Akşam çöktü, kitap bitti. Kapağı kapatıp kafamı yastığa gömdüm. Şimdi her şey daha da berbat olmuştu. Ağlamamı durduramıyordum. İlk defa bir kitap için keşke okumasaydım diyordum. İçim korkuyla doldu.
Kadının yaşadığı doğum psikozu üzerine çocuğunu öldürmesini ve bir bakıma delirmesini anlatıyordu. Delirmeye benim kadar yakın biri için kaçınılmaz son bu muydu? Kendi bebeğimi mi öldürecektim?
Yastığa iyice gömüldüm. Sesimi duyup içeriden gelmesini istemiyordum. Çok korkuyordum, ya ben de öyle olursam diye. Ama fark olarak başından beri o kadının yanında herkes var. Arkadaşları, ailesi, kocası. Benim elimdeyse 0 insan vardı. Kimse bana yardım edemezdi.
Sesimi kesip ağlamaya devam ettim. Korkuyordum, üzgündüm, yalnızdım. Kesinlikle başaramazdım.
- Yemek içi-...neyin var? Canın mı acıyor? Hadi doktora gidelim.
Başımda dikildi.
- Gerek yok. Beni rahat bırak.
Yanıma eğildi.
- Hadi Rose, zorlaştırma. Neyin olduğunu söyle.
- Seni ilgilendirmez!
- Ben senin gardiyanınım. Sorunu bilmem gerekiyor.
- Sorun sevgilimin beni ihanetle suçlayıp terk etmesi, yapayalnız olmam ve delirip bebeğimi öldürecek olmam!Manyaklar gibi bağırmayı seviyordum. Eğildiği yerde tamamen oturur hale geldi.
- Bebeğini niye öldürecekmişsin?
- Bunu seninle konuşacak değilim. Sen benim hiçbir şeyim değilsin.Sözlerimin üstüne kalbinin acıdığını hissettim. Gözlerinden içini kitap gibi okuyordum.
- Söyle bana Rose, ben seni anlarım.
Acı içinde söylediği kelimeler doğruydu. O beni anlardı, ben de onu. Kısaca kitabı anlattım.
- O kadın bunu yaşadı diye sen de yaşayacak değilsin. Hem sen o kadar zayıf da değilsin. Sen bebeğini istiyorsun, o kadın başından beri hazır değilmiş. Bunu yaşamayacaksın.
- Tek başıma güçlü değilim. Yanımda hiç kimse yokken yapamam.
- Güçlü olduğuna inanman için daha kaç şeyi başarman gerekecek? Sen ölü bir adamı geri döndürdün. Sonra yine öldürdün ama sonuçta bunu bile başardın. Hem yanında bir sürü kişi var.Güldüm.
- Kimmiş onlar? Sen mi? Annem mi?
- Bunu yaşamayacaksın işte, güven bana.
- Tamam. Neyse ki ben sana senin bana güvendiğin gibi güvenmiyorum.Bu cümleyi ancak laf sokmak istediğim zaman kullanabilirdim. Oldukça karışıktı.
- Yemek ne yiyeceksin?
- Hiçbir şey.
- Yemek yemek zorundasın.
- Ah, öyle mi? Buna sen mi karar veriyorsun?
- Hayır, doktorlar öyle söylüyor. Hamileyken sağlıklı beslenmek gerekir.
- Bu seni ilgilendirmiyor. Yemeyeceğim. Ben yatıyorum.Kalkıp misafir odasına doğru yürüdüm.
- Sen yukarıda uyu. Eşyaların da orada. Daha rahat edersin.
Kafamı salladım ve merdivenleri çıktım. Yanlış karar. Birlikte uyduğumuz odada şimdi tek başıma olacaktım.
Odaya girip ışığı açtım. En son bıraktığım haliyle duruyordu. Burada uyumamış mıydı? Belki de görmek istemiyordu.
Çantamı bir kenara koydum ve duşa girdim. Çıkınca üstümü giyinmeden önce aynanın karşısına geçtim. Karnıma baktım, gözle görülür bir şey yoktu. Ama ben onu orada hissediyordum.
Üzerimi giyip pencerenin kenarındaki minderli yere oturdum. Çok uykum vardı ama uyuyamayacağımı da biliyordum. Aynı zamanda çok açtım ama canım herhangi bir şey istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Akademisi FanFict. (ASKIDA)
FanfictionRose Dimitri'yi bulduktan ve Rusya'daki tüm olaylardan sonra geri dönüyor ve mezun oluyor. Yıllardır Lissa'yla hayalini kurdukları üniversite hayatlarına geçiyorlar ama Rose geçmişi unutup hayatına devam edebilecek mi? Dimitri Rose'u öylece bırakaca...