Bölüm 19- Acı (Part I)

307 41 11
                                    

İthaf Listesi

@crndrn_19

@beyzaayldrm

@5littlemen

@wooespinosa

@iamaconed

@gizemgazi125

Yorum ve oylar için teşekkürler, iyi okumalar!

Saçımda hissettiğim hareketlilikle gözlerimi kırpıştırarak araladım. Harry, sağ dirseği üzerinde durmuş bir şekilde hafifçe gülümseyerek saçımla oynuyordu. Güneş tam arkasından vurduğu için çok daha güzel gözüküyordu. Ben bu kadar mükemmel olan bir varlığı nasıl hak etmiştim? Bu kadar mı iyi bir insandım? Onun o çimen yeşili gözlerindeki parıltıyı ne yapıp da kazanabilmiştim? O çok güzeldi, fazla güzeldi. Hak etmeyeceğim türden biriydi.

''Günaydın melek.''diye mırıldandı. Hafifçe gülümseyerek gözlerimi daha da açmaya çalıştım.

''Günaydın şeytan.'' Yaptığım göndermeye yüzünü buruşturunca küçük çaplı bir kahkaha attım. Alınmış gibi yaparak gözlerin, kıstı.

''İltifatın için teşekkürler Bella.'' Omuz silkerek sırıttım.

''Her zaman.'' Onunla bu şekilde olmayı seviyordum. Birbirimize göndermeler yapıyorduk ve bu da bizi diğer sıkıcı ilişkilerden daha uzak tutuyordu. İlişki demişken... Bizim ilişkimiz gerçekten garipti.

-Dün Gece-

''Çok hızlı atıyor.'' Diye fısıldadım kendime engel olamayarak.

''Senin sayende.'' Diye fısıldadı o da benim gibi. ''Birazdan diyeceğim şeyleri iyi dinlesen iyi olur, çünkü bir daha diyemeyeceğimden emin olabilirsin.'' Kafamı hafifçe sallayarak tüm dikkatimi ona verdim. ''Ben... ilk kez böyle hissediyorum. İlk kez birini korumak için, ona zarar gelmesini önlemek için çabalıyorum. İlk kez birini bu denli kıskanıyorum. İlk kez birinin gözlerine baktığımda kendimi buluyorum. İnatçı, asi, bazen sinirli ve çok da cesur. İlk kez birine bu kadar değer veriyorum. Annemden sonra ilk kez bir kadına bu kadar çok bağlandığımı hissediyorum. Ben ilk kez birine karşı bu kadar yoğun duygular besliyorum ve karşılık alamamaktan çok korkuyorum. Hiçbir şeyden korkmadığını düşünen ben, şimdi seni kaybetme düşüncesiyle korkudan deliye dönüyorum.'' Titrek bir nefes alarak yavaşça gözlerini kapattı. ''Ben seni kaybetmek istemiyorum.''

Ne düşüneceğim ya da ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Beynim sanki erimiş ve dışarı akmıştı. Düşünce kabiliyetimi tamamen yitirmiş gibiydim. Az önce resmen bana değer verdiğini ve beni kaybetmekten korktuğunu kendi ağzıyla söylemişti!

''Bir şey demeyecek misin?'' diye mırıldandı, çaresizlik barındıran ses tınısıyla. Gözleri hala kapalıydı ve benim gözlerimse son derece saçma bir şekilde dolmaya başlamıştı.

''B-ben...''

''Biliyorum, benden hoşl-''

''Şimdi söyleyeceğim şeyi iyi dinlesen iyi olur, çünkü gözlerinin içine bakarken bunu söyleyebileceğimi sanmıyorum.'' Diye fısıldadım aynı onun bana dediği gibi. Dudaklarımı ıslatarak gözlerimi kapattım. ''Seni seviyorum.''

Ben ona 'seni seviyorum' demiştim, ama o bana bunu söylememişti. Gerçi o çok daha büyük itiraflarda bulunmuştu. Belki de fazla bencildim. Yine de bu iki kelimeyi ondan duymak bende bambaşka bir etki uyandırırdı. Eminim zamanı geldiğinde söyleyecekti. Telefonumun melodisiyle irkilerek hayal dünyamdan çıktım ve komodinde titreşerek çalan telefonumu elime alarak ekrana baktım. Anna. Ekranda parmağımı kaydırarak telefonumu kulağıma götürdüm.

DIFFERENT [DEVAM ETMEYECEK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin