İyi okumalar...
Zarfın üzerine yazılı isminde oyalandı gözleri.Nedensizce içindeki huzursuzluk katlanmıştı.Böyle ne kadar devam edeceğini bilmiyordu.Bir bilinmezliğin içerisinde savrulmak acıdan başka bir şey getirmiyordu.
Zarfı ani kararla masaya bırakıp,elleriyle yüzünü kapattı.
"Allah'ım sen yardım et."dedi çaresizce.
Cılız çıkan sesiyle çenesi titredi,bir hıçkırık arsızca firar etti dudaklarından.
Zifri karanlığın bir sonu olmalıydı.
Nane molla yüreği bir nebze olsa da huzur bulmalıydı.Ya geç,ya da erken...
Ama elbet bir gün...Hakikatler ortaya döküldüğünde,geçmiş tüm sırlarını ortaya serdiğinde elbet ılık bir meltem yürekleri okşayacaktı.
Ama şimdi hüzün vaktiydi.En önemlisi de sabr...
"Gülyare..."
Şefkat barındıran ses kulaklarına iliştiğinde,tebessüm etti genç kız.
"Abi."dedi ayaklanırken.Musab kardeşinin ani haraketlerine karşı gülümsedi.Küçük kardeşinin yüzündeki tebessümü görmek bile mutlu ediyordu kendisini.
"Nerdeydin abi.Merak ettim seni."
"Dayım gelmiş.Aslında birkaç gün önce gelmişti."
"Gerçekten mi? Neden bana söylemedin daha önce?" dedi genç kız sevinçle.Dayısını uzun yıllar olmuştu görmeyeli.Özlemişti,en çokta söhbetlerini,her zaman gülümseyen cehresini.Dayısının yeri hep yüreğinde hep ayrı olmuşta,ta küçüklükten bu yana.Şimdi araya giren yıllar hiç bir şeyi değiştirmemişti,kalbindeki tahtı sarsılmamıştı.Gel gör ki babasıyla dayısı hiç anlaşmıyordu,keza genç kız içten içe dayısına karşı öfkesini hissediyordu.Ama bu düşmanlığın anlamını bir türlü çözemiyordu.
"Dayım istemedi."diye konuşmaya başlayan abisinin koluna girip çekiştirmeye başladı genç kız."Hadi dayımın yanına gidelim.Onu görmeyi çok istiyorum.Onca yıl...Sahi dayımlar neden burada kalmıyorlar? Ne güzel olurdu,tıpkı eskiden olduğu gibi."dedi bir taraftan da kenarda duran çantasını alarak.Dayısının geliş haberini alan genç kız zarfın varlığını unutmuştu bile.
"Tamam kardeşim gidiyoruz şimdi."
Genç kız ellerini birbirine vurup,kocaman gülümsedi.Gülümsemeyeli ne de çok zaman olmuştu.
Zaman...zaman...
Yitip giden,ömür sermayesini sinsice bitiren...
Musab kardeşinin mutlu olduğunu görünce babasıyla aralarında geçen tatsız konuşmayı unutmuştu.Kardeşinin mutluluğuyla mutlu olan bir adamdı.
Abi kardeş yavaş adımlarla kapıya doğru ilerlerken arkalarında bıraktıkların zarfın etrafı saran zehirli sarmaşıklarının farkında bile değildiler.
Belki de genç adam böyle bir zarfın varlığından haberdar olsa ilk işi yırtıp atmak olurdu.Uzayıp giden yol boyunca genç kız gözlerini yoldan ayırmıyordu.Bir yandan da dayısını görmenin heyecanıyla abisine sorularla soruyordu.
Sanki son birkaç günde yaşananları,babasıyla sabah aralarında geçen tatsız konuşmayı unutmuştu.
Araba bir süre sonra durduğunda heyecandan ellerinin titremesine engel olamamıştı Gülyare.Bu halini anlamdıramıyordu,daha düne kadar dayısı aklına gelmezdi.Şimdi gelişiyle anlamıştı dayısını ne çok özlediğini.
"Yıllar...yıllar...
Ve hayatın akışına dalıp giden biz..."diye düşündü.Bulanık zihnine saldıracaken arabadan indi.Soğuk hava tenine değip ürpermesine neden olurken önündeki birkaç basamağı kalkıp kapı zilini çaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nane Molla [TAMAMLANDI]
SpiritualitéZehirli sarmaşıkların sardığı bir hayatta yaşamaya mecbur kalmış genç bir kız. Geçmişin tozlu sayfalarını saklama çabaları. Keder çökmüş kalblerin umut fısıltılarını dinleyişleri. Değişen hayatlar... Çaresizliğin kol gezdiği zamanlarda yankılanan ac...