Notasız Şarkı

13*

Bu bölümü uzun yorumlu @rahibeda ya ithaf ediyorum. Desteklerin için teşekkürler.

13.Bölüm-

Ruhumun içinde çırpınan ürkek kuş beni bir an olsun yalnız bırakmıyordu. Doğruyu yapıp yapmadığımı kestiremezken hazırlanmaya çoktan başlamıştım bile.

"Geçen gün aldığımız kırmızı elbiseyi denemelisin."

"Saçmalama Ece. Çok abartılı o."

"Niyeymiş? Partinin kraliçe ismini Melis Hanıma mı kaptıracaksın?"

"Parti onun doğum günü için. Elbette o daha özel olmalı." dedim ürkek kuşumun çırpınışlarının inadına.

"Buse. Buse. Buse" dedi. Topuklu ayakkabılarının sesinin bana doğru gelişiyle dolaba yaslanıp ne yapacağını beklemeye başladım.

"Çok safsın." dedi ve dolabın kapağını açtı. Dolabımı karıştırırken gözüne kestirdiklerini eline alıyordu. Ve elinde tam tamına 1 elbise vardı. O da kırmızı elbise. Ece'nin kıyafetleri beğenmediği yüzünden anlaşılıyordu.

"Buse bunlar ne kızım ya."dedi ve dolabın kapağını kapattı.

"Ben olmasam ne yapacaksın bilmiyorum." dedi ve topuklu ayakkabılarının sesini beynime işleyerek odadan çıktı. Elbiselerim çok da fena sayılmazdı. Ece'nin niye beğenmediğini anlamıyordum. Birkaç dakika sonra elinde düzine elbiseyle odaya girdi ve elbiseleri yatağa koydu. Ardından bir elbise seçip beni giyinmeye yolladı. Yeşil mini elbisenin göğüs kısmı pırlantayla işlenmişti. Bu straplez elbiseyle rahat olacağımı düşünmüyordum.

"Çıkar bunu." dedi Ece dudaklarını büzerken.

Ardından da pudra rengi diz üstü elbiseyi giydirdi. Eğer illa ki bir elbise giyeceksem bunu giyebilirdim. Hem çok fazla açık değil hem de rahattı.

Ece kaşlarını çatıp beni boydan inceledikten sonra kafasını salladı ve yeni bir elbise uzattı. Neyi beğenmedi anlamıyorum.

Yeni giydiğim elbise beyaz mini bir elbiseydi. Göğüs hizasından boyna kadar dantel vardı. Ece dudağını bir o yana bir bu yana salladıktan sonra

"Seçeneklerimiz arasına girebilir." dedi.

"Bu güzel işte başka denememe gerek yok." dedim ve yatağın üstüne oturdum.

"Bu elbiselerin hepsini deneyeceksin güzelim." dedi ve o meşhur bakışını bana yolladı.

En son karar verdiğimiz elbiseyi giyip makyajımı yapmıştım. Hala çok abartılı olduğumu düşünürken Ece pencereden Doruk'un gelip gelmediğini kontrol ediyordu.

"Geldiiii." dedi ve ellerimden tutup beni odadan çıkardı. Ben bu topuklularla düz yolda zor yürürken, Ece jet hızıyla beni merdivenlerden indirdi. Düşmemeyi başarabildiğim için kendimi sonra tebrik edecektim. Karşımdaki Doruk birkaç saniyelik şoktan çıktıktan sonra selam vermeyi akıl edebildi.

"Selam."

"Selaam." dedi Ece sırıtarak ve beni dışarıya çıkartıp

"İyi eğlenceler size." deyip aniden kapıyı kapattı.

Doruk benim aksime oldukça spor giyinmişti ve bu beni biraz rahatsız etmişti.

Bir şey söylemeden motosiklet kaskını bana uzattı. Ben de bir şey söylemeden kaskı taktım ve arkasına oturdum. Elbise giymenin bir dezavantajını daha yaşıyordum.