Bölüm 2- Ajanlık

497 67 8
                                    

Multi Medya'da Charlotte var.

‘’Bana kendini anlat. Hayatını. Bu okula geliş nedenini. Her şeyi anlat.’’ Birkaç saniye anlamsızca bana baktı. Sonunda ağzını aralamayı başardığında arkama yaslanıp ona dikkat kesildim.

‘’Anlatılacak bir şey yok. Annem ve babam bir trafik kazasında öldü. Bu okula geliş nedenimse… Bir önceki okulumdan atıldım. Hepsi bu.’’ Hiç düşünmeden sıradaki soruma geçtim.

‘’Neden okuldan atıldın?’’

‘’Bu neden seni bu kadar ilgilendiriyor?!’’ Ani çıkışıyla yerime sindim. O çok kabaydı. Sadece bir soruda bile bu kadar sinirlenen bir yapısı vardı. Ama asıl olay bu değildi. Bir şey saklıyordu. Okuldan atılma nedeni her ne olursa olsun pek masum bir şey değil gibi görünüyordu. Eğer olsaydı, bu kadar tepki vereceğini düşünmüyordum.

‘’Sadece küçük bir soru. Neden bunu bu kadar büyütüyorsun? Sakladığın bir şey mi var?’’ Sinirle soluyup alev fışkıran gözlerini üzerime dikti.

‘’Sakladığım bir şey falan yok. Sadece bu kadar meraklı olan insanları sevmem.’’ Sıkıntıyla nefes verdikten sonra bakışlarını donuk hale getirdi. ‘’Müdürün arabasını aldım ve kaza yaptım.’’ Ah, hadi ama! Buna inanacağımı mı düşünüyor?

‘’Pekala. Sorularım bitti.’’ Küçük yalanını yuttuğumu sanınca biraz gevşedi. Tabii ki de yutmamıştım. Sadece üstüne gitmiyordum. Şimdilik.

Tostunu insan üstü bir zaman diliminde bitirerek bana bakmaya başladı. Ben de kalan son parçayı ağzıma atarak ayağa kalktım. Bir şey demeden yürümeye başladım. Arkamdan gelen ayak sesleri benimle birlikte geldiğini kanıtlıyordu. Kolumu kaldırıp bileğimdeki saate baktığımda zilin çalmasına 5 dakika kaldığını gördüm. Sınıfıma –ya da ‘’sınıfımıza’’- giden uzun koridoru yürüyüp sınıfa girdik. Fazla kişi yoktu. Genelde herkes son zil sesine kadar bahçede otur, veya kütüphanede dedikodu yapardı. Evet, kütüphane bizim okul için dedikodu merkezi gibi bir şeydi.

‘’Vay, Bella sonunda birini bulmuş.’’ Diye bağırıp dalga geçen David’e bakıp gülümsedim.

‘’Ah, böyle düşünmene üzüldüm. Aslında Harry’yi senin için bulmuştum. Beğenmediysen başka bir erkek de bulabilirim senin için.’’ Arkadan gelen kahkahaları umursamadan sırama geçip oturdum. Harry de yanıma oturunca su aygırına tecavüz eden bukalemun görmüş gibi ona baktım.

‘’Kendine başka bir yer bul.’’

‘’Burayı beğendim. Görünüşe göre yanın boş.’’

‘’Hayır, sadece arkadaşım bahçede. Birazdan gelir. Oturduğun yer boş değil.’’ Alayla bana baktı.

‘’Bu dediğine kendin inanıyor musun?’’ Sıkıntıyla nefes verip önüme döndüm. Cevap vermemek en iyisiydi. Çünkü birazdan zil çalacak, sınıf dolmuş olacak ve benim yanımın boş olduğu gerçeği ortaya çıkacaktı. Daha fazla batırmak istemiyordum.

İkinci zilin çalmasıyla sınıf yavaş yavaş dolmaya başladı. Sınıfa giren bütün kızların bakışları ilk beş saniye boyunca Harry’de takılı kalıyordu. Ama en azından herhangi biri yanına yaklaşıp sulanmıyordu. Sınıf tamamen dolduktan birkaç saniye sonra coğrafya dersi için Bayan Sarah sınıfa girdi.

***

Son zilin çalmasıyla eşyalarımı çantama tıkıp sıradan kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Tek isteğim bir an önce eve varabilmekti. Ciddi anlamda yorgundum ve kafamın içinde birbirine giren düşüncelerim başımın ağrımasına neden olmuştu. Adımlarımı hızlandırarak çoktan geride bıraktığım sınıf kapısından daha da uzaklaştım ve okulun dış kapısından çıkarak temiz havayla derin nefes aldım.

DIFFERENT [DEVAM ETMEYECEK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin