Bölüm 27

136 11 5
                                    

Gözlerimi benim tanımımla 'hastane beyazı' bir odada açtım. Bu berbat hissi biliyordum, kusmak artı baygınlık.

- Su.

Boğazım o kadar kuruydu ki ancak bu kadarını söyleyebildim. Dimitri başucumda duran şişeyi açtı ve kafamı kaldırıp içirdi. Şişeyi elinden aldım. Artık etraf dönmüyordu.

- Ne oldu birden Roza?
- Hiçbir fikrim yok.
- Şimdi daha iyi misin? Galiba yemekten dolayı. Biz hepimiz iyiyiz, bir tek sen rahatsızlandın. Alerji testi yapılıyor şimdi. Ve zehirlendin mi diye kan aldılar. Birazdan sonuçlar çıkar.
- Ben...daha iyiyim. Ne kadar süredir buradayım?
- Bayılalı yarım saat oldu bebeğim. Sen rahatına bak, şimdi doktor gelir.

Kafamı salladım ve yatağı dikleştirip arkama yaslandım. Oturur bir pozisyonda olmak daha iyiydi. Elimdeki sıcaklığın kaynağını görmek için yan tarafıma döndüm. Babam elimi tutmuş bana bakıyordu.

- Hey. Bizi çok endişelendirdin.
- Sadece zehirlenmişim işte, bir şeyim yok. Gerçekten iyiyim. Bayılmanın bu kadar iyi geleceğini hiç tahmin etmezdim.

Beni korkuttun Rose. Kesinlikle iyisin değil mi?

Lissa'nın sesi beynimde yankılandı. Ona gülümseyip kafamı salladım. Herkesle bir 'iyi misin' faslı yaşadıktan sonra biraz gözlerimi kapattım. Işık beni rahatsız ediyordu. Hayatım boyunca bu gözüme batan ışıklar başımı ağrıtmıştı.

Biri kapıyı kırarcasına açtı. Eddie. Nefes nefese kalmıştı.

- Rose! İyi misin?!
- Ed, sakinleş dostum. Ben iyiyim. Şimdi doktor gelecek, hiçbir şeyim olmadığını söyleyecek ve eve döneceğiz.
- Ben- ne bileyim işte! Bir şey oldu diye ödüm koptu.

Bu şaşkın haline gülümsedim. Dimitri hemen sol tarafımdaki koltukta Adrian'la oturuyordu. Ben de o sırada içimden hala düşünüyordum. Hala Tasha'nın tatlıya bir şey katmış olabileceği kısmında kalmıştı aklım.

Sıkıntıdan bağıracaktım ki sonunda doktor geldi. Bu hastane odalarında o kadar çok kalmıştım ki artık nefret ediyordum. Ama içten içe biliyordum ki daha hastanelerde çok sürünecektim.

- Merhaba Gardiyan Hathaway. Ben Doktor Martin. Test sonuçlarınızı aldım. Gidişat gayet sağlıklı, öncelikle. Üçüncü haftada olduğunuz için mide bulanmaları, baş dönmeleri normal. Vitaminlerinizi alıyor musunuz?

Odadaki herkese dehşet saçan bakışlarla baktım. Herkes yaşlandığı yerden doğruldu. Ben...anlayamadım

- Doktor Martin, bence bir yanlışlık var. Veya ben şu an yanlış anladım. Dediğinizi açık ve net bir şekilde bir daha tekrarlar mısınız?

Sakin kalmaya çalışarak son derece kibarca sordum. Bu imkansızdı. Hem de yüzde yüz imkansız.

- Ah...şey. Tepkinize bakılırsa bu biraz sürpriz oldu. Tebrikler Gardiyan Hathaway, üç haftalık hamilesiniz.
- Bir yanlışlık var! Bu mümkün değil! Lütfen bir daha bakın!

Elindeki dosyada göz gezdirdi.

- Rosemarie Hathaway siz değil misiniz?
- Evet?
- Haberi böyle aldığınız için tekrar üzgünüm ama bir yanlışlık yok. Size birkaç vitamin yazacağım, düzenli almayı unutmayın. Geçmiş olsun.

Gülümseyip çıktı. Ben olduğum yerde öylece kaldım. Nasıl..? Benim hamile olmam imkansızdı. Hayatımda birlikte olduğum tek erkek Dimitri'ydi. Ve o da dhampirdi. İki dhampirin çocuğu olması imkansızdır.

Dimitri'nin ne düşünüyor olabileceğini fark edince oturduğum yerden zıpladım. Üzerimdeki aptal hastane elbisesini umursamadan yanındaki minicik yere oturdum. Elimi yanağına koydum. Kafasını çevirdi, elim havada kaldı.

Vampir Akademisi FanFict. (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin