2. Bölüm
Sabah uyandığımda saat 11 ' e geliyordu.
Yataktan tüm gücümü kullanarak anca kalktım. Mutfağa indim ve bir bardak süt katarak masaya oturdum. Aklıma dün gece yaşadıklarım geldi. İçimde bir burukluk vardı. Neydi bu? Belki de o adama sarıldığım içindir.
Ah! Kahretsin , tanımadığım bir adama sarılacak kadar kötü olmayı nasıl becermiştim?
Telefona gelen mesaj sesiyle irkildim. O telefona ne kadar bakmak istemesem de elime alıp bakmak durumundaydım
- Seray
"Tatlım , yarın iznin bitiyor. Toplansan iyi olur."
Ah! Yarın mı , bitiyor mu iznim? Tarihi bile hatırlamıyorum. Hemen tarihe baktım ve birkaç saniye sonra yutkundum.
"26 Haziran 2014"
Elimdeki telefonu bile tutacak gücüm kalmamıştı. Zorlukla aldığım nefesi vermeye çalışırken telefonu masaya koymayı akıl edebilmiştim.
Hemen hazırlanıp dışarıya çıktım. Bir çiçekçiye uğrayıp en güzel papatyaları aldıktan sonra taksi çevirip yolumu tuttum.
Yoldayken annemden milyonlarca kez özür diledim hıçkırıklarımın arasında. Mezarlığa vardığımızda taksiciye parasını verip , annemin mezarına doğru yol aldım.
Annemin mezarını nihayet bulmuştum. Hemen koşup sarıldım toprağına. Öptüm defalarca. Özür diledim. Nası olur da ölüm yılını unutabilmiştim?
"Çok kızmadın değil mi? Geldim ya, buradayım işte. Seninleyim. Her zamann. Sen de benimlesin, biliyorum.
Seni o kadar özlüyorum ki anne... Seni o kadar seviyorum ki..."
Biraz soluklandıktan sonra;
"O adam cezasını çekmeli. Acı çekmeli , ağlamalı . Bir de beni yanına çağırıyor... Biliyor musun anne? Ölecekmiş. Daha cezasını çekemeden ölecekmiş."
Toprağını sıkıca kavradıktan sonra;
"Seni seviyorum anne... Biliyorum hep benimlesin , yanımdasın. Hissediyorum."
Birkaç saat annemle sessizce oturdum.
O aklımdan hiç çıkmayan silah sesi vardı sadece aklımda. Selim Aksoy'un elinde patlayıp annemi haince öldüren o silahın sesi.
"Görüşürüz meleğim "
Yerimden doğruldum. Mezarlıktan çıktıktan sonra bir göl kenarına oturdum. Derin bir nefes aldım. Sonra duyduğum o ses irkilmeme neden oldu.
"Selam bayan ukala"
Bu gıcık ses, bu iğrenç tavır..
Hey o benim lafım!
Arkama döndüğümde motosikletli ukala karşımda duruyordu. Ne yapacağımı şaşırdım. Sapık mı bu çocuk? Beni mi takip ediyor yoksa?
"Ne işin var senin burada?" diye bağırdım biraz yüksek bir sesle. Sapık gibi beni takip ediyor. Belki de sapıktır?
"Asi ve güzel" dedi alaylı bir sesle. Dalga mı geçiyor bu çocuk?
"Sana bir soru sordum" dedim daha sert bir sesle.
"Güzel ve asi" dedi yine alayla.
Sinirden gözüm dönmüş olacak ki yerde bulduğum taşı kafasına fırlattım.
"Ve güçlü" dedi acınası bir ses tonuyla. Bir gün bu çocuğun kafasını kıracağım.
"Bir defolup gider misin?" dedim sesimi biraz daha yumuşatarak.
Kafasını olumsuz anlamda salladı. Aptal.
"Gıcık" dedim ve hemen sonra yerde duran çantamı alıp evin yolunu bulmaya çalıştım. Evet sadece çalıştım. Çünkü evin yolunu gerçekten bilmiyorum.
Kıyafetlerim ve saçlarım ıslanmaya başlıyor. Yağmur yağıyor. Kafamı gökyüzüne çevirip huzuru hissettim hücrelerimde.
Mavi kokuyor buram buram.
Oksijenimi paylaşmaya çalışan birileri olduğunu fark ettiğimde üç tane adamı gördüm.
Adamlardan korkmam gerektiğini farkettim.Ama bu olay daha önce başıma gelmişti. Korkarsam üstüme daha fazla geleceklerini bildiğimden korkumu dışa vurmamaya çalıştım.
"Bu saatte burada ne işin var güzelim?" dedi içlerinden biri.
Etrafta taş, odun gibi bir şeyler aradım ve adamların arkasındaki odunu gördüm.
"Çekilin önümden" dedim korkumu yenerek.
"Çekilmezsek" dedi alayla.
"Kötü olur."
bu ses bana ait değildi.
Sesin yönünü takip edince sesin motosikletli çocuğa ait olduğunu anladım. Neden bilmiyorum ama bir anda rahatladım.
Motosikletli çocuk yanımıza gelince üç adamdan biri;
"Çok korktuk" diyip aptalca gülmeye başladı.
Sesindeki imlâ yanlışlıklarından anladığım kadarıyla sarhoşlardı
Motosikletli çocuk adamlardan birine yumruğu geçirmesiyle yerimden hoplamam bir oldu.
Benim için kavga ediyordu biri, ilk defa.
Motosikletli yerde olduğunu ve burnunun kanla dolduğunu görünce bu duygusal sendromdan çıktım. Adamlar tekmelerini hunharca geçiriyordu.
Az önce gördüğüm odunu koşarak aldım ve adamların kafasına geçirmeye başladım.
- 3'e 1 olur mu be! Korkaklar!
- 4'e 1 oldu canım o odunu kafama vurmasan dedi motosikletli çocuk.
Bu lafının üstüne kıkırdamaktan kendimi alamadım. Sonra da odunu adamların sırtlarına vurdum. Tüm gücümle o pis adamları-dan hıncımı aldım. Belki de fazlasıyla.
![](https://img.wattpad.com/cover/18341363-288-k454170.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Notasız Şarkı
Teen FictionBu saçma hayat serüvenimde yalnızlığa mahkumdum. En değerlimi annemi kaybetmişken, babamın yüzünü bile hatırlamazken o çıktı karşıma ve hayatımı alt üst etti. Belki de hayatımın altı üstünden daha güzeldir?