İyi okumalar...
Gülyare ismini bile bilmediği kadının günler önce zorla eline tutuşdurduğu şimdiyse karşısına geçip "nerede?" diye sorduğu zarfın varlığını çoktan unutmuştu.Halbuki ne kadar merak etmişti içinde ne olduğunu.Hatta açmak için eline almıştı ama nasip olmamıştı içinde ne olduğunu öğrenmek.
"Ne zarfı?"
"En önemlisi siz kimsiniz?"Eliyle karşısındaki genç adamla orta yaşlı kadını göstererek.
Musab kadını ilk gördüğü zaman pek tekin birisine benzetmemişti.Şimdi gelmiş zarf sorması bu düşüncenin doğruluğunu daha da artırıyordu.
"Bakın bizim kimseye bir zararımız olmaz.Sadece yanlış bir anlaşma oldu.Kızım sana o gün verdiğim zarf bak bu genç adamın annesinin."dedi hakikatlere birkaç adım daha atmalarına vesile olduğunu bilmeyerek.
Musab sadece yanlış bir anlama olduğunu düşünüp çok üzerinde durmadı.Ne söyleyebilirdi ki karşısındaki iki yabancıya?Kardeşine doğru dönüp,hala elinde duran kitabı masaya bıraktı.
İki kitabın arasına sıkışmış zarfı farkettiğinde eline alıp başını kaldırdı."Sanırım aradığınız bu."
Aceleyle elinden çekilen zarfla karşısındaki adamın ne kadar yorgun olduğunu fark etti.Geldiklerinden beri konuşmayan,tedirgin halini gizlemeyen adamın ne derdi olduğunu merak etmişti.
Fariz eline aldığı zarfla Yıldız Hanım "Eğer mümkünse sesli okur musun? Bak ben annenin arkadaşıyım.Hep onun hikayesini merak etsem de tam olarak anlatmadı.O yüzden açık konuşursak merak ediyorum.Annen çok konuşmazdı,herkesten uzaktı..."
Aceleyle söylediklerine kendisi bile şaşırmıştı.Hep şu merak kırıntıları yüzden çenesini tutamamıştı.Musab kardeşinin öylece kıpırdamadan durduğunu görünce "Gülyare."dedi,sanki burada olmayan kardeşi abisinin kendisine seslendiğini farkettiğinde ellerini salayıp dizlerini yere koyup kitabları toplamaya başladı.
Musab hala kardeşiyle ne yapacağını bilmiyordu.Düzeleceğini düşünürken sanki kötülüyordu kardeşi her geçen gün.
Fariz "O zaman siz okuyun."dedi.Demek arkadaşıydı annesinin? Hem de kendisine anlatamadıklarını arkadaşına bile anlatmamıştı.
Yıldız Hanım gözleri parlayarak zarfı aldı ve dikkatli bir şekilde içindeki kağıtları çıkardı.Anlamlandıramadığı bir şekilde eli titremeye başladığında bu durumu es geçip katlanmış ilk kağıtı açtı.
Aceleyle yazıldığı herhalinden beliydi,bazı harfler gelişi güzel yazılmıştı.İlk gözüne çarptığı "oğlum" ve "kızım" kelimeleriydi.Dolan gözlerine,eli gibi titreyen sesine rağmen okumaya başladı.Gülyare yerdeki kitapları toplayıp gelişi güzel rafa bıraktı,ayakta kalmasının bir anlamı olmadığını düşünüp sandalyeye geçip oturdu.Bir huzursuzluk çökmüştü yine zayıf yüreğine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nane Molla [TAMAMLANDI]
EspiritualZehirli sarmaşıkların sardığı bir hayatta yaşamaya mecbur kalmış genç bir kız. Geçmişin tozlu sayfalarını saklama çabaları. Keder çökmüş kalblerin umut fısıltılarını dinleyişleri. Değişen hayatlar... Çaresizliğin kol gezdiği zamanlarda yankılanan ac...