Adrian
- Tatlım...üzgünüm...Dimitri başaramamış.
Janine Hathaway'in sözleri aslında odadaki herkeste bir yıkım yarattı. İlk olarak gözümü Rose'a çevirdim. Gözlerini duvara sabitlemiş bir şekilde öylece durdu. Ne tek bir kelime söyledi, ne ağladı, ne hareket etti, ne de gözlerini kırptı. Sadece durdu.
Ama onun aksine kendini yere atan Lissa'nın çığlığı beni yerimde zıplattı.
- Rose! Rose durdur şunu! Durdur! Yalvarırım durdur!
Başını tutarak yerde sürünüyordu. Kapıdan uzanıp hemşireye bağırdım. Artık bu kesindi, bağ çift yöne dönüyordu. Rose'un acısı Lissa'yı da yakıyordu.
İçeri giren iki kadın birkaç saniye birbirine bakıp ne yapacaklarına karar verdi. Kapıya yakın olan dışarı koştu. Elinde iğnelerle, yanında bir başka kadınla içeri girdi. İkisi Lissa'yı zorla zapt ederken diğeri koluna anladığım kadarıyla sakinleştirici iğne yaptı. Dışarıya seslendiğinde gelen diğer dhampirler Lissa'yı diğer odaya taşıdı. Demek ki hastanedeki herkes meşguldü ki dhampirler yardım ediyordu.
Ben hala durduğum yerde duruyordum. H
Galiba henüz kuzenimin öldüğünü idrak edememiştim. Ne yani...adam daha iki hafta önce dönmüştü! Abe Rose'a yaklaştı. Elini dikkatlice yanağına yaklaştırdı.- Kızım?
Ses yoktu. Bizi anladığını ve gördüğünü biliyordum. Ama bunun nasıl geçeceğini... işte onu bilmiyordum.
Gidip yanına oturdum.
- Hadi uzan Rose.
Dediğimi yapmadı. Yerinden bir milim bile kımıldamadı. Lissa'yı öylesine etkileyen bir şeyi Rose'un içinde yaşaması çok kötü olacaktı.
- Canının acısını azaltmaya çalışabilirim?
Onun yüzünde bir ifade yoktu ama Abe rica etti. Zaten her türlü yapacaktım. Lissa'nın öğrettiği tekniği hatırlamaya çalıştım. Aklımda güzel şeyler canlandırdım. Elimi ayağının üzerine koydum. Kötü tek bir şey kalmayana kadar kendimi ışığa yönelttim.
- Galiba ayağın geçti ha?
Onay vermesini beklemedim. Aynı şeyi kaburgalarına yapmaya çalışıtım ama biraz acısını almaktan başka bir şey yapamadım. Yüzündeki sıyrık ve yaralar içinse hiç gücüm kalmamıştı. Sendeleyerek kendimi arkadaki koltuğa attım.
- Teşekkürler Adrian, minnettarım.
- En sevdiğim dhampir için her zaman Abe.Gülümseyip başını salladı. Telefondan saate baktım, dört buçuğa geliyordu. Zaman çok hızlı ilerliyordu. Ya da benim iyileştirmem çok uzun sürmüştü.
Hepimiz Rose'dan umudu kesmiş otururken birden ayağa kalktı. Kolundaki serumu söktü. Pencereye ilerledi, kenarında duran sandalyeye oturdu. Bir şey söylemek istedim ama hiçbir anlam ifade etmeyecekti. O yüzden sustum ve ne yaptığını izledim.
Kafasını cama yasladı ve usul usul ağladı. Biraz sarhoş gibiydim, önceden içtiğim viskinin etkisi mi yoksa gücüm çekildiği için mi bilmiyorum. Kafam güzeldi ama Rose için üzülüyordum. Tüm araştımalarımdan sonra kesinlikle bildiğim tek şey onsuz yaşamasının...zor olacağıydı. Aklını kaçırmış bir Rose'u da nasıl kontrol altında tutardık bilemiyorum.
Janine yerinden kalktı, temkinli adımlarla Rose'a yaklaştı. Yanında durup sarıldı. Bu ağlamasını daha da şiddetlendirdi. Abe'le birbirinize baktık, ikimiz de ne yapmamız gerektiğini bilmiyorduk. Doğruyu söylemek gerekirse ben kadınlarla duygusal olarak ilgilenmiyordum. O yüzden hiçbir fikrim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Akademisi FanFict. (ASKIDA)
FanfictionRose Dimitri'yi bulduktan ve Rusya'daki tüm olaylardan sonra geri dönüyor ve mezun oluyor. Yıllardır Lissa'yla hayalini kurdukları üniversite hayatlarına geçiyorlar ama Rose geçmişi unutup hayatına devam edebilecek mi? Dimitri Rose'u öylece bırakaca...