Ertesi gün saat 14.45, Kantin temizlik deposu:
Herkes etkinlik alanına ilerlerken ben kantinde ki temizlik deposunda saklanıyorum. Neden mi? Beni gördükleri yerde Lami'nin etkinliğine sürükleyecekler ama benim on beş dakika sonra kızlar tuvaletinde olmam lazım.
Kolumda ki saate baktım. Son on dakika vardı. Depodan çıkıp etrafa bakındım. Herkes spor salonundaydı. Koridorda ilerlerken kendimi terk edilmiş bir Teksas kasabasında gibi hissettim. Kimsecikler yoktu. Üçüncü kata çıkarken yine de dikkatliydim.
Herkes etkinlikte olmasının sebebi Lami'yi çok sevmeleri mi? Hayır.
Üniversite böyle bir yer. Hiç alakası olmayan insanlar bile bu etkinliğe giderler ki duyarlı gözüksünler ya da bu berbat yerde bir topluluğa üye olabilsinler. Ezikler.
Ya birileri bana şaka yapıyorsa? Eh o zaman o kişiyi okul klozetinde boğulmuş bulurlar.
Lavaboya girmeden önce biraz bekledim. Derin bir nefes alıp içeri girdim.
İçerisi ilk görünüşte boştu. Yere doğru eğilip alttan kabinlere baktım. Son kabinde iki ayak görünce irkilerek kalktım.
"Hey," kapıyı tıklatırken kalbim ağzımda atıyor demek yeterli bile değil "İçeride kim var?"
Ses gelmeyince tekrar sordum "Bana tehdit notu bırakma ihtimalin yüzde kaç acaba?"
Birden ayak bileğimin tutulmasıyla çok yüksek bir çığlık attım. El geri çekilirken yerde bir kağıt vardı.
"Seni... Lanet olası testere sandım!"
Yine de yere eğilip kağıdı aldım. Kalbim şimdi atmıyor, bu daha iyi.
'Abini ne kadar seviyorsun?-X'
"Jimin bu sen misin? Bak yine aynı şeyi yapıyorsan seni vururum. Hem o bir kere olur, ayrıca o zaman korkudan ağlarken sümüğüm aktığı için benimle alay etmiştin. Bu sefer aynısı olmayacak çık hadi kabinden."
Ses gelmedi.
Tanrım lütfen aptal Jimin olsun!
Aşağıdan tekrar bir not geldi 'Kes saçmalamayı. Abini ne kadar seviyorsun?-X'
Bu kesinlikle Jimin değil, kesinlikle Jimin değil!
"Çok seviyorum." dedim sadece.
Ve tekrar bir not geldi 'Onun için ölür müsün?-X'
"Elbette ölürüm, sen ne-?" arkamdan ağzıma kapanan elle birden bağırmaya çalıştım. Ama bu el engel oldu.
Kabin hızla açılırken içeriden çıkan kişiye baktım. Siyah kapşonu, siyah pantolonu, siyah ayakkabıları ile simsiyah birisiydi. Arkamda ki ise... Ne bileyim ben arkamda gözüm mü var?
Çırpınmaya çalışırken arkamda ki kişi beni daha da sıkı tuttu.
Elini hızla çektiğinde rahatladığımı hissettim ama bu his kısa sürdü. Ağzıma kapanan başka şeyle tekrar çırpındım, bir bez. Lanet olası bir bez!
Beni bayıltıp cesedimi köpek balıklarına yedirecekler!
- - -
Uyandığımda, ki buna uyanmak denirse, kendimi beklediğim yer okulun iğrenç deposu değildi. Hayır kantin deposunda değilim, bodrumda ki su borularının ve okulun gözde farelerinin mekanı olan depodayım.
Yerimden kalkmaya çalıştığımda bileğimi çeken şeyle duraksadım.
Tanrım lütfen düşündüğüm şey olmasın, lütfen olmasın, lütfen olmasın, hayır olamaz bu düşündüğüm şey, cidden düşündüğüm şey, bileğimden bir kelepçeyle su borusuna bağlanmışım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulletproof: X [BTS+Yoongi] ✔️
FanfictionSize olayın ne ara bu hale geldiğini anlatamam ama bu hale gelmesini sağlayan ana karakterleri anlatabilirim. Park Jimin, benim biricik abim, kıskançlığın sözlükteki diğer anlamı. Kendisi bir ara sokakta bıçaklandı. Kim Taehyung, onu bıçaklayan kiş...