Bir ay sonra
Dimitriİlk terapi seansının üzerinden bir ay geçti. Bu sürede üç kez daha gittik, benimle, annemle ve Karolina'yla da konuşma fırsatı oldu. Ama Rose'a çok faydası olduğunu söyleyemem. Daha da içine kapandı, hep odasında oturmaya başladı. Sadece doktora giderken ve yemeklerde bizimle oluyordu. Ve bir aydır neredeyse hiç konuşmamıştık.
Kahvaltı için aşağı inerken göz göze geldik. Sonra hemen kafasını çevirdi. Berbat gözüküyordu. Hamileyken kilo alması gerekirken daha da vermişti, düzgün beslenmiyordu. Annem dün onunla konuşmam gerektiğini söyledi. Ben de çok sıkıldığını biliyordum. Doktor ve psikolog randevusunu aynı güne aldırdık, o yüzden haftada sadece bir kez evden çıkıyordu. Ne kadar bunaldığını tahmin bile edemezdim.
Masaya geçtiğimizde yine mükemmel bir kahvaltıyla karşılaştım. Annem gerçekten bir harikaydı. Rose da biraz daha ilgili görünüyordu, demek ki zaman geçtikçe iştahı açılıyordu. En azından kendi aramızda Rusça konuşmayı da bıraktık ki o da konuşmaya katılabilsin. Annem elinde kocaman başka bir tabakla içeri geldi ve Rose'un önüne koydu.
- İkinci ayın sonu biraz tehlikelidir tatlım, bunların hepsini yemen gerekiyor.
- Çok teşekkürler Olena. Ama bu çok fazla değil mi?
- Hayır, sen çok az yiyorsun. Bebeğinin şu an ahududu büyüklüğünde olduğunu biliyor muydun?Öğrendiği bilgiyle gülümseyip karnına baktı. Henüz belli olmuyordu. Kahvaltıya başladık. Rose güç bela tabağın hepsini bitirdi.
- Dimka, neden Rose'u Oksana'ya götürmüyorsun? Değişiklik olur.
Rose'un gözleri parladı. Bu aslında iyi bir fikirdi, tabii her şey bu kadar tehlikeli olmasaydı.
- Maalesef mama. Şu an bu çok tehlikeli.
- Eminim sen yanındayken bir şey olmaz.Sesindeki 'dediğimi yap seni öldürürüm' tonunu duyunca üstelemedim. Annemle tartışamazdınız, zaten bir şekilde onun istediği olurdu.
- Şimdi gidelim mi? Lütfen, gitmek istiyorum.
- Tamam, hazırlan çıkalım.
- Hazırım ben! Yürüyerek gidelim mi? Soğuk olduğunu biliyorum ama lütfen! Buraya geldiğimden beri hiç dışarı çıkmadım!Öyle büyük bir heyecanla söyledi ki hayır diyemedim. Ama evet, onun için soğuk bir yolculuk olacaktı.
- Sıkı giyin, üşütmeni istemeyiz.
Kafasını salladı, Sonya'nın kalın kıyafetlerinden alıp geldi. Tüm hazırlanma işini iki üç dakikada halletti. Gitmek için can atıyordu. Halbuki tanımadığı birinin evine götürüyordum.
- Hadi gidelim!
Evden çıktık. Dizimize kadar karda bata çıka beş dakikalık yolu yarım saatte yürüdük. Kapılarını çaldım. Kendimi Rose'u tanıtmaya hazırladım. Gerçekten yeni biriyle tanışmak iyi gelebilirdi.
- Hey Oksana-
Benim konuşmama kalmadan Rose ve Oksana birbirine sarılıp bağırmaya başladı.
- Siz birbirinizi tanıyor musunuz?
- Evet. Burada olduğunu bilmiyordum Rose! Neden hiç uğramadın?!
- Ah, uzun hikaye.
- Pardon, pardon. Hadi içeri geçin. Mark!İçeriden Mark bir şey oldu zannederek koştura koştura geldi.
- Ah, Rose! Hoşgeldin!
- Selam Mark!Onunla da sarıldılar. Hani birbirlerini tanımıyorlardı?
- Siz nereden tanışıyorsunuz?
Hepsi birden bana döndü. Rose kısaca açıkladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Akademisi FanFict. (ASKIDA)
FanfictionRose Dimitri'yi bulduktan ve Rusya'daki tüm olaylardan sonra geri dönüyor ve mezun oluyor. Yıllardır Lissa'yla hayalini kurdukları üniversite hayatlarına geçiyorlar ama Rose geçmişi unutup hayatına devam edebilecek mi? Dimitri Rose'u öylece bırakaca...