37. Öleyazmak

22.9K 1.3K 221
                                    

Aqua Barbie Girl = Şarkı çok eski ama efsanelerden.

👊👊👊👊👊👊

"Büyüsünde uyusun ninni, tıpış tıpış koşsun ninni. Eee eee eee eeeeeeehhh be, olmuyor işte olmuyor. Uyumuyor bu çocuk."

"Uyumaz tabi gelin hanum. Babasını hapise atturan ananın ayağında nasıl uyusun o bebe."

"Adam daha biz evlenmeden hapise girdiyse biz ne ara yaptık bu çocuğu?"

"Ha bir de utanmadan bana soriyi. Demek ki tohumunu fırına vermiş de öyle bulamuş elini kana benim evladum. Ha söyle kan ayaklı onu da ben mi diyeceğim sana. Yediğin pokun tadını bileysun da zamanunu bilmey musun?"

Kafamda deli sorular, başımda iğne uçlu sözlerini roketsavarla üzerime yollayan bir kaynana ve ayağımda ağlamaya ara vermeyen bir bebek... Hayır her şeyi geçtim bebeğin gözleri aynı Alim, mızmızlığı aynı ben... Biz Alim ile ne zaman o mercimeği fırına itelemiştik de, görsel özelliğini ondan, ruhsal katliamını ise benden almıştı? Karnıma yerleşen bir canlıdan bile bihaberken, ne ara doğurmuştum. Peki ya göğüslerim sarkmış mıydı? Göbeğim çatlakla dolmuş muydu? Ay benim topuklularımda gitmişti.

Biri beni tutsun bayılacağım...

👊👊👊👊👊👊👊👊

Nefes nefese doğrulduğum yatakta, derinden koca bir nefes alırken elim alnıma gitti. Hayatında terlemeyi bir tek saunada yaşayan ben, ter kan içinde kalma deyimini kabus içerikli rüya ile keşfetmiştim. Ağzımdaki kuruluğu gidermek için komodinin üzerinden aldığım suyu kafaya dikmeden önce, baş parmağımı damağıma götürerek korkumu giderme çabasına giriştim. Korkunun sebebi ise kesinlikle Alim ve hapis ikilisi değildi. Tek sebep ev kadınlığına hazır olmak bir yana, evsel herhangi bir cümleye tabi tutulmaktan korkarken, bir adet kayınvalide ve hiç susmayan bebekle başa çıkma çabamdı.

Hızla doğrulduğum yataktan aynı hızla kalkarken, ellerim ile saçlarımı geri verdim. Bir taraftan ne giyeceğime karar vermeye çalışıyor, diğer taraftan da aylar önce Cenk kişisini insandan sayıp Alimi darptan bir gece nezarethanede tutmalarının etkisini üzerimden atmaya çalışıyordum. Adamı biraz kıskandıralım derken katil etmenin eşiğinden kıl payı dönmüştüm.

Bundan sonra kıskandırmak mı? Topuklularımı kendi ellerimle kırmak nasip olsun ki tövbe...

Çok büyük yemin etmiştim. Bebeklerim üzerine kendi kendime söz vermem bir yana bunu Alime bile dile getirmiştim. Ne derlerdi bilirsiniz... Yolundan dönenin topuğu kırılsın. Her halükarda gidecekti o topuk, tam da bu yüzden uslu kız olma kararımı kesin kez vermiştim. Tabi gri gözlüm, baklavalım, Alim de öküzlükten terfi edeceğine dair söz vermişti. Koşullara bakarsak onunkisi benim tutacağım sözden daha ağırdı. Malum adamın ruhuna kadar işleyen öküzlüğünü evcilleştirmesi biraz zor olacaktı.

Giyinip aşağı inerek hazır olan kahvaltı sofrasına oturdum. Her zamanki gibi bir elinde gazetesi öbüründe çay bardağı olan babamın, tribal enfeksiyon döneminde olduğunu bildiğimden sessizce kahvaltımı ediyordum. Gözleri gözlüklerinin üzerinden arada bir bana kayan babamın bir açıklama beklediğinin farkında olarak ağzımdaki lokmayı yuttum ve cici kız bakışlarımı takındım.

"Babacığım."

"Efendim." diyerek elindeki gazeteyi masanın üzerine bıraktı.

Demir YumrukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin