4

112 9 1
                                    


#anne

Sarışın kadın,titreyen eline rağmen çatalı önündeki tabağa götürdü. Onu izlemekten ağzıma koyamadığım kaçıncı lokmaydı bilmiyorum.

"Her neyse bugün için planlarımız vardı" dedi. Sam beveryn'e

Beveryn önündeki çorbayı elindeki kaşıkla yeniden karıştırıp kafa salladı. Ne hakkında konuştuklarını en son on dakika önce dinlemeyi bırakmıştım.

Anne de onları dinlemiyordu. Oldukça sıklıkla yemeğini yemeye uğraş veriyordu.

Dışarıdan gelen gümbürtüyle herkes sustu. Sam anne'ye baktı ardından beveryn'ne döndü.

"Aptal kedidir"

Dedi kumral saçlı ve yemeğine döndü.

"Uzun bir süredir böyle kısırlaştırmak için onu veterinere götürmemiz gerek" dedi ardından.

Beveryn homurdanınca kadın gözlerini ona dikti. Ve gülümsedi. alaycı bir gülümsemeydi.

"Sevişmeye karşı olan insanları unutmuşum üzgünüm." dedi.

Sevişmek,çok ayıp bir kelimeydi. Onu nasıl bu sofrada öyle rahatça kullanabiliyordu?

"Sevişmeye karşı değilim. Evlenmeden böyle bir şeyin yapılmasına karşıyım sadece." beveryn oldukça sinirli söylemişti bu durumu.

Haklıydı da. "Evlenmeden dean'le yaptığınız her neyse beni ilgilendirmez sonra sen pişman olursun." dedi ve sustu.

Dean'le sevişiyorlardı. Bakışlarımı masadaki olaylardan çekip önümdeki tabağa indirdim. Beni ne alakadar ederdi ki?isterse çocuk yapsınlar.

"Ne demeye çalışıyorsun yaşlı adam?dean'nin beni terk edeceğini falan mı?" kadın oldukça yüksek bir sesle konuşuyordu.

"Sakin ol anne!" sam sonunda ağzını açmıştı. O da benim gibi sessiz bakıyordu bu durumlara.

"Ne dediğini duymadın mı sam?" dedi ve titreyen eliyle beveryn'i gösterdi.

Beveryn bana döndü ve gülümsedi. Neden gülüyordu?

Kafamı tabağıma indirdim,dış dünyaya kulaklarımı kapadım.

"Hadi yukarıya çıkalım hadi!"

Sam'in sakinleştirici sesi kadını sakinleştirmemiş olacak ki hala kendi kendine birşeyler konuşuyordu.

Sesi kesilene kadar masadan kalkmadım. Kalktığımdaysa beveryn'le göz göze geldim. Kaşlarını çattı ve önümdeki tabağa uzattı bakışlarını.

"Daha bir şey yememişsin kızım" dedi.

Omzumu indirip kaldırdım. "Aç değilim efendim" dedim.

Peki der gibi kafa salladı ve önündeki yemeğe eğdi başını.

"Efendim temiz suyunuz nerede?" dedim. Adam başını kaldırdı bana baktı ardından konuştu.

"Odamın masasında olması gerekti." dedi.

"Peki,efendim afiyet olsun."dedim ve ayakta dikilmekten kurtuldum.

Mutfağın kapısının karşısında odasını görebildim. Kapısı aralıktı. İçerisi aydınlık gözüküyordu.

Kapıya ilerledim ve yavaşça itekledim. İçerisi boş gibi duruyordu. İçeriyi artık sadece mumlardan gelen hafif ışıklar aydınlatıyordu. Hala karanlık bir oda olsa da mumlar önümü görmeye yetecek kadar ışık sağlıyordu.

Odaya girer girmez arkamdan kapıyı kapadım. Ve kafamı yasladım kapıya. Öyle yorucu bir gün yaşıyordum ki.

Derin bir nefes aldım. Omzum inip kalkarken dolan gözlerimi sildim. Ağlamak istemiyordum.

sessizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin