12

54 11 1
                                    

"Burada olamazlar" dedim. Nasıl bu kadar emin olabiliyordum?derin bi nefes verip kafamı iki yana salladım.

"Arabası etrafta yok,arkalarında ufacık bir kanıt bırakmadan nasıl olur?yapamazlar." dedim. Ancak başımı kaldırdığımda boşluğa konuştuğumu fark etmiştim.

Rebecca ahırın köşesinde birşeylere dalmıştı. Derin bir nefes verip yanına ilerledim.

Tam kızacakken ahırın arkasında parlayan siyahlar içindeki arabayı gördüm.

"Dediğin araba sanırım."dedi bana dönmeden izlemeyi sürdürdü. O zaman tek çare kalıyordu içeri girmek ve öğrenmek.

" o zaman içeri girmek zorundayız."dedim. Aniden bana döndü. Gözlerini büyütmüş endişeli düşüncelerini gizlemeye uğraş veriyordu.

"Daha yeni özgürlüğümüze kavuşmuşken mi?" dedi ve öylece kaldı. Sesi o kadar bitkin çıkmıştı ki cevap veremedim.

Onu bu işe karıştırmamak en iyisiydi sanırım.

"Sen dışarı da kal eğer bir hareketlenme olursa ahırın bir yerlerine tekme falan at anlatım tamam mı?" dedim ve biraz da endişeli yüzünün düzelmesine sevinerek baktım.

"Yakalanırsan da polise giderim." dedi

Gidemezdi ikimizde biliyorduk. Birbirimize ilk yalanımız olmuştu. Son da olmayacaktı.

"Hadi bir kontrol edelim"dedi. Köşeye kadar yürüdü ve etrafa bir kaç saniye iyice baktı. Ardından eliyle beni kendine çağırdı.

"Etraf boş şimdi tam zamanı" dedi ve sustu. Hemen kendimi koşarken bulmuştum zaten. Ahırın sürgülü büyük kapısından içeri attım.

İçerisi oldukça karanlıktı. Yanımda gördüğüm yüzle korkuyla geriye kaçtım. Kendimden korkmuştum. Bu bendim.

Köşede boydan boya bir ayna uzanıyordu. Aslında çok korkunç görünüyordum. Üzerindeki beyaz renk kıyafet oldukça kirlenmişti. Baş örtüm bile kirlenmişti.

Saçlarım yanlardan fırlamış göz etrafım oldukça uykusuz kalmamdan morlaşmıştı.

Kulağıma bir anda çalınan ufak seslerle gözlerimi kendimden alıp sese odaklandım ve nereden geldiğini bulmaya çalıştım.

Aşağıya uzanan bir merdiven gördüğümde karanlığından dolayı ucunu pek net göremesemde ses burada yankılanıyordu.

Işığın el verdiğince önümü aydınlatması için kenardan yürüyordum.

Sese giderek yakınlaşmama rağmen sesin kime ait olduğunu anlayamamıştım. Bir süre durdum ve bekledim. Duyulmadığına inanarak indim bir kaç basamak daha.

Ve sonunda ucunda hafifçe ışık süzmeleri çıkan bir aralık görmüştüm. Kapıya yanaştım ve aralık kalan alandan gözlerimi uzattım içeriye.

İçerde iki oğlan vardı. Bir kadının etrafında dönüyor ve dua okuyorlardı.

"Çok komiksin"

Duyduğum sesle endişeyle gümledi kalbim. "Hadi ama çıkarın beni bu kızın içinden." dedi ses.

"Boji koji dea meos de lot meqeo oninos" dediğinde bunun bir şeytan çıkarma ayini olduğunu anlayabilmiştim.

Ama şeytan kimdi?tek soru buydu. Kafamı iyice içeriye uzattım. Ve karanlık odayı seçmeye çalıştım. Hafif mumlardan yayılan ışık ortada sandalye de oturan kızın etrafına konulmuş,kızın etrafında dönülüyordu.

"MİA" dedim sessizce. O kadar sessiz söylemiştim ki ben bile zor duymuştum sesimi. Ancak o duydu. Ve bana bakmaya başladı.

Sinirli bakışlarını oldukça sertçe üzerimde gezdirdi. Karanlığın içinde beni görüyordu.

sessizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin