seferde konuşmuş ve arkamı dönüp hızlı hızlı ilerlemeyi planlıyordum ki Yankı'nın kolumu tutması ile bu planım suya düştü.

Ona döndüm. Bir şey demesini bekliyordum lakin o bunun aksine avucumu açıp içine bir not tutuşturdu ve ''İyi dersler.'' dedikten sonra göz kırparak arkasını dönüp yanımdan uzaklaştı.

Notu açıp içine baktım.


'Bugün saat 23.00'da Sahilde seni bekliyor olacağım, Prenses ;) '






Bugüüüü bayraaammm, erken kalkın çocuklaaarr bugün bayraammm!🎉

Hepinizin bayramı kutlu olsun ballarım 💜✨ Belki bayram şerefine bugün bir bölüm daha atarım ha, ne dersiniz ;)

Beni takip etmeyi unutmayın!!!

Wattpad; G_meyus
Twitter; G.meyus
insta; G.meyus

Nude •Numara Komşum•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin