Victor şaşkınca bakıyordu. Demek Robert haber göndermemişti. İtiraf etmek gerekirse karşılaştığımızda tükürdüğümü yaladığımla ilgili iğneleyici laflar bekliyordum.
- Dashkov. Uzun zaman oldu.
İşte bunu hiç beklemiyordum. Babam çok zengin bir Moroi olabilirdi. Hatta serveti saray hazinesinden de fazlaydı. Ama kraliyetten değildi. Yani...onu nereden tanıyordu ki?
- Zmey. Rose'un senin kızın olduğunu öğrendiğimden beri aklımdaki dağınık parçalar yerine oturdu. Ateşli tavırları annesinden geliyor olabilir ama içindeki o şeytan...tam olarak seni hatırlatıyor.
- Neden sadece çeneni kapatıp uyumuyorsun, hem ben de seni öldürmekten vazgeçerim belki.Aralarındaki her neyse, şimdiki hakaretleriyle alakası yoktu.
- Kardeşim Robert'la anlaşmanız olduğunu görüyorum. Benimle de paylaşmanızı isterim Rose.
- Yakında öğreneceksin.
- Bu artık özgür olduğum anlamına mı geliyor?
- Hey, hey yavaş ol. Henüz değil. Önce kardeşin üstüne düşen kısmı yapacak.
- Ve bu da?
- Tanrım!Victor Dashkov böyle bir adamdı. İstediği cevabı duyana kadar konuşmaktan vazgeçmezdi. Kabul ediyorum, eskiden bunu benim için başkalarına karşı çok kullandı. Ama şimdi görüyorum ki hepsi planının bir parçasıymış.
- Robert bizim için strigoiye dönüşen bir dostumuzu geri getirecek. Böyle bir yeteneği olduğu söyleniyor.
- 'Yeteneğini' size açıklayacaktır. Bu dost, benim tanıdığım biri mi?Burası Abe'le bakıştığımız, 'Söyleyecek miyiz?' kısmıydı. Victor'un Dimitri'yi döndürmek istediğini hiç sanmıyordum. Sonuçta Dimitri, Victor'un strigoi kızı Natalie'yi öldürmüştü. Yine de 'söyle' anlamında başımı salladım. Er ya da geç öğrenecekti. Tamam belki sinirini arabada yaşaması pek iyi bir fikir değildi ama benim hangi fikrim iyi ki?
- Elbette tanıyorsundur. Dimitri Belikov. Tanıdık geldi mi?
Victor'un hayretiyle kahkaha atmaya başladı.
- Böyle bir şey olmayacak! O piç kurusu kızımı öldürdü!
- Üzgünüm Dashkov, burada sözün geçmiyor.Hala alaycı bir şekilde gülmeye devam ediyordu. Demek ki aralarında cidden bir sorun vardı. Birbirlerini boğazlamadan önce lafa karıştım. Gerçi bu her şeyi daha da kötü yapabilirdi...
- Natalie'yi o öldürmedi Victor. Bunun tek sorumlusu sensin. Ne tür bir baba kendi kızını bir yaratığa çevirir?
- Robert'la konuşmak istiyorum! Hemen!Cevap vermedi. Çünkü buna bir cevabı yoktu.
- Emriniz olur, Prens Dashkov, diyip telefonunu Victor'a uzattı.
Victor çekerek telefonu aldı ve çalan telefonu kulağına götürdü. Aniden bağırarak konuşmaya başlayınca, bilmediğim başka bir dille karşılaştım. Sanırım Romenceydi. Kraliyet ailelerinin çoğunun kökeni Romanya'ya dayanırdı.
Bir iki dakikalık bağırmanın sonunda, sinirinden hiçbir şey eksilmemişti. Abe'e dönüp 'ne konuştular' der gibi baktım. Bu gözlerle konuşma işini çabuk kapmıştık.
- Dert etme Rose, ekselansları yakında kabul edecek.
Geri kalan üç saatlik yol yarı uyanık yarı uykuda geçti. Güneşin doğusundan yarım saat önce de eve vardık. Zaten yolu da öyle hesaplamıştık, her şeyin bu kadar yolunda gitmesi benim için bir ilkti. Victor Pavel'la içeri girdi, biz de arkalarından yavaş yavaş ilerliyorduk.
- Rose. Diğer bir yolculuğu daha kaldırabileceksen bu akşam çıkacağız.
- Ben... dinlenmek istersin diye düşündüm. Senin için de uzun bir geceydi.
- Ben iyiyim, öğlene kadar uyumam yeterli olur.
- O zaman...nereye gideceğiz?
- Arizona. Robert'la Phoenix'teki evinde buluşacağız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Akademisi FanFict. (ASKIDA)
FanfictionRose Dimitri'yi bulduktan ve Rusya'daki tüm olaylardan sonra geri dönüyor ve mezun oluyor. Yıllardır Lissa'yla hayalini kurdukları üniversite hayatlarına geçiyorlar ama Rose geçmişi unutup hayatına devam edebilecek mi? Dimitri Rose'u öylece bırakaca...