Multi Medya'da Bella var.
‘’Bayan Stone lütfen. En azından bu seferlik başkasını bulsanız?’’ Ellerimi birleştimiş, yavru köpek bakışlarım eşliğinde okul müdiresine yalvarıyordum. Ne yani? Bu iş için başka birini bulamaz mıydı?
‘’Olmaz Bella. Öğrenci birliğindeki herkes sırasıyla bunu yapmak zorunda.’’
‘’Ama-‘’
‘’Öğle arasında odamda olun Bayan Knight. Konu kapanmıştır.’’ Sıkıntıyla nefes vererek kafamı salladım ve ayaklarımı sürüyerek Bayan Stone’un odasında çıkıp kapıyı kapattım. Öğle arasına iki ders kalmıştı. İki ders sonra yeni gelen bir öğrenciye tüm okulu gezdirecektim. Hayır, nereden girdim ki öğrenci birliğine? Aklım neredeydi? İlk başlarda havalı gibi gözüküyordu. Ama sonradan yaptığım hatanın farkına vardım ve ne yazık ki geri çıkamadım.
Uzun koridordan geçerek sınıfıma girdim. Her zamanki gibi beni fark eden olmadı ve en arkadaki cam kenarı sırama geçtim. Liseye başladığımdan beri sınıfın görünmezini oynuyordum. Kimsenin umurunda olmayan, zavallı ve ezik. Bu okulda kendime yakın gördüğüm bir kişi bile yoktu. Kızlar, bir karış etekleriyle kıvırtarak yürürken arkasından salyası akmış bir şekilde bakan erkeklerin olduğu bir okula kayıt yaptırmam hayatımın en büyük hatasıydı sanırım. Hepsi seks düşkünü aptal ucubelerden farksızdı ve böyle bir arkadaş, isteyebileceğim son şey bile olmazdı. Bu yüzden buna fazla takılmıyordum. 3 senedir yalnız olduğum bu okulda, 1 sene daha idare edebilirdim. Ön sıramda öpüşen ikili, edebiyat öğretmeninin gelmesiyle işlerine ara verdi ve bu saçma görüntüden kurtulduğuma şükrettim.
***
Öğle arasına girdiğimizi belirten zil çalınca miskinlikle yerimden kalktım ve yavaş adımlarla Bayan Stone’un odasının yolunu tuttum. Acaba yeni gelen nasıl biriydi? Kız mıydı, erkek mi? Belki de benim gibi kendi halinde bir kızdır diye düşünerek kendimi teselli etmeye çalıştım. Ama bu tesellim müdirenin odasının kapısını açmamla son buldu.
‘’Bella? Neden orada duruyorsun?’’ Ah, Tanrım hayır. Neden ben? Neden bu okuldaki herhangi bir sürtük değil de ben? ‘’Bella.’’ Bayan Stone’un uyarıcı sesiyle birlikte içeriye girip kapıyı kapattım ve yeni öğrencinin yanına ilerledim. Arkası bana dönüktü ve yüzünü göremiyordum. Bunu pek umursadığım da söylenemezdi zaten. ‘’Bella, bu genç adam Harry. Kalan 1 yılı burada geçirecek. Onun bu okuldaki ilk arkadaşı olduğundan iyi geçinmeye çalışın.’’ Bana diktiği gözlerini masadaki kağıtlara çevirerek eline bir kağıt aldı ve benim elime tutuşturdu. ‘’Harry, Bella’yla aynı sınıftasın. Bella, sana okulu gezdirmesi için görevlendirdiğim öğrenci. Herhangi bir sorun olursa bana gelebilirsin.’’ İsminin Harry olduğunu öğrendiğim çocuk başını sallayarak arkasını döndü ve odadan çıktı. Ben de onun arkasından odadan çıkarak kapıyı kapattım. Kapının yanında beni bekliyordu. Yanına gidince onu izleme fırsatını yakaladım. Kahverengi kıvırcık saçları, zümrüt yeşili gözleri ve biçimli koyu pembe dudakları vardı. Üstünde siyah dar pantolon, siyah botlar ve yine siyah düz bir tişört vardı. Kollarında dövmeler vardı, ama bu onu garip bir şekilde çekici gösteriyordu.
‘’Beni dikizlemen bittiyse gidebilir miyiz artık?’’ Boğuk sesi kulaklarıma dolduğunda bakışlarımı gözlerine çevirdim.
‘’Öncelikle ben Bella. Bella Knight.’’ Sağ elimi ona doğru uzatım cevap vermesini bekledim.
‘’Harry Styles.’’ Benim aksime ellerini iki yanında sallandırınca çenemi sıkıp ona uzatmış olduğum elimi indirdim. Anlaşılan işimiz zor. Ama bu beni yıldırır mı? Asla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIFFERENT [DEVAM ETMEYECEK]
FanfictionKendi masumluğunda hayatını süren bir kız... Ve masumluğun karanlıkla kaplanmış hali bir erkek, bir katil. O kadar farklılar ki... Bir o kadar da aynı. "Ben bir bataklığım, sen ise dal parçası. Ve sadece üç yol var. Eğer o dal parçası beni bataklıkt...