"Tamam olaylar çok karışık. Herkes kendini tanıtabilir mi?" dedi SeokJin oturduğu yerden. "Beni duydunuz, ben SeokJin. Gazetecilik bölümü öğrencisi, son sınıfım."
"Ben Jungkook, bende bilgisayar mühendisliği okuyorum."
"Ben Hoseok, bende edebiyat bölümü öğrencisiyim. Ve tekrar söylüyorum görgü tanığıyım."
Sıra bana geldiğinde uflayarak konuşmaya başladım "Ben YeonHa, şu oğlan benim abimi bıçakladı. Bu kadar."
Taehyung oturduğu yerde gerilirken ona sinirliydim. Sonuçta abimi bıçakladı!
"Ben Jimin, onun abisiyim. Kendisi tüm çıkma tekliflerine kapalı bunu belirteyim."
Jimin'e sinirle baktım.
"Ben NamJoon, Jimin'in arkadaşıyım."
Hepimiz dönmüş Yoongi'ye bakıyorduk, o ise sanki biz ciddi değilmişiz gibi yüzümüze bakıyordu. Uflayarak o da konuştu "Bende Yoongi,"
"Sonuna vahşi bir psikopatım diye eklemedin ama?" dedim sinsice gülümseyerek.
"Şöyle şirin şirin gülümseme bak etkilenecek falan beni uğraştırma!" Jimin'in söyledikleriyle hızla ona döndüm.
"Şu odunluğunu ne zaman bırakacaksın acaba Ren Geyiği?" dedim alayla. Ama utanmıştım da! Odun Jimin!
"Şimdi bence Taehyung'u dinleyelim." SeokJin tekrar konuştuğunda bakışlarım Yoongi'deydi. Bıyık altından gülüyor gibiydi.
"Tamam her şey iki ay önce başladı. Birinden tehdit mesajları almaya başladım."
"Seni neyle tehdit etti?" dedi Hoseok merakla.
"Önceleri zarar vermekle, ilk başlarda inanmadım ama sonra..." biran duraksadı "Sonra birileri ara sokakta sıkıştırıp beni dövdü, yine de dediğini yapmadım. Sevdiklerime zarar vereceğini söylediğinde inanmadım ama Yoongi'ye arabayla çarptıktan sonra bu kişi her kimse deli olduğuna emin oldum."
"Ne? Sana araba mı çarptı?" NamJoon merakla araya girdi, eh sonuçta tıp öğrencisi. Yoongi ise kafasıyla onayladı "Bir kaç gün hastanede yattım önemli bir şey yoktu."
"Yine de dediklerini yapmaya karar verdim. Zaten Jimin'i yakaladığım güne kadar Yoongi'nin haberi yoktu. Önce benden ufak şeyler istedi. Okulda ki birinin dolabına alkol koymak gibi. Sonra büyüdü. En son Park Jimin'i öldürmemi istedi. Yoksa... Kız kardeşime ve Yoongi'ye zarar vereceğini söyledi."
"Kız kardeşin mi var?" Şimdi de Jimin'in dikkatini çekmişti.
Taehyung kafasıyla onayladı. Kahverengi saçları ahenkle sallandı diyebiliriz. Önemli bir bilgi; Odada bulunan yedi erkeğin yedisi de Yunan Tanrısı gibi. İnsanın baktıkça bakası geliyor. Tabii bunu abime karşı başka bir kız düşünürse onu okulun lavabosunda asar ibretlik yaparım o ayrı.
"Dokuz yaşında, ailemle kalıyor. Ona zarar gelmemesi için her şeyi yaparım. O gün seni takip ettim. Aslında seni defalarca bıçaklayarak öldürmem lazımdı ama bir kereden sonrasını yapamadım. Ben katil olamam." Taehyung'un sesinde ki çaresizlik elle tutulabilirdi.
Jimin'in bakışlarından her şeyi anladım. Kendini Taehyung'un yerine koyuyordu. Çünkü o da aynısını yapardı. Benim için birini öldürebilirdi, tıpkı benim onun için yapabileceğim gibi.
Ama dikkatimi çeken başka bir şey vardı. Defalarca bıçaklayarak öldürmek mi? Nasıl bir vahşi bunu söyleyebilir? Benim dünyalar tatlısı, aşırı kıskanç, abimin kime bu boyutta bir zararı olmuş olabilir ki? Ağlama isteğimi bastırdım. Eğer Taehyung o gece denileni yapsaydı abim şuan burada değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulletproof: X [BTS+Yoongi] ✔️
FanfictionSize olayın ne ara bu hale geldiğini anlatamam ama bu hale gelmesini sağlayan ana karakterleri anlatabilirim. Park Jimin, benim biricik abim, kıskançlığın sözlükteki diğer anlamı. Kendisi bir ara sokakta bıçaklandı. Kim Taehyung, onu bıçaklayan kiş...