"Alim" derken işveme eşlik eden sahte kızgınlık söylemim ile boğazını temizler gibi gülmüştü gri gözlüm.
Unuttuğumuz bir şey vardı... Radarlarını bize odaklamış, gözlerini gözlük camları ile parlatmış bir adet kız babası...
"Elif." diye sesini yükseltmeye yeltense de becerememişti yakışıklım. "Kızım biz bu adamı Antalya'da bırakmadık mı?"
"Babacığım, şimdi bu adam Antalya sıcaklarına dayanamamış kaçıp İstanbul'a gelmiş."
"Yaz sıcağına katlanmış da, güzüne mi dayanamamış?"
Nasılda belliydi benim babam... Adamın akıl hızına ben bile yetişemiyordum.
"Yazın erimiş, kışın da dondurma niyetine yeneyim diye yanıma gelmiş."
"Yuh, beni yalama planları mı yapıyorsun?"
Aman tanrım! Konu gri gözlüm olunca mantıklı düşünmek pandadan takla atmasını istemek gibi bir şeydi. Resmen babacığım ben Alimi dondurma niyetine görürken sende kalpten git demiştim. Olacak iş miydi?
"Alim ya, köstek olacağına azıcık destek olsan... Burada çırpınırken iyice batıyorum, sende öylece köşeden izle."
Yarım ağız ile söylediğim gri gözlümün kulaklarına bile zor ulaşırken, Alimin o iş bende bakışı ve öne bir kaç adım atışı ile derin bir oh çektim. Bakmaya korktuğum tontoşuma attığım ürkek bakışım, korkularımı bir kez daha yellemişti. Adamın gözünde gözlük olmasına rağmen kıstığı o gözleri, 'tansiyonum çıktı, sinirden gözüm görmüyor hayırsız evlat.' bakışıydı.
"Efendim müsaade ederseniz ben size her şeyi izah edeceğim."
"Evet evet, babacığım Alim her şeyi açıklasın sana."
"Elif bir sus!" dedi aynı anda ikisi birden.
Zıt karakterli iki erkeği aynı paydada buluşturmanın bir yolunu bulmuş olmanın mutluluğunu mu yaşasaydım, yoksa hayatıma dâhil olan iki yakışıklı tarafından susturulduğuma mı üzülseydim bilemedim? Neydi bu erkeklerin benim güzel dilimden ve ondan çıkan güzel sözlerimden istedikleri?
"Umarım mantıklı bir açıklaman vardır delikanlı?" dedi babam ciddiyetle bir kaç adımda gri gözlüm, baklava dilimlim, demir yumruğumu bulurken.
"Aslında bu şekilde karşınıza çıkmak istemezdim. Daha makul bir koşulda, daha uygun şartlarda yanınıza gelmek elbetteki aklımdaydı. Fakat sizin bana olan tavrınızı kırmam için biraz zamana ve düşünemeye ihtiyacım vardı. Tabi bir de Elif ile sağlam bir bağ oluşturmam gerekiyordu ki, emin bir şekilde karşınıza dikileyim."
Şaşkınlık ile ağzım bir karış açık bir şekilde Ali'min sözlerini dinlerken, benden daha uzun konuşurken, daha mantıklı cümleler kuruyor olmasına hayran kalmıştım. Bu adam resmen benim için doğmuş, annesi hamurunu benim için itina ile yoğurmuştu. Ayrıca şu Elif ile oluşturulan sağlam bağ kesinlikle dudaklardan geçiyordu. Ten tene sulu sulu değmiş, tiksinme bir yana şehrin elektrik akımı evlat edilinmişti. Bundan ala bağ mı vardı?
"En son senin yanında iken kızımı karakollardan topladım genç adam. O makul koşullar o gün itibari ile yerle bir oldu."
Ah bir de bilse bugün başıma gelenleri... Bir takım orman kaçkını tarafından kaçırılarak, topuklu katliamına şahit olduğumu ve bu yüzden psikolojimin bir süre yerine gelemeyeceğini...
"Haklısınız, fakat o olay bizim için de sıradan bir durum değildi. Kendini bilmez bir takım serserinin saldırısına uğradık, tamamiyle mağdur olan biziz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demir Yumruk
HumorMizah içinde #1 Her bir yumruk inerken bir başka bedene, onun yüzüne aldığı her bir darbe benim yüreğime inmişcesine acı veriyordu. Normal olan bu muydu yoksa normalden uzak bir hayatın ortasına mı sürükleniyordu kalbim? Kimdi, neydi bu adam? Yumr...
