"Yeon cidden, yataktan çıkmayacak mısın?" NamJoon'un sesiyle yorganın altına daha da girdim.
Elbette çıkmayacağım.
Yorganı üzerimden kaldırınca, yatağın içinde top gibi olmuş beni gördü.
"Jimin aradı, rapor işini halletmişler. Jungkook'un şu gizemli kaynakları yardımcı olmuş."
Bir şey demeden yatmaya devam ettim.
"Sen de en azından yorganın altından çıkıp, evin içine adım atabilirsin?"
Yatakta oturur hale geldim. Ama manzara şöyleydi; saçı başı dağınık, pijamaları üstünde, yatakta bağdaş kurmuş, omuzları düşük bir kız.
Bir yıkıktım.
"Benim şimdi gitmem lazım, Hoseok içeride. Yarım saate dönerim. "
Doğru ya bir sürü bakıcım var.
Benimle vedalaşıp odadan çıktı. Kendimi tekrar yatağa bırakmak istesemde, yatmaktan uyuşmuştum cidden. Yataktan çıkıp pofuduk terliklerimi giydim. Saçlarımı tekrar topladım, bir eşofman takımı giydim. Ve içeri gittim.
Hoseok koltuklardan birine oturmuş, bir kitap okuyordu. Beni görünce kocaman gülümsedi.
"Günaydın!"
Resmen ışık saçıyor.
"Sana da,"
Koltuklardan birine oturup bacaklarımı kendime çektim.
"SeokJin ve Jungkook hala etraftaki kameralardan eve kimin girdiğini bulmaya çalışıyor, Jungkook cidden çok yetenekli çocuk. Civardaki bütün kameraları hacklemiş resmen!"
Herkes tüm işini bırakmış, bu işe odaklanmıştı. O gece eve girenlere dair iz yoktu. İki gün olmuştu bile. Evden çıkmıyorum, zar zor acıkıyorum, okula gitmiyorum...
Jimin ile yaptığımız ciddi konuşma sonunda, şuan psikolojimin okula ya da başka odaklanma gerektiren bir işe uygun olmadığına karar verdik. Jungkook'da sağolsun tüm kaynaklarını kullanıp bana özel bir rapor almıştı.
Bir tek Yoongi yoktu.
Onu da ben görmek istemiyorum zaten. O gece birden belirip Jimin ve diğerleri gelene kadar yanımda durmuştu. Tabii o ara gerçekten aklım yerinde değildi. Biraz düzelince onu kovmuştum.
"Hadi biraz televizyona bakalım," Hoseok neşeyle televizyonu açtı.
Birkaç kanal geçip birinde durdu. Kanalda haberler dönüyordu. Ve yine Yoongi'nin yüzü vardı. Hoseok aceleyle kanalı değiştirmeye kalktı ama onu durdurdum.
"Değiştirme!"
Ekrandaki sese odaklandım "Min Holdinglerinin genel başkanı, Min Bonhwa düğün tarihini ve oğlu Min Yoongi'nin şirketin başına ne zaman geçeceği ile ilgili bir röportaj verdi."
Ardından ekrana o gün gördüğüm siyahlar içindeki asil kadın çıktı. Kalbim sıkıştı. Söyleyeceği şeylerden ölümüne korkuyordum.
"Düğün tarihini önümüzdeki hafta düşünüyoruz. Rose aile arasında, küçük bir düğün olmasını istiyor. Yoongi'de bundan yana tabii."
Muhabirlerden birisi söz hakkı aldı "Bay Yoongi ve Bayan Rose ne zamandır görüşüyorlar?"
Bayan Min yüzüne sıcak bir gülümseme yerleştirdi, utangaç bir tavırla başını eğdi "Yaklaşık iki yıldır aralarında bir ilişki varmış. Biz biraz geç öğrendik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulletproof: X [BTS+Yoongi] ✔️
FanficSize olayın ne ara bu hale geldiğini anlatamam ama bu hale gelmesini sağlayan ana karakterleri anlatabilirim. Park Jimin, benim biricik abim, kıskançlığın sözlükteki diğer anlamı. Kendisi bir ara sokakta bıçaklandı. Kim Taehyung, onu bıçaklayan kiş...