19

42 10 8
                                    

Gerçekler acıtır gerçek olmayanlar ise daha fazla can yakar. Elimde olmadan yine kendimi bulduğum bu hiçlikte samanlığın otlarına bakıyordum.

İçeri girip onu o iplerden kurtarırsam belki de herşey düzelebilirdi. Ya da herşey altüst olurdu.

"Günaydın"

Merdivenlerden gelen seslerle kendime geldim ve kafa salladım.

"Nöbeti sana devrediyorum o zaman, bugün biraz asabi dikkat et" hiç beklemeden yanımdan uzaklaştı gözlüklü adam. Eve doğru gidiyordu.

Bende bekletmeden indim aşağıya merdivenlerin sonuna geldiğimde açık kapıdan içeriye baktım.

İçeride oturmuş yeri izliyordu. Beni fark etmemişti bile.

"Günaydın." dedim sabırsızca. Kafasını kaldırıp bakmamıştı bile. Bugün asabi değil aksine durağan olduğunu düşünüyordum.

"İyi misin?" kendi kendime konuşuyormuş gibi hissediyordum. Cevap vermeyeğini anladığımda ellerimi arkamda bağlayıp odada dolaşmaya başladım.

Karanlık odanın içinde bir oyan bir buyana gidip gelirken sadece bir şeyler anlatıyordum. Kendimi bile duymuyordum. Ama onun beni duyduğunu biliyordum.

Sonra aklıma gelen şeyle önüne gidip eğildim ve gözlerine baktım.

"Seni buradan götüreceğiz mia" dedim. Gözleri benim gözlerimi bulduğunda ne saçmalıyorsun der gibi baktığını anlamıştım.

"İnan bana rebecca'yla günlerdir bunu planlıyoruz" dedim çok sessiz bir şekilde.

"Akşam olunca,bizi bekle." dedim ve ayağa kalktım. Gözlerindeki şaşkınlıkla beni izledi. "Buraya ne zaman geldin sen?" dedi bir anda

Şaşkınca ona baktım" iki gün önce."dedim anlamadığımı belli eden bir tavırla. Ancak onun gözleri çok şey anlamış gibiydi.

"Katharina" dedi gözlerinden akan yaşlarla birlikte. Kıvrımlı yüzünden çenesine doğru akan göz yaşını izledim.

Bu yalan olamazdı. "Mia " dedim bende ve yanına oturdum. Gözleriyle sevdi beni o an. Bu mia'ydı. Ellerimi yüzünün iki yanına yerleştirip gözlerine baktım.

"Seni çok özledim kath" dedi. Öyle yorgun söylüyordu ki onu tutup çekesim gelmişti.

"İyi olacağız mia,herşey düzelecek" dediğimde gözlerini büyüttü. "Beni bırakmayak kath" dedi soğuk bir sesle. Yüzündeki ellerimle onu iyice kendime çektim.

"Merak etme seni kurtarağım" dedim. Gözleri mutlulukla bende dolaştı. İnanmalı mıyım?der gibi bakıyordu.

Ancak inansada inanmasa da onu kurtaracaktım.

Merdivenlerden gelen seslerle mia'dan ellerimi çektim. Sesler kapıda kesilince gelene baktım. Gelen dean'dı.

Elinde bir tepsiyle bize yaklaştı ve eğilip indirdi. Yine bir çorbaydı. Tepsiden uzanıp kaşıkla birlikte kase'yi aldım ve mia'ya doğru kaldırdım.

"Hadi iç" dedim. Kaşığı kaseye batırıp doldurdum ve ağzına götürdüm. İlk olarak yüzünü buruştursa da daha sonra yüzünü düzeltti.

Ağzını açtı yavaşça yuttu. Onu bugün fazla zorlamayacaktım. Kaseyi yarılamamız yeterdi bile.

...

-Dean'nın anlatımından-

Önümde bana bakan kardeşime oldukça gereksizmiş gibi bir bakış attım. Sam bu bakışlarımdan nefret ettiği için derin bir nefes verip konuştu.

sessizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin