Şaşkınlığımı atıp peşlerinden içeri girdim. Ya da kapıda bıraktım. Çünkü bu şoku bir süre atlatabilecek gibi değilim.
"Sen burada yatabilirsin, Yeon diğer odada kalır. Olur mu?" Jungkook bana dönüp onay bekledi. Kafamla onayladım ve sorguya geçtim.
"Sen niye burada kalıyorsun?"
Yoongi omuz silkip eliyle saçlarını karıştırdı. Eğer bu beni elemek için bir hamleyse, başarılı oluyor.
"Çünkü ben rica ettim. Yani burada kalacaksın ve etrafta bir psikopat var. Ne olur ne olmaz, sporda iyi olduğum söylenemez." dedi Jungkook. Bu onun başının altından çıkmış anlaşılan.
"Cevabını aldıysan eğer," Dedi bilmiş Yoongi ve kendini koltuğa attı.
"Gel senin odanı göstereyim." Jungkook yanıma gelip Yoongi'nin bıraktığı çantayı aldı. Yoongi ise umursamazca telefonuna bakıyordu. Gözün kopsun o zaman!
Jungkook'un evinin farklı bir tasarımı vardı. Tabii ev demekte olmuyor.
Beni daha önce girmediğim bir yere götürdü.
"Burada kalabilirsin." odaya ağzım açık baktım.
"Burası senin odan değil, değil mi? Yerinden etmek istemem." dedim merakla. Çünkü oda çok iyiydi.
"Ah hayır ben üst katta kalıyorum. Burada genelde Jin hyung kalır. Ben çıkayım sen yerleş." tam çıkacakken durdu "Bu arada dolapta bolca yiyecek var, odada duş yok maalesef ama hemen yan tarafta ki kapı banyo. Ben orayı kullanmıyorum tek başına kullanabilirsin."
Teşekkür ettiğimde odadan çıktı. Bende odanın güzel atmosferine kapıldım.
Kocaman, gerçekten kocaman ve yüksek bir yatak vardı. Yatağın üstüne bir sürü yastık ve yumuşacık olduğu belli bir örtü örtülmüştü. Yerler komple halıyla kaplanmıştı ve buluta basıyormuş gibi hissediyordum.
Duvarda büyük bir televizyon vardı, arkasına ise deniz manzaralı bir duvar kağıdı kaplanmıştı. Küçük bir kitaplık, bir gardrop, bir masa ve kocaman bir ayıcık bile vardı.
Odanın atmosferini ise duvarda duran siyah perde sağlıyordu. Gidip perdeyi açtım. Gördüğüm şey kocaman bir cam oldu ama cam deponun boşluğuna bakıyordu. Karşımda direk başka bir duvsr vardı. Tekrar perdeyi kapatıp eşyalarımı düzenledim. Çok yerleşmeme gerek yoktu.
Aslında burada kaldığım süre boyunca Jungkook ve hatta Yoongi'yi araştırabilirim. Sonuçta onlara güvenmemi gerektiren bir şey yok.
Ama bir yanım bana evini açmış bu çocuğa ihanet etmekte istemiyor.
Yatakta oturup Laptopumu açtım.
Biraz araştırma yapmanın vakti geldi.
Tek tek herkesin ismini girdim. Jung Hoseok, Kim SeokJin, Jeon Jungkook, Kim Taehyung, Min Yoongi.
Biri dışında diğerlerinin bir kaç sosyal medya hesabı vardı. Özellikle Hoseok twitter, Jin instagram da aktifti. Jungkook'un da bir twitterı vardı ama aktif değildi.
Hoseok genel olarak yazarları takip ediyordu. Jin'in twitteri ise full haber doluydu ve sıkı bir kitlesi vardı.
Yoongi dışında hepsi hakkında bir şeyler buldum. Onun hakkında en ufak bilgi yoktu. Garip bir şekilde spor salonunu bile bulamadım. Ya çok gizliydi ya da bunda başka bir şey vardı.
Öğleden sonra ki dersim için hazırlanıp içeri gittim. Yoongi ve Jungkook teknoloji bağımlıları gibi kafalarını gömmüşlerdi.
"Ben çıkıyorum!" Dedim bağırarak. Yoksa dikkat çekecek gibi değildim. İkisi de aniden sıçrayarak bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulletproof: X [BTS+Yoongi] ✔️
FanfictionSize olayın ne ara bu hale geldiğini anlatamam ama bu hale gelmesini sağlayan ana karakterleri anlatabilirim. Park Jimin, benim biricik abim, kıskançlığın sözlükteki diğer anlamı. Kendisi bir ara sokakta bıçaklandı. Kim Taehyung, onu bıçaklayan kiş...