Dudaklarını yaladı gözlerini gözlerimden kaçırdı. Boğazını temizledi. Bir adım geriye kayıp ellerinin yanaklarımdan düşmesini sağladım. Ne dediğimi yeni anlıyor gibiydi.
Kaşlarını çattı. Bir adım atıp geriye kaçtı benden o da.
"Beni bekledin demek,"kafamı olumsuzca salladım. "Keşke beklemeseydin."
Öfkeli gözlerini büyüttü. Arkamı döndüm, daha fazla dinleyemecektim altı boş yalanları.
Yan taraftaki merdivenlere yönelip aşağıya indim.
O kızı burada yalnız bırakmayacaktım. Ona bir daha bunu yapmalarına izin vermeyecektim.
Aralık kapıdan içeri girdim ve arkamdan kapıyı kapattım. İçeri girmemle eğdiği kafasını kaldırdı ve bana baktı.
Yanına yaklaştım ve dağınık saçlarını geriye attım. Elinden gelse şimdi sıkı sıkı bağlardı saçlarını. Elim hemen kafamın arkasındaki tokaya gitti. Bunu kendi ellerimizle yapmıştık.
Lastiğini bile kendi ellerimizle sıkmıştık. Geriye topladım saçlarını ve elimden geldiğince topladım.
Beni izliyordu. Dolan gözlerimi onun üzerinde gezdirdim.
Öylece beni izliyordu.
Geriye gittim ve yere çömelip oturdum. Bana bakıyordu. Mum ışığının el verdiğince onu izledim. O da beni. Sanki senelerdir tanımıyormuş gibiydik birbirimizi.
Sorun değildi, yeniden tanışırdı gözlerimiz.
"Sende gitseydin onlarla." dedi.
Kafamı iki yana salladım. "Benim birine bir sözüm vardı" dedim.
Gözlerini küçülttü. Beni incelemekten vazgeçti zaten oldukça yorgun gözüküyordu.
"Bunu sana zorla mı yaptılar mia?"dedim. eğdiği başını bana doğru çevirdi. Bir süre cevap vermedi. Ayağının altındaki muma odaklandı.
"Hatırlamıyorum" ağlamaya başlamıştı. Dudaklarından dökülen içli hıçkırıklarla birlikte delice ağlıyordu.
Hızla yerimden kalkıp ellerimi dizlerine koydum.
Kapadığı gözlerini araladı bana baktı. Gözlerinde şaşkınlık vardı sanki. Gözlerinden damla damla dökülen yaşlarıyla küçük bir kız çocuğuna benziyordu.
"Ben yanındayım mia" dedim dizlerini güven verici bir şekilde sıktım. Sonra gülümsedi "beni bırakmayacaksın öyle değil mi?" dedi dişlerini göstererek gülümsedi.
Olumlu şekilde kafamı salladım. Suratındaki gülümseme daha fazla büyüdü. "Yanımda mı olacaksın hahahahaha"
Kaşlarımı çatıp izledim onu. Gülmeye devam ediyor hatta öyle fazla gülüyordu ki korkmaya başlamıştım. Gözlerim endişeyle büyürken bana doğru eğildi.
"Bugüne kadar neredeydin katharine?"şimdi yüzündeki gülümseme çekilmişti. Arkamdaki kapı hızlıca açıldığında korkuyla yerimde sıçradım. Büyük ağır demir kapı gürültüyle arkasındaki duvara çarptı.
Ona yeniden döndüğümdeyse hala beni izliyordu. Gitmemi istiyordu.
Ama gitmeyecektim. O şey benim tek varlığımı elimden alamayacaktı.
"Beni korkutmak içinden elinden gelenin daha fazlasını yapmak zorundasın." dedim bende öfkeli gözlerine bakarak.
Hiç bekletmeden"Öyleyse yaparım." dedi. kendini düzeltip sandalyesinde düzgünce oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sessiz
HorrorKapıları sürgülü bir gerçekti. Kimse görmüyordu. Duvar siyahtı,kapı siyahtı. Kimse görmüyordu onun gördüğünü. Gözlerinin önündeki şeyi görememişlerdi. "O burada" dedi dean ve elindeki meşaleyi etrafa salladı. Rahip beveryn'se yıkılmış bir şekilde e...