Bölüm 36

158 11 3
                                    

- Rose?

Sesler duyuyordum ama ismim olduğunu anlamam galiba uzun sürdü. Tenimde yer değiştiren bir sıcaklık hissediyordum. Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Dimitri kollarını iki yanıma yaslamış beni öpüyordu.

- Günaydın angel.
- Günaydın...
- İyi uyudun mu?
- Evet, mükemmeldi.

Aslında gece birkaç kez uyanmıştım. Sanki karnıma bir şey saplanıyor gibiydi. Ama endişelendirmek istemediğim için bahsetmedim ve tuvalete gittim. Daha iki saat önce değiştirdiğim pedi yine değiştirmek zorundaydım. Hamilelikle ilgili en çok sevindiğim şey regl sorununun uzun süre ortadan kalkacak olmasıydı ama şimdi her gün böyleydim...

- Acıktın dimi? Hadi aşağı inelim. Annem kahvaltıyı hazırlamıştır.
- Evet baya açım. Ya çok güzel bir şey kokuyor ya da beynim açlıktan kendi bir koku yarattı.
- Rus mutfağından bir şeyler yapmış. Hadi gidelim. Dün beni affettiğini söyledin mi onlara? Yani birden el ele girince kalplerine inmesin.
- Tabii ki söyledim. İçimde tutmam imkansız.
- Harika.

Elimi kendininkine kenetledi ve aşağı indik.

- Günaydın!

Sesimin istemsizce ne kadar neşeli geldiğinin ben bile farkındaydım.

- Günaydın canım.

Yeva yerinden kalkıp Dimitri'nin yanına geldi. Rusça bir şeyler söyleyip sarıldı. O sırada geldiğimden beri Yeva ve Dimitri'yi beraber görmediğimi fark ettim. Bunu sormayı aklıma not edip masaya oturdum.

Kahvaltı hepimiz için neşeli geçti. En azından masada olanlarla. Viktoria gelmemişti, zaten yarın da okula dönecekti. Gün içinde onunla mutlaka konuşmam gerekiyordu.

- Kahvaltı harikaydı Olena, ellerine sağlık.
- Teşekkürler tatlım afiyet olsun.

Ayağa yavaşça kalktım. Birden kalkınca bayılacak gibi oluyordum.

- Rose, ilaçlarını iç bebeğim.
- İyi ki hatırlattın tamamen unutmuşum.

Dün mutfağa bıraktığım ilaçları çekmeceden aldım. Baya bir şey vardı. Hepsini tek tek içtim ve Viktoria'yla konuşmaya karar verdim.

Kapısına gidip çaldım. Başta ses gelmedi. Biraz daha çaldım.

- Anne, sonra. Şimdi konuşmak istemiyorum.
- Hey, henüz tam anne sayılmam.
- Rose?
- Evet benim. Hadi aç biraz konuşalım.
- Haftaya geldiğimde olmaz mı?
- Mümkün değil. Kapıyı açana kadar buradayım.

Oflama sesini duyduğumda açacağını anladım. Adım sesleri iyice yaklaştı ve kilit açıldı. Açıp içeri girdim. Yatağına geri yatmak üzereydi.

- Ee naber?
- Bana iyi davranma kendimi kötü hissediyorum.
- Mazoşist eğilimlerini anlıyorum ama bunu çözmemiz gerekiyor. Sonsuza kadar odanda kalamazsın.
- Eh, deneyebilirim.
- Hayır. Şimdi bana problemini anlat.
- Her şeyi biliyorsun zaten. Kocaman bir hata yaptım ve Tanrım...sana neler dedim. Bir daha Sonya'nın yüzüne nasıl bakacağım bilmiyorum.
- Sonya sana kızmadı ki. Sadece başına daha kötüsü gelmediği için sevindi.
- Sonya değilse bile annem, Dimka, Karo-
- Hiçbiri sana kızmadı Vika. Hepsi ucuz kurtulduğun için mutlu. Bu olay geride kaldı, sen de geride bırakmalısın.
- Hayır, Dimka çok kızdı. Benimle konuşmayacak, seninle konuşmama da izin vermeyecek. Zaten beni akademiye gönderecek, siz gidene kadar da gelmeme izin vermez herhalde...
- Saçmalık. Kızdığı kişi sen değilsin. Size bunu yapan o piçe kızdı. Sen onun küçük kız kardeşisin, seni çok seviyor.
- Yani sence beni affedecek mi?
- Hayır. Bence sana küsmedi bile.
- Ama hepsi bir yana... Rolan'ın bunu yapmasını anlayamıyorum. Beni sevdiğinden o kadar emindim ki.
- O tam bir pislik Vika. Bunu göremiyordun çünkü çok aşıktın, bu çok normal. İnsan aşık olduğu kişinin kusurlarını göremez. Ama şimdi her şey ortada ve belli. Kendini ondan kurtardığın için sevin ve bunu geride bırak.
- Kendimi ondan kurtarmadım Rose. Beni sen kurtardın. Bir de üstüne seni evden kovdum, son iki ayda neler demedim ve yine kovdum. Çok salağım...
- Hiç dert etme, o gece zaten gidecektim. Söylediklerinse, unuttum bile. Ve yeniden kovduğunda da her şeyden çok gitmek istiyordum, yani bana iyilik yapmış olurdun. Kısaca ben hepsini geride bıraktım. Sıra sende. Ben şimdi mutfağa gidip çay yapıyorum. Sen de benim ardımdan geliyorsun.

Vampir Akademisi FanFict. (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin